ABD’li iş insanlarından S-400 tepkisi

S-400'lerin teslimine sayılı günler kala gözler Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın G-20 temaslarına çevrildi. Erdoğan-Trump zirvesi öncesinde SABAH'a açıklamalarda bulunan Türkiye-Amerika İş Konseyi Başkanı (TAİK) Mehmet Ali Yalçındağ, iki ülke arasında diplomasi trafiğinin devam ettiğini belirterek, "Diyalog ve uzlaşı daima esastır. 'Kötü komşu insanı ev sahibi yapar' şeklinde bir atasözümüz var. Bunu her fırsatta Amerikalı muhataplarımıza hatırlatıyoruz" ifadelerini kullandı.
GEÇMİŞTE DE YAŞANDI, AŞILDI
ABD'nin tehditkâr dili bırakması gerektiğini söyleyen Yalçındağ, şöyle konuştu: "Türkiye ile ABD arasında tehdit dilinin kullanıldığı krizler daha önce de yaşandı. Örneğin, 1964'te ABD Başkanı Lyndon Johnson'un dönemin Başbakanı İsmet İnönü'ye gönderdiği mektup var. İnönü'nün, Kıbrıs konusunda tehditkar ifadeler içeren bu mektuba, 'Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır' şeklinde bir cevap verdiği hepimizin hafızalarındadır. Yine, 1975'te ABD'nin Kıbrıs Barış Harekâtı ve afyon ekim yasağı nedeniyle Türkiye'ye uyguladığı silah ambargosu var. O günkü koşulların bugünkü tehditlerden çok daha ağırdı. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel cevap olarak İncirlik üssünü kapattı. En son, 2003'te buna benzer dayatmalara tepki olarak TBMM, hükümet tarafından sunulan Irak tezkeresini geri çevirdi. Yani, Türkiye, ekonomik ve askeri açıdan bugüne göre çok daha zayıf olduğu dönemlerde dahi, bu tür tehditler karşısında durabilmiş bir ülkedir."

DAYATMALARA KARŞIYIZ
İki ülkenin iş insanlarının tehdit ve yaptırım diline karşı olduğunu belirten Yalçındağ, "TAİK olarak, ekonomik yaptırımların siyasi sonuç elde etmek için bir dayatma unsuru olarak kullanılmasına karşıyız. Yaptırımlar geçmişte de sonuç vermedi. Türkiye ile ticari ilişkisi olan ABD'li iş insanları da krizden rahatsız olduklarını her fırsatta dile getiriyor" dedi.
TÜRKİYE DOSTLAR GRUBU CANLANSIN
Yaptırım olması durumunda Türkiye'nin bunlara cevap verebileceğini anlatan Yalçındağ, "Kısa vadede, ekonomideki daralmayı aşmak, yatırım çekmek ve dış ticaret hacmini genişletmek üzere bazı adımlar atacağız. Bu konuda çalışıyoruz. Uzun vadede ise, ABD ile ilişkileri, kongre ve lobiler düzeyinde de geliştirmek gerekecek. Eskiden, kongrede 'Türkiye Dostları Grubu' vardı, fiilen kalmadı. Bunu yeniden canlandırmalıyız" dedi.
ABD TÜRKİYE'Yİ DIŞLARSA NATO 'YA DA ZARAR VERİR
ABD'nin F-35 savaş uçaklarını vermeyeceği yönündeki açıklamalarına da tepki gösteren Yalçındağ, "20 yıldan bu yana F-35'in ortağıyız. ABD, Türkiye'yi dışlayarak, belki bizim ürettiğimiz parçaları başka ülkelere imal ettirebilir. Ama, sorun sadece imalatla sınırlı değil. ABD, Türkiye'yi dışlarsa aslında, Rusya'nın karşısında, NATO hava savunmasına da zarar vermeyi göze alıyor demektir. NATO'nun hakemliğine Pentagon'un karşı çıkması ise akıl alır gibi değil" diye konuştu.
YATIRIM İŞTAHI SÜRÜYOR
ABD'li işadamlarının Türkiye'ye yatırım iştahının sürdüğünü belirten Yalçındağ, "GE, İstanbul'da küresel mühendislik ve inovasyon merkezlerini kurdu. Pepsi-Co Manisa'da Avrupa'nın en büyük patates deposunu açtı. P&G ve Dow Chemical sermaye artışına gidiyor. Citibank, 60 ülkeyi Türkiye'den yönetiyor. Medtronic Ortadoğu ve Asya operasyonlarını buradan yönetiyor. Mondelez, sakız üretimini Türkiye'ye taşıdı" dedi.