Son Güncelleme: Çarşamba 11.03.2020
Salgın bonosu fiyaskosu
Küresel bir salgına karşı finansman ihtiyacı için çıkarılmış en yaratıcı ürün Dünya Bankası’nın 2017’de devreye aldığı 12 milyar dolarlık salgın bonoları. Ancak ebolada devreye girmeyen ve koronavirüste geç kalan bu kaynak, yatırımcı açısından fiyaskoya dönüşmüş durumda
Koronvirüsün şu ana kadar dünyaya maliyetinin 1 trilyon dolar olacağı hesaplanıyor. Bu büyüklükte bir krizi her ülkenin kendi kaynakları ile karşılaması oldukça zor. Geçtiğimiz haftalarda Dünya Bankası, koronavirüs salgını 12 milyar dolarlık kaynak ayırdığını açıkladı. Bu kaynağın öncelikli hedefi en yoksul ve en çok risk altındaki ülkelere kaynak aktarılarak salgının etkilerinin azaltılması. Acil yardım paketinin içinde düşük maliyetli krediler, hibeler ve teknik yardım da var. Söz konusu yardım, ülkelerin kamu sağlığı kapasitelerinin iyileştirilmesini, aynı zamanda salgının ekonomik etkisini azaltmak için özel sektörle birlikte çalışılmasını öngörüyor.
Buraya kadar her şey normal gibi gözüküyor. Dünya Bankası'nın attığı bu adım görevlerinden biri. Dünyada gelişmekte olan ülkelerde altyapıdan sağlığa ve çevreye kadar birçok alanda kaynak ayırmak için kurulan bir kurum Dünya Bankası. Ancak koronavirüs salgınında Dünya Bankası eleştiri oklarını üzerine çekti. Sebebi ise salgın bonoları diğer adıyla 'pandemik bonolar'...
EBOLADA DEVREYE SOKULMADI
12 milyar dolar büyüklükte çıkarılan bu bonolar bir salgın durumunda devreye girmesi için yaratılmış bir nevi finansal sigorta işlevi görüyor. 2017'de Pandemik Acil Finansman Fonu altında, gerekli olduğunda acil yardım sağlayabilmek amacıyla özel bono ve güvence oluşturulmuştu. Ancak 2018'de Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde patlak veren ve yaklaşık bir yıl boyunca etkisi süren ebola salgınında bu bonolar devreye sokulmadı. Devreye girmemesi üzerine yatırımcı da küstürüldü. Koronavirüs salgınının ulaştığı boyutsa, yatırımcıların geri adım atmasına neden oldu.
ÜRÜN YANLIŞ DİZAYN EDİLMİŞ
Uzmanlar üç yıl önce ortaya çıkan bu bonoların dizaynının yanlış olduğu konusunda hem fikir. Koşulların oluşması durumunda yatırımcıya getiri sağlaması gerekiyor. Ancak ebolada bu durum yaşanmadı. Tek bir cent ödeme yapılmadı. 225 milyon dolarlık A tipi bonolarda ise yatırımcı soğuk algınlığı benzeri hastalıklar için Libor + yüzde 6.9'luk bir yıllık getiri sağlıyor. Koronavirüs ve ebola gibi daha ciddi salgınlar için de Libor + yüzde 11.5'lik bir getiri var.
TÜRKİYE'DE BENZER ÜRÜN ÇIKABİLİR
Dünya Bankası'nın attığı adımlarda hata olabilir ama salgın ve doğal afetler gibi acil ihtiyaç için yaratılan bu tür finansal bir enstrüman aslında her ülkeye lazım. Türkiye'de benzer bir durumda bir bono yaratılabilir mi? Herhangi bir salgın veya doğal afet olması durumunda devreye girecek bir tahvil ihracı yapılabilir. 1999'un 17 Ağustos'unda devreye girebilirdi örneğin. Ya da koronavirüs'ün Türkiye'ye sıçrama ihtimalinde bu fon devreye sokulabilir.
EN SON HABERLER
- 1 Aile Destek Merkezlerinden yaklaşık 140 bin kişi yararlandı
- 2 Türkiye Arıcılık Haritası güncellendi
- 3 BENZİN, MAZOT FİYATI SON DAKİKA: BRENT çakıldı! 13 bin bayi akaryakıt fiyatları listelerini güncelleyecek
- 4 TÜRKSAT 6A uzaydaki yerini alacak! Yeni logo belirlendi
- 5 Bakanlık 673 firmaya dahilde işleme izni verdi
- 6 Akaryakıtta tek fiyat dönemi başlıyor! Tarih belli oldu
- 7 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ile görüştü
- 8 Bakan Şimşek'ten enflasyon mesajı! O tarihi işaret etti: Tek haneye düşecek
- 9 Ankara'da işletmelere yönelik vergi denetimi yapıldı
- 10 Uzmanlar kredi notu artışını değerlendirdi