Giriş Tarihi: 5.1.2021 12:07

Türkiye en hızlı büyüyen ülkelerden biri oldu

Dünyanın en büyük krizlerinden birinin yaşandığı 2020’de tüm güçlüklere rağmen Türkiye, üçüncü çeyrekte yüzde 6,7’lik büyüme oranıyla G20 ve OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri oldu.

Dünyanın en büyük krizlerinden birinin yaşandığı 2020'de tüm güçlüklere rağmen Türkiye, üçüncü çeyrekte yüzde 6,7'lik büyüme oranıyla G20 ve OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri oldu.
Pandemide devreye alınan birçok tedbir ve destekle, ticarette geliştirilen yeni yöntemlerle, dijitalleşme hamleleriyle Türkiye dünyadan ayrıştıracak bu pozitif büyüme verisine ulaştı. Sanal fuarlar, sanal ticaret heyetleri sonucunda pek çok yeni iş birliğine imza atıldı. Türk firmaları İspanya'dan Güney Afrika'ya kadar dünyanın birçok ülkesinden yabancı alıcılarla görüşerek, hem zamandan hem bütçeden tasarruf ederek yıllardır toplayamadığı kartvizitleri üç-dört günde topladı. Kriz ortamında dünyanın en büyük katılımcı nüfusuna sahip ve gelişme potansiyeli en yüksek ülkelerinin RCEP anlaşmasıyla oluşturduğu serbest ticaret bloğunun büyük bir fırsat olabileceğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, RCEP'e imza atan 15 ülkeden 3 tanesi ile serbest ticaret anlaşmamız olduğunu ancak diğer ülkelerle de müzakereleri hızlandırmak gerektiğini vurguladı.

İZMİR LİMANLARI BATIYA AÇILAN KAPI

1980'li yıllardan beri İzmir'in "Serbest Şehir" ilan edilmesinin çeşitli taraflar tarafından ısrarla dile getirildiğini hatırlatan Eskinazi, "Artık İzmir'in potansiyelinin ve stratejik konumunun farkına varıp, harekete geçmeliyiz. İzmir "Serbest Şehir" olduğu takdirde bu ülkelerin yatırımlarını çekeceği gibi, İzmir Limanları da RCEP ülkeleri için Batı'ya açılma kapısı olabilir. Bu da ülke ekonomisine ciddi oranda katkı sağlar. Önümüzdeki süreçte yüksek hızlı büyüme değil, yüksek kaliteli sürdürülebilir bir ekonomik büyüme standardını yakalamalıyız. Bunun için en başta bugün karşımızda yüzleşmemiz ve acilen önlem almamız gereken bir konu duruyor" dedi.


İKLİM KRİZİ KÜRESEL BİR SORUN

İklim krizinin küresel bir sorun olduğunu belirten Eskinazi, "Küresel bir çözüm de gerekiyor. Her yıl atmosfere 10 gigaton karbon salıyoruz. Bu da 27 bin Empire State binasına eşit. İnsanlığın bir şansının olmasını istiyorsak küresel ekosistemi canlandırmalıyız. Geleceğimiz, doğayla yaşama tercihimize göre şekillenecek. Yeni bir yön belirlememiz lazım. Dünya ticareti artık insan hakları, çevre, dijitalleşme üzerine şekilleniyor. Bütün ülkelerin iklim krizi ve dijitalleşme diplomasileri devam ediyor. Dünya Ekonomik Forumu'nda, G20 zirvesinde, Çin'in 2021-2025 yıllarını kapsayacak olan 14. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda, 173 devlet ve hükümet başkanının katıldığı online düzenlenen BM'nin kuruluşunun 75. yıldönümünde ve daha birçok önemli zirvede altı çizilen konular; sürdürülebilir kalkınma, çevre, insan hakları, teknoloji transferi kısacası "köklü yenilikler" şeklinde konuştu.
2020 YENİ DÜNYA DÜZENİNİN TOHUMUYDU

Pandeminin zaten ihtiyaç olan daha adil, daha güvenli, daha şeffaf yeni bir ekonomik modelin ortaya çıkışına zemin hazırladığını söyleyen Eskinazi, "Bu değişimin yaşanacağını IMF Başkanı Kristalina Georgieva'nın "Bugün yeni bir Bretton Woods anındayız" sözlerinden ve Dünya Ekonomik Forumu'nun kurucusu Klaus Schwab'ın "Pandemi, dünyamızı yeniden tasarlamak ve yeniden başlatmak için bir fırsat sunuyor." sözlerinden okuyabiliriz. 2020 yeni dünya düzeninin tohumuydu. O tohumun sonuçları 2021 ve sonraki yıllarda karşımıza çıkacak. Dijitalleşme, blockchain teknolojisi hem dünya ekonomisinin hem iklim krizinin geleceği olabilir. Her ülkeye ait bir karbon ayak izinin olacağı bir dönem bizi bekliyor. Sanayi altyapımız çok güçlü ancak dünya ticareti artık her ülkenin istediği gibi sanayi üretemeyeceği, ekolojik standartlara bağlı bir sürece giriyor. Sürdürülebilir ekonomik büyüme, çevreci yaklaşım ve dijitalleşmeyle mümkün. Ülkemizin ekonomisiyle ilgili yapılacak düzenlemeler ve girişimler bu unsurlardan bağımsız planlanamaz" diye konuştu.
DİJİTALLEŞME ARTTIKÇA CİRO ARTIYOR

Türkiye'nin sanayi stratejisinde orta ve uzun vadeli kalkınma planlarında iklim değişikliği, yeşil dönüşüm yatırımları, yenilenebilir enerji politikaları, temiz enerji teknolojileri, blockchain teknolojisi ve dijitalleşmenin yer alması gerektiğinin altını çizen Jak Eskinazi, "Firmaların dijitalleşme oranı ne kadar fazlaysa cirosu bir o kadar artıyor. Blockchain teknolojisi marka değerini artırıyor. Çünkü ürünlerin raflara gelene kadarki geçen tüm sürecini tüketici de gördüğü için bu şeffaflık, güvenilirliği de beraberinde getiriyor. Aynı zamanda tedarik zinciri takibini kolaylaştırdığı için siparişten üretime kadar bütün süreçler kontrol altında ilerletiliyor.Böylece atıklar minimize ediliyor, gıda israfı önleniyor, zaman ve kaynak tasarrufuyla imalat maliyetlerine etki ederek döngüsel ekonomiye direk katkı sağlıyor. Blockchain teknolojisi, e-ticaretin yükselişi, dijital ödeme yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla firmalarımızın her geçen gün artan rekabet ortamı içerisinde istikrarlı bir şekilde ilerleyebilmesi için de şart. Dünyanın her yerinde, her saatinde hızlı destek verilmesini, dijital davranış verilerinden yararlanarak talep tahmininin iyileştirilmesini, böylece müşterilere en doğru ve kişiselleştirilmiş, ürünler ve hizmetler sunulmasını sağlıyor. Döngüsel ekonomi yol haritası oluşturulmalı ve bu yol haritası inovasyon fonlarıyla desteklenmeli" dedi.

PANDEMİDE KRİZİ ÇOK İYİ YÖNETTİK
Finlandiya'nın döngüsel ekonomi uygulamasında öncü olduğunu ve bu modele geçtiğinden beri yılda 2-3 milyar euro değer yarattığını söyleyen Eskinazi konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Ülkemizin geleceği, dünya ekonomisinin geleceği, ekonomik büyümede istikrarın sağlanması, yeniden dönüşümü esas alan döngüsel ekonomiyi güçlendirecek yeni sürdürülebilir bir eylem stratejisi ve bir reform paketiyle mümkündür. Sadece ticaret de değil. Ulaşımdan, turizme kadar birçok sektörde, kendi yaşamımızı da değiştirecek, çevre ve blockchain teknolojisinin entegre edildiği girişimlere tanıklık etmeye başladık. İsveç 2023'te dünyanın ilk nakitsiz toplumu olmayı hedefliyor. Artık dünyanın birçok ülkesinde otobüs biletleri, vergi ödemeleri kripto para ile gerçekleşiyor. Bankalar sunduğu kredi kartlarıyla kullanıcılarının karbon ayak izini takip edebiliyor ve karbon emisyon bütçesini aştıklarında kartlarını bloke ediyor. Turizm de artık buna göre şekil alıyor. Müşterilerin karbon ayak iziyle doğru orantılı para ödemesi gerçekleştireceği ekolojik oteller kuruluyor. Türkiye'nin çok güçlü ama tam anlamıyla kullanılmayan yönleri var. Örneğin pandemide sağlık sistemi ve ekipmanlarının yeterliliği, ürün ve hizmetlere erişebilme yönümüzle çok iyi bir kriz yönetimi sergiledik."
İNTERNETTE EN ÇOK ZAMAN GEÇİREN ÜÇÜNCÜ ÜLKEYİZ

Dünyada teknolojiyi satın alma ve kullanma oranı en yüksek olan ülkelerden biri olduklarını söyleyen Eskinazi, "OECD'nin 2019 raporuna göre internet, mobil internet ve sosyal medyada günlük ortalama geçirilen saate bakıldığında üçüncü sıradayız. Ama teknoloji üretmede gerideyiz. Bizim avantajımız adaptasyonumuzun yüksek olması. OECD ülkeleri içerisinde Ar-Ge için ayırdığımız bütçeyle diğer birçok üye ülkenin gerisindeyiz. Özellikle teknoloji altyapı alanlarında gençleri gözeten yatırım programları oluşturabiliriz. Ekonomi, hukuk ve demokraside başlattığımız seferberliğe dijitalleşme, inovasyon ve iklim seferberliğini de eklemeliyiz. Toplum 5.0, kaynakların akılcı yöntemlerle kullanıldığı, gelecek nesillerin hak ve yararlarını gözeten faydacı etik ilkelerine uygun bir yaşam kalitesini odağına alır. Ülke ekonomisini ileriye taşıyacak hamleler yapmak tüm siyasi ve ekonomik aktörlerin ortak sorumluluğudur. Günümüzde tartışmaların merkezinde artık şu sorular yer almalı; Yeşil yeni düzende üretim ve bilişim teknolojileri, hızla gelişirken dijitalleşme ve çevre politikamız yeterli mi? Türkiye'nin bu sürece katılması ve uzun ömürlü pozisyon alması için Ar-Ge harcamalarını ne kadar artırması gerekiyor? Artırırsa bu ülkelerle rekabet etmek için yeterli olacak mı? İnovasyon ve katma değeri yüksek ürün Ar-Ge'ye destek verildiği takdirde gelişmez mi? Döngüsel ekonomi zaten bir sistem inovasyonu değil mi?" şeklinde konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.