Türkiye kabuk değiştiriyor
Turgut Özal ile birlikte ekonomide liberal bir rota belirleyen Türkiye, 2002’ye kadar siyasi istikrarsızlığın faturasını çekti. Tek parti iktidarı ile 3.5 kat büyüyen Türkiye, şimdi dengelenme, değişim ve dönüşüm programı ile yeni bir modele geçiyor
EN AĞIR KRİZ: 2001
1994 yılında önemli bir kriz yaşayan Türkiye ekonomisi, en büyük darbeyi 2001'de yaşadı. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Milli Güvenlik Kurulu'nda rahmetli başbakan Bülent Ecevit'e fırlattığı anayasa kitapçığı, Türkiye'de gecelik faizleri yüzde 7 bin 200'e kadar çıkardı. 20'ye yakın bankanın batmasına neden olan, Türkiye'nin milli gelirinin neredeyse üçte birini götüren bu krizin ülkeye hesaplanabilen maliyeti yaklaşık 260 milyar TL olarak gerçekleşti.
MİLAT: 2002 SEÇİMİ
Türkiye'de siyasi istikrarsızlığı bitirip, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın fitilinin ateşlendiği seçim Kasım 2002'de gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Ağustos 2001'de kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) zaferle çıktığı seçimin ardından, Türkiye'de büyük bir dönüşümü başlattı. Bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılması ve güçlendirilmesi ekonominin dönüm noktası oldu. Gerçek işlevine dönen ve mali bünyesi sağlamlaştırılan sektör, dünyayı sarsan 2008 küresel krizinin Türkiye'yi teğet geçmesinde başrolü oynadı. AK Parti iktidarı ile birlikte 2002-
2018 yılları arasında üç kattan fazla büyüyen Türkiye ekonomisinde gayrisafi yurtiçi hasıla 230 milyar dolardan 784 milyar dolara çıkarken, kişi başı gelir de 3 bin 500 dolardan 10 bin doların üstüne yükseldi. Geçen yıl yaşanan kur saldırısının etkisiyle kişi başı gelir 9 bin 346 dolara indi. Kur saldırısı öncesinde, enflasyonun yüzde 30'dan tek haneye, kamunun borçlanma faizinin yüzde 70'lerden 10'nun altına indiği bu dönemde, doğrudan yabancı sermaye girişi 195 milyar dolarla 1923-2002 arasındaki rakamın 13 katına ulaştı.
YATIRIM İŞTAHI ARTTI
Geçen yılın eylül ayında açıklanan Yeni Ekonomi Programı (YEP) çerçevesinde ekonomide son çeyrekte belirginleşen dengelenme, Mart 2019'dan itibaren meyvelerini vermeye başladı. Konkordato başvuruları üçte iki oranında azalırken, yeni başvurular da üçte bir oranına kadar geriledi. Beyaz eşya, otomotiv ve konutta özellikle geçen yılın son çeyreğinde hızlanan daralma, bu yılın mart ayından itibaren yerini toparlanmaya bıraktı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde, kamu bankalarının öncülüğünde başta KOBİ'ler olmak üzere, sanayicilere sağlanan finansman olanakları ile yatırım iştahında artış başladı.
YENİ BÜYÜME MODELİ
Ekonomide devam eden dengelenme süreci ile birlikte, Türkiye'nin kanayan yarası haline gelen cari açığı sorun olmaktan çıkaran Türkiye, yeni ekonomi modeli ile makas değiştirmenin arefesinde bulunuyor. Tüketim ve harcamaya dayalı büyüme modelini bir kenara bırakarak, ihracat ve katma değere dayalı yeni bir büyüme hikâyesi için çalışmalar devam ediyor. Siyasi istikrarı kalıcı hale getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği hızlılık, 4.5 yıllık kesintisiz seçim süreci ve ekonomi yönetimindeki güçlü irade ile Türkiye, istihdam yaratan sürdürülebilir büyüme ile büyümenin nimetlerinin toplumun bütün kesimlerince paylaşıldığı bir döneme girecek.
EN SON HABERLER
- 1 Doğal gaz depoları yenilenebilir kaynaklarla çalışıyor
- 2 GİB: Kurumlar vergisi beyannamesi için yarın son gün
- 3 Hazine yarın iki ihale düzenleyecek
- 4 Memura disiplin affı
- 5 SON DAKİKA: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Enflasyonun ateşi yaz aylarında düşecek
- 6 Memur olmak isteyenler dikkat! 20 kamu kurumu 37.262 personel alımı yapacak
- 7 Aile Destek Merkezlerinden yaklaşık 140 bin kişi yararlandı
- 8 Türkiye Arıcılık Haritası güncellendi
- 9 BENZİN, MAZOT FİYATI SON DAKİKA: BRENT çakıldı! 13 bin bayi akaryakıt fiyatları listelerini güncelleyecek
- 10 TÜRKSAT 6A uzaydaki yerini alacak! Yeni logo belirlendi