Oyuncu ve fenomen Cihan Albayrak’tan dikkat çeken itiraflar: Travmatik bir çocukluk yaşadım

Özellikle 'nereden duydun bunu' içerikleriyle popülerliği elde eden fenomen ve oyuncu Cihan Albayrak, Sabah TV'de 'Yasemİnce İtiraflar' programında Yasemin Döngel'in konuğu oldu. Kahkaha dolu geçen programda çarpıcı açıklamalara imza atan Albayrak, 'YouTube'da kimseyi rakip görmüyorum' dedi, ''efendi takılırsa iyi olur' dediğim isimler var' cümlesini sözlerine ekledi. Ünlü oyuncu ve fenomen, sosyal medyanın yanı sıra televizyona ve sinemaya da göz kırptı. -Nasıl gidiyor hayat, neler yapıyorsun? Gayet güzel gidiyor. Her şey yolunda. Biraz yorucu tabii, yoğunluk var. TRAVMATİK BİR ÇOCUKLUK YAŞADIM -Sosyal medya ve oyunculuk üzerine konuşacağız ama öncesinde biraz seni tanısak? 90'lar mahalle hayatını yaşamış, orta sütun bir ailenin çocuğuyum. İşçi emeklisi bir baba, ev hanımı bir anne, ağabey ve abla, güzel aile çocukları. Ben en küçüğüyüm, tekne kazıntısı, en yakışıklısı benim. Mahalle hayatı benim çok hareketliydi, dışarıdayız hep filan. Akrabalar, o bütün kültür çatışması filan. Çok memnundum hayatımdan ama bir zaman sonra çok travmatik olduğunu fark ettim. 20-22 yaşlarımda mizah yapmaya, skeç yazmaya başladığımda, eski malzemeleri kullanmaya başladığımda dedim ki; ben travmatik bir çocukluk yaşamışım. Bu şey değil; babam beni hortumla döverdi (gülüyor). E tabii bizi biz yapan şeyler bunlar hiçbir şeyi değiştiremezsin ama baktığımda diyorum, 'evet travmatik şeyler bunlar.' Ben çocukluğumu çok özlüyorum. Eski arkadaşlıklarımı özlüyorum, ailemle darmadağınık haldeyiz. Çünkü ablam Muğla'da, ağabeyim Antalya'da. Eskiden hep beraberdik. O aile karesini unutamıyorum. Onun için eski günleri özlüyorum yani. -Sosyal medyada yayınladığın videolar sayesinde komik kişiliğinle tanıyoruz seni. Peki, Cihan hep bu kadar mizaha yatkın mıydı, çocukluktan gelen bir özellik mi? Komik bir çocuk değildim, sadece benim hayatım komikti. Eski bir sınıf öğretmenim görsün mesela beni, 'Cihan efendi bir çocuktu, hiç böyle şeyler yapmazdı beklemezdik' derler muhtemelen. O özgüveni beklemezlerdi. 'Bu çocuk kesin oyuncu olacak' demezlerdi yani. BABAMIN ONU YAPMAMASI GEREKİYORDU -Peki, nereden geldi bu oyunculuk sevdası? Futbol istiyordum aslında. Yeteneğim de vardı. Bağlarım da kopmadı, bir engelim de yoktu ama. Bir gün babamla balkonda oturuyoruz. İki hafta sonra Marmaris'e tatile gideceklerdi. Ben de o zaman kulüpte oynuyorum, maçlarım var yani. İçim de gidiyor, Marmaris'e gitmek istiyorum bir yandan ama maçım var. Babam bana, 'oğlum biz Marmaris'e gidiyoruz. Sen kararını ver. Ya futbolcu olacaksın, ya da okuyacaksın' dedi. Orada aslında onu yapmaması gerekiyordu. Ben de 'okumayacağım, futbolcu olacağım' diyemedim. 'Baba biraz akışına bıraksak' filan da diyemedim. O zamanlar dilim varmıyor. -Senin hem oyunculuk hem de fenomenlik kimliğin var. Ama bayadır ekranlarda göremiyoruz. Neden? Benim asıl isteğim dizi film ama artık sosyal medya eskisi gibi değil. Sen bir menajerle oyunculuk için çalışıyorsan zaten audation geliyor, iş geliyor, gidiyorsun görüşüyorsun falan ama ben onun peşini bıraktım bir süre. Benim bir oyuncu menajerim vardı, bir süre çalıştım. O ara iş yaptım zaten, bir yandan da içeriklerimi üretiyorum. Sonra menajeri bıraktık, daha da kovalamadım orayı. Çünkü kendi içeriklerimizi üretiyoruz, çok yoğun zaten. YouTube'a iş yapmak, Instagram'a iş yapmak. Ama şimdi başladım biriyle çalışmaya. Dizi-film istiyorum tabii ki. Bir yandan da kendi işimi yazıyorum. Ama hiçbir şey için acelem yok. -Komik erkekler kadınlar tarafından da çok beğenilir bu arada. Var mı ekstra bir ilgi alaka? Ben onu ayırt edemiyorum çünkü ben yakışıklıyım da bir yandan. Hangisine geliyorlar bilmiyorum (gülüyor). Sadece kadınlar için değil de bence zeki herkes bir şekilde biraz daha çekici oluyor yani. -YouTube'a, sosyal medyaya içerik üretmek zor. Tıkandığın oluyor mu? YouTube benim için daha zor olan yer. Ben YouTube'da 1,5 senedir varım. Ondan öncesinde de izlemiyordum zaten. Ama Instagram'da skeç yazdığım için daha keyifli oluyor. Tıkanıyorum da arada tabii. Oraya fazla emek verince daha başka bir şey bekliyorsun oradan. Atıyorsun ve bitiyor bir günde geçmiş olsun. Daha tatmin olacağım işler yapasım var bu aralar. Onun dışında bir zorluk yaşamıyorum yani. -YouTube'da rekabet şartları da zor. Beğendiğin veya beğenmediğin, spesifik olarak söyleyebileceğin içerik üreticileri var mı? Rakip hiç görmüyorum. Hepimiz aynı içerikleri çekiyoruz zaten (gülüyor). Çok iyi isimler var tabii. Bizim Ali (Biçim) ile Mesut (Can Tomay) var, onlar gayet başarılı. -'Bu yapmasın' diyebileceğin biri var mı? Enes Batur tekrar yapsın mesela. Ne zamandır video çekmiyor. 'Deli Mi Ne?' yapmasın ya. Dinlensin biraz. -Özel hayatın nasıl gidiyor, paylaşmaktan çekinir misin? Çok paylaşmam. Onun o büyüsünün kaçacağına inanıyorum. Orası benim hep bir iş profilim olduğu için, kendi fotoğrafımı bile atmıyordum. Eskiden video atıyorum, o kadar baskı vardı ki üzerimde, fotoğraf attığımda 'takipten çıkıyoruz, ben senin fotoğrafını niye takip edeyim ki? Ben videon için buradayım' baskısı vardı. DALDAN DALA ATLAYAN BİR ADAM DEĞİLİM -Profilinin en altlarında bir kızla fotoğrafın var bu arada… Evet, kız arkadaşım. Benim sancılı bu aralar o sürecim. Uzun süreli bir ilişkim oldu benim. Daldan dala atlayan bir adam değilim. -Uzun bir ilişki sürdürebilmenin en önemli sırrı ne sence? Güzel soru. Öncelikle iki kişinin de bir birey olması gerekiyor. Daha insanlar bir hayat edinmeden hayat paylaşmaya çalışıyorlar. O da hatayla sonuçlanıyor. Bence herkes kendine bir hayat edinirse, bir birey olursa, işte özel alana saygı gibi, sağlıklı bir şekilde yürüyor. Kendi boşluklarını başkasına doldurtmaya çalışırsan, 'benim şöyle bir sıkıntım var, bunu o düzeltsin' dediğin anda hata başlıyor yani. Sen tamamlan önce, sonra tamam birini bulursun. Ona göre işte ilişkilerin gelişiyor. Ondan sonra güzel bir şekilde ilerliyor. Benim ayıp olmasın diye evlenen arkadaşım var ya. Uzun zaman beraber oluyor, ayrılamıyor. 'Ayıp olacak' diyor, e senin hayat ne oldu? Gitti çöp selametle. O yüzden sağlıklı iletişim, özel alana saygı bence tamam. KISA SORULAR -Hayatından neyi çıkarırsak geriye hiçbir şeyin kalmayacağını düşünürsün? (Aile hariç) Mizahımı çıkarırsan benim ben olmamın bir anlamı kalmaz. -Çevrenden kendin hakkında en sık duyduğun şikâyet nedir? Sorumsuz olmam. Ben çok Teoman gibi yaşıyorum ya (gülüyor). -Gamsız mısın biraz? Gamsızım. Önümüzdeki senenin tatil planını yapmak filan. Hadi be oradan (gülüyor). Asla yani. Bugün iyi olayım, yarını dert etmek istemiyorum. -'Asla tahammül edemem' dediğin insan tipi? Çok var ama özellikle çok konuşan. -Ağzına asla sürmediğin, 'kokusuna bile tahammül edemem' dediğin bir yiyecek var mı? Bamya sevmiyorum. Kıymadan olabildiğince uzak kalmaya çalışıyorum. -Kıskanç biri misin? Kıskancım. Başarıyı da kıskanırım. Bazen arkadaşlarımı da kıskandığım oluyor. Ama hissettirmem de. Ben kendi kendimi rahatsız ederim. Ama kıskançlık var. -Cimri biri misin? Hiç değilim. -En çok neye para harcarsın? Yemek ve kıyafet. -Bize programın adına yakışır bir itirafta bulunur musun? Lisedeyken bir kız için bölüm değiştirmeye karar verdim. Sayısal okuyordum, dil okumaya karar verdim. Hayatını başka bir yola sokuyorsun, önemli bir şey. Mühendis olmayız da İngilizce öğretmeni oluruz dedim içimden. Ailemi uzun zaman 'ben dil okumak istiyorum anlamıyorsunuz beni' diye inandırmaya çalıştım. Öyle bir itirafım var.

Oyuncu ve fenomen Cihan Albayrak’tan dikkat çeken itiraflar: Travmatik bir çocukluk yaşadım

EN SON GALERİLER