Konutta iki kilit sözcük: Kadınlar ve uygun fiyatlı konutlar

Hayallerimizdeki ev nasıl olmalı? Şık ve konforlu, geniş ve ferah, manzaralı ve iyi bir mevkide ama ucuz. Kilit sözcük; ucuzluk. Bugün konut firmaları bu koşulların tamamını tutturamasa bile en yakın koşulları sağlama yarışında. Zaten bunu yapan kazanıyor. Ama konut firmaları öteden beri bir taktik uyguluyor. Evi satın alacak ailelere karşı kaleyi içeriden fethetme taktiği bu. Yani evin kadınlarını. Zira bir evin kullanımı, odaların, mutfağın, banyonun konumları, konforu gibi akla gelebilecek pek çok ayrıntı kadınlar için hayati derecede önemli. Ev alma kararını da işte bu koşullar belirliyor. Bu koşullara bilindiği gibi 2001 yılından itibaren bir yasal dayanak da eklendi. Bu koşul, parayı ödeyen erkek olsa da kadını ihmal edilemeyecek noktaya yükseltiyor. Medeni Kanun'un194. Maddesine göre eşlerden biri, diğerinin rızası olmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Aile konutu olan taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Ancak Danıştay'ın bu konu ile ilgili kararı gereği olarak aile konutu şerhinin alınabilmesi için Aile mahkemesinden bir karar alınması lazım. Muhtardan alınacak aile sicil beyannamesi ve mahkemenin isteyebileceği evrakların dilekçeye eklenmesi ile Aile mahkemesine başvuru yapılabilir. Aile konutunda malik olmayan eşe mülkiyet üzerinde hak verilmektedir. İşte bu yüzden kadınlar artık maliki olmadıkları ev üzerinde bile mülkiyet hakkına sahip olabiliyor. Bu onları konut satıcıları nezdinde daha da ayrıcalıklı kılıyor. Hayriye Sebuktekin/ İstanbul Apartman 8 daireden oluşmuş olup, benim dairem girişte, en küçük daire. Apartmanda aydınlatma(Elektrik) hariç zorunlu sayılacak bir aylık gider yok. Bazı daireler ise apartman aidatlarını hiç ödemiyorlar. 2 yıldan fazla boş (eşyasız, oturan yok)apartman dairem için aylık aidatları ödemek zorunda mıyım? Öncelikle Kat mülkiyeti yasasında kat maliklerinin borçları ile ilgili genel kurala bakalım; Kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler. Bu kanunda kat maliklerinin borçlarına dair olan hükümler, bağımsız bölümlerdeki kiracılara ve oturma (Sükna) hakkı sahiplerine veya bu bölümlerden herhangi bir suretle devamlı olarak faydalananlara da uygulanır; bu borçları yerine getirmeyenler kat malikleriyle birlikte, müteselsil olarak sorumlu olur. Yasaya göre ana gayrimenkulün genel giderlerine katılma ile ilgili maddede ise şöyle açıklanmıştır; Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça: a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; b) Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; katılmakla yükümlüdür. Kat malikleri ortak yer veya tesisler ile ilgili olarak durumu faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz. Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık, yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür.