Kiralık Aşk'ın Selim'i Yalçın Hafızoğlu'ndan Barış Arduç ve Elçin Sangu itirafı: Bir daha hiç görmedim!

Konuk oyuncu olarak katıldığı 'Kiralık Aşk' dizisiyle televizyon dünyasına ilk adımını attı, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da canlandırdığı Hızır Ali Çakırbeyli karakteri ile çok sevildi… 'Herkes sert, takım elbiseli birini bekliyor ama öyle değilmişim değil mi?' diyerek kendini ne de güzel anlattı. Yalçın Hafızoğlu ile kariyer sürecinden özel hayatına, merak edilenlerini konuştuk. -Neler yapıyorsun, nasıl gidiyor hayat? Güzel gidiyor. Sete gidiyorum, okula gidiyorum, stüdyoya gidiyorum, eve gidiyorum, o kadar. -Oyunculuk bazı insanlar için şans, bazı insanlar için emek. Senin hikayen ne? Bu günlere planlayarak, emin adımlarla mı geldin; yoksa kader ağlarını ördü ve şansın el vermesiyle keşfedilip bu günlere mi geldin? Ben çocukluktan beri isteyenlerdenim. 8 yaşındaydım ben ve davul çalmaya başladım. İlkokula gidiyordum, o yıl bir yıl sonu konseri veriliyordu mezunlar ve lise tarafı için. Ben o konsere kaçak girdim, çünkü ortaokul ve ilkokul tarafındaydık biz. O yüzden bizi almıyorlardı. Sonra kaçak kaçak izlerken oradaki orkestra şefi, 'biz bu okulda kurs gibi bir şey yapacağız. Katılmak isteyenler konserden sonra gelsinler' dedi. Bu arada benim bu konsere kaçak girmemin bir sebebi var. İki tane ablam var benim. Bir tanesi benden 11, bir tanesi 18 yaş büyük. Bunlar deli gibi müzik dinliyorlar. O da müzik etkinliği de, 'görmem lazım' dedim. Neyse kurs deyince 'ben istiyorum, ben istiyorum' dedim ve koşarak gittim, ifşa da ettim kendimi. 'Bunun ne işi var burada?' diye baktılar. Ben direttim 'davul çalacağım' diye, aldılar beni eğitmeye başladılar. Gel zaman git zaman sahneye çıkmaya başladım 12 yaşında. Zamanla tiyatroya merakım gelişti. Yine aynı okulda bir tiyatro kolu vardı. Hep sanatla iç içe bir okuldu. Olur mu, olmaz mı derken ben zaten kafama koymuştum. 'Müzik ve oyunculuk yapacağım' diye. Ama tabii lisans zamanı geldiğinde işler değişti, ailenin maddi durumu biraz sarsıldı. O dönem kriz filan çıktı. Ben de çevre mühendisliğini kazanmış bulundum. DÜNYANIN EN YANLIŞ KARARIYDI! Benim gittiğim kurslar vardı o dönem, orada da bir hocamız vardı. 'Sen çalıyorsun davulu zaten, tiyatroya da merakın var, e git Çevre Mühendisliği oku' diyerek dünyanın en yanlış kararını bana aldırttı. Lisansta onu okuduk, şimdi yüksek lisansta tiyatro yapmaya karar verdim. Kısacası hem müzik, hem oyunculuk çocukluğumdan beri vardı. -'Kiralık Aşk' dizisindeki rolünle televizyon dünyasına adım atıyorsun. Kariyerin açısından nasıl bir başlangıçtı sence? 3 bölüm oynadım ben orada. Güzel bir deneyimdi. Ben çok heyecanlıydım orada. Çünkü kamera önündeki ilk deneyimimdi o benim. Ve diziyi bilmiyorum, neyi oynayacağım onu bilmiyorum. Son dakika gelmiş, nasıl geldi onu da bilmiyorum. O dönem çalıştığım bir menajer arkadaşım vardı, öyle bir denk geldi. BARIŞ ARDUÇ VE ELÇİN SANGU'YU KİRALIK AŞK'TAN SONRA BİR DAHA HİÇ GÖRMEDİM -Ama güzel bir işle başlamışsın çünkü o dönem çok seviliyordu o iş… Çok seviliyordu. Ben inanamadım. Barış Arduç ve Elçin Sangu ile oynadık. Ondan sonra da hiç görmedim kendilerini. Ama Barış Arduç'un çok iyi davrandığını hatırlıyorum bana. Heyecanlıyım bana 'bir şey yok, bir şey yok' filan dedi. Öyle bir yerden yaklaştığını hatırlıyorum. Güzeldi yani öyle bir deneyimdi. BİTEN HER DİZİYİ BANA SORUYORLAR 'NEDEN BİTTİ?' DİYE Şu çok enteresandı; yayınlandı birinci bölüm. Bir sahnem mi iki sahnem mi ne var. Ertesi gün yıllardır çay içtiğim Moda'da çay bahçesinde arkadaşımla oraya gittik. 14-15 yaşlarında genç insanlar geliyor, 'fotoğraf çekilelim, fotoğraf çekilelim' filan diyor. Ben de idrak edemiyorum hala ne olmuş olabilir yani. Sonra anladım 'he o öyle bir diziymiş' filan. Beni hala sadece oradan bilen var. Bir de 'niye bitti, devam edecek mi?' diye bana soruyorlar. Benim basın açıklaması yapacakmışım gibi bir halim mi var her daim anlamadım ama biten her diziyi bana soruyorlar 'neden bitti, geri gelecek mi?' (gülüyor). -'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' dizisine nasıl dahil olmuştun, neler kattı sana? Klişe bir şey söyleyeyim mi; okul gibiydi. O dönem birkaç tane diziyle görüşüyordum ben. EDHO'ya da aslında 15 bölüm filan gidecek kötü adam aksında yer alan Taner diye bir karakter vardı. Ben de onun için deneme çekimlerine girdim. Beni gördüler 'olmaz' dediler. Çünkü Oktay Kaynarca'ya benziyorsun, Sanem Çelik'e benziyorsun, hepsini geçtik Yunus Emre Yıldırımer'e benziyorsun. Ben de diğer işlerle görüşmeye başladım. Aradan iki üç ay geçti, sonra telefon çaldı, 'ne yaptın görüştün mü diğer işlerle?' filan. 'Ya bir gelsene' filan dediler. Sonra akıllarındakini söylediler ve öyle dahil oldum. İlk 6 ay ne yaptığımı ve nerede olduğumu bilmiyordum. Öyle bir süreç o. Ondan sonra rayına oturdu her şey. Ben kendimi daha rahat ifade edebildim filan. -Çok sevildin 'Hızır Ali Çakırbeyli' olarak. Nasıl dönüşler aldın, alıyorsun? Ben bir iş yapıyorum ve bu iş izleniyor, birileri de beni o iş sayesinde biliyor. Oradan da bir yakınlık kuruyor çünkü evindeyiz adamın, televizyonundayız. Bundan da ben hoşlanıyorum sevilmiş ve izlenmiş bir karakter. Ama şöyle de yaşamamak lazım; 'herkes beni tanıyor'. Seni değil Hızır Ali'yi tanıyor. Beni kimse tanımıyor. YAKIŞIKLIYIM DİYE BANA HİÇ ROL VERMEDİLER -Yakışıklı birisin. Avantajını ya da dezavantajını yaşadın mı? İşte benzerlik açısından yaşadım. Dezavantajını yaşamadım galiba. Ama estetik kaygım yoktur onu söyleyeyim. O yüzden de beni gördükleri zaman standart bir yakışıklı olarak algılamıyor olabilirler. Ben yakışıklıyım diye bana hiç rol vermediler yani. Benziyorum diye katkısı olmuştur, ama günün sonunda oynuyor musun, oynamıyor musun ona bakarlar. -Yaş 35, yolun yarısı derler. 30'larla birlikte nasıl bir Yalçın ortaya çıktı? Daha sakinim, daha meraklıyım. Biraz daha empati yapabiliyorum filan. İsteklerim ve arzularım hala aynı, orada bir değişiklik yok.

Kiralık Aşk'ın Selim'i Yalçın Hafızoğlu'ndan Barış Arduç ve Elçin Sangu itirafı: Bir daha hiç görmedim!

EN SON GALERİLER