Sular çekilince 7000 yıllık taşlar ortaya çıktı: Dünyayı korkutan gerçek...

Uzun bir süredir aşırı sıcak ve beraberinde gelen kuraklıkla boğuşan Avrupa'dan korkutan görüntüler geliyor. Meydana gelen aşırı kuraklık, nehirlerde su bırakmadı ve insanlar oldukça bunalmış durumda... Avrupa'nın neredeyse yarısında kuraklık durumunun 'uyarı verici' seviyede, yüzde 17'sinde ise 'alarm' seviyesinde olduğu bildirildi. Kuraklık nedeniyle tarım ciddi anlamda etkilendi. Bu nedenle de nakliye, enerji ve gıda üretimi konusunda ciddi olumsuzluklar yaşanabilir. Öte yandan nehirlerdeki durum da endişe verici... Son olarak İspanya'dan gelen görüntü kuraklığın geldiği boyutu gözler önüne serdi. TARİH ÖNCESİ DAİRE İngiltere'deki Stonehence Anıtı'ndan yaklaşıl 2000 yıl önce yapıldığı inanılan ve İspanyol Stonehenge olarak adlandırılan 150 ayakta duran taştan oluşan bir tarih öncesi daire ortaya çıktı. Son 60 yıldaki en kötü kuraklık dönemini yaşanan ülkede Valdecañas Rezervuarı'ndaki MÖ 5.000'den kalma bir granit taş çemberi olan Guadalperal Dolmen'i, 1924'te keşfedildiğinden bu yana sadece dört kez görüldü. Kasten sular altında bırakıldığı düşünülen taşlar yalnızca aşırı kurak dönemlerde ortaya çıkıyor. İngiltere'deki Stonehenge'den en az 2.000 yıl daha yaşlı olan taşlar, yakındaki Tagus Nehri'ni temsil ettiğine inanılan dalgalı detaylara sahip. Bazı teoriler, tarih öncesi yapının ya bir güneş tapınağı olarak kullanıldığını ya da 7000 yıl önce Kelt halkı tarafından inşa edildiğinde mezarların üzerine serildiğini öne sürüyor. Benzer görüntüler Çekya'nın Decin kasabasındaki Elbe Nehri kıyısında da ortaya çıktı. Geçenlerde Alman gazeteci Olaf Koens tarafından keşfedilen yazıda 'Beni görürsen ağla' yazıyor. Çek araştırmacıların araştırdığı işaretler 15. yüzyıla kadar uzanmakta. Decin taşı aslında kuraklık uyarısı yapıyor. Taşın, 600 yıl boyunca aşırı kuraklıklarda en az 12 kere ortaya çıktığı tahmin edildi. Elbe Nehri'den şu an için taşımacılık halen yapılıyor, ancak çekilme böyle devam ederse, bu durumun çok uzun sürmeyeceği ifade ediliyor. Almanya'ya uzanan nehrin son durumunu değerlendiren Alman ana sanayi lobi grubu, su seviyesi bu hızla çekilmeye devam ederse kargo taşınmayacağını ve üretimi kısmak zorunda olacaklarını ifade etti. Kuraklık nedeniyle Kıta'nın genelinde tarım ciddi anlamda etkilendi. Bu nedenle de nakliye, enerji ve gıda üretimi konusunda ciddi olumsuzluklar yaşanabilir. Kuraklık göstergelerine göre temmuz ayı itibarıyla kıtanın geneli ve İngiltere'nin yüzde 47'sinde kuraklık düzeyi 'uyarı verici', yüzde 17'sinde de 'alarm verici' düzeye çıktı. Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi'nden Andrea Totti, bu yıl yaşananların sonuçlarını henüz net bir şekilde analiz etmediklerini söyleyerek, 'Son 500 yılda 2018'deki kuraklığa benzer bir olay olmamıştı. Ancak bu yıl çok daha kötü' dedi. Avrupa'nın çoğu bölgesinde neredeyse 2 aydır herhangi bir yağış görülmedi. Bu nedenle de meteoroglar kıtadaki kuraklığun son 500 yılın en kötüsü olabileceğinin altını çizdi. Kuraklığın en kötü hissedlidiği yerlerden biri Almanya. Kalıcı kuraklık ve yüksek sıcaklıkların, diğer nehirlerde olduğu gibi Ren Nehri'nde de su seviyesinin düşmesindeki en önemli etkenler olduğunu belirten uzmanlar geçtiğimiz günlerde, su seviyesinin daha da düşmesinin yüksek tonajlı gemilerin nehri kullanamaması anlamına geleceğini, bunun da ekonomiye olumsuz yansıyacağı uyarısında bulundu. Federal Hidroloji Enstitüsü (BfG) uzmanı Bastian Klein, su seviyesinin düşmeye devam edeceğini, gelecek hafta bir miktar yağmur kaydedilmesinin beklendiğini ancak bunun, su seviyesinin yükselmesine katkısının beklenmediğini söyledi. Federal Su Yolları ve Denizcilik İdaresi (WSV), Orta Ren'deki su seviyelerinin hafta sonuna kadar 10 ila 15 santimetre daha düşmesini beklediğini açıkladı. Köln Limanları ve Yük Taşımacılığı (HGK) Sözcüsü Christian Lorenz, Köln-Godorf limanına kaya tuzu taşıyan yük gemilerinin bazen düşük su seviyesi nedeniyle normal yükün neredeyse üçte biriyle geldiğini ifade etti. İklim değişimi nedeniyle rekor seviyelere çıkan hava sıcaklığının Fransa, İspanya, İtalya ve hatta Hollanda'da su kıtlığına yol açtığı, birçok akarsu yatağının kuruduğu belirtildi. Gözlemevi yetkilileri, ağustos ve eylül ayı boyunca Avrupa kıtasında kuraklığın devam edeceğini beklediklerini bildirdi. Bu durumun kuraklığın seviyesini artıracağı, ayrıca tarım, enerji ve su temininde ciddi etkileri olacağı ifade edildi. Avrupa Birliği'nin (AB) Copernicus İklim Değişikliği Servisi ise yağışların azlığı ve yüksek sıcaklıklara bağlı olarak orman yangınları açısından da kıta genelinde daha fazla tehlike bulunduğu uyarısını yaptı. TUNA NEHRİ'NDE SULAR ÇEKİLDİ Toplam 10 ülkeden geçen Tuna Nehri'nin su seviyesinde yaşanan düşüş, kuraklığın boyutunu gözler önüne serdi. Budapeşte'deki ELTE üniversitesinden araştırmacılar, iklim değişikliğine karşı önlemler alınmadığı takdirde Macaristan'ın önümüzdeki birkaç yılda kalıcı kuraklıklarla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıda bulundu. ABD'de de durum farksız değil. ABD Nevada eyaletindeki Mead Gölü kuraklığın kurbanı oldu. Geçtiğimiz aylarda tamamen kuruyan gölün altından ise adeta ceset yuvası çıktı. Mead Gölü'nün çamurlu kıyısında biri varilin içine sıkıştırılmış şekilde 4 iskelet kalıntısına rastlandı. Gölde yapılan çalışmalar hız kesmeden devam ederken Mead Gölü'nde 4 farklı insan kalıntısı bulunduğu, ancak bunların aslında 2 kişiye ait kalıntılar olabileceğine dair sonuçlar ortaya çıktı. Konuya ilişkin açıklama yapan adli tabip, 'Şu anda bu kalıntılarla ilgili soruşturma yapılıyor ve kalıtıların 2 kişi olup olmadığı araştırılıyor' dedi. Kemikler ve insan kalıntıları Mayıs ayında ortaya çıkmaya başlamıştı. İlk olarak varil içinde bir ceset tespit edilmişti. Başından vurularak öldürüldüğü anlaşılan kişi ile ilgili araştırma başlatılmıştı. 7 Mayıs tarihinde ise yaşı 23-38 arasında olduğuna inanılan kişiyle igili araştırma yapılmaya başlanmıştı. 26 Temmuz tarihinde ise gölün Swim Plajı'nda üçüncü bir insan kalıntısı bulunmuştu. Birkaç gün sonra da başka bir yerde, Bir yerel sakin de Fox 4'e verdiği demeçte hafta sonu ailesiyle yüzme için göle gittiğini de sığ suyun altında insan kemikleri bulduğunu ifade etmişti. BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI Mead Gölü çevresindeki ölümleri inceleyen eski bir Ulusal Park Servisi yetkilisi olan Travis Heggie, 'Bu, buzdağının sadece görünen kısmı, burada her türden suç unsurunun ortaya çıkmasını bekliyorum - ve çok ciddiyim.' ifadelerini kullandı. Varillerde ceset olmasa bile cinayet silahlarının bulunabileceği iddia edildi. Kurbanları varillerde saklamanın 19. yüzyıldan bu yana suçlularda popüler bir teknik olduğu göz önüne alındığında bölgede çok sayıda ceset bulunabileceği de iddialar arasında yer aldı. Uzmanlar iskelet kalıntılarının kimliklerini belirlemek için erken olduğunu belirtse de bulunan cesetlerden birinin mafya bağlantısı olan Johnny Pappas olduğunda şüphe ediliyor. Zira Yunan asıllı Amerikan Pappas'ın, 1976'da Mead Gölü'nde bir tekne tuttuğu ve tekneyi satın almak için restoranda iki adamla buluşacağını karısına söylemesinin ardından ortadan kaybolmuştu. Üç gün sonra ise arabası bir eğlence merkezi otoparkında kontak anahtarı ile birlikte bulunmuştu. Bütün bunların yankıları sürerken Mead gölünden bir ceset daha çıktı. Bölgede keşif çalışmaları ise sürüyor...

Sular çekilince 7000 yıllık taşlar ortaya çıktı: Dünyayı korkutan gerçek...

EN SON GALERİLER