Editörün seçtiği 10 köşe yazısından…

Müzmin muhalif olarak niteleyebileceğimiz iktisat yazarlarımız var. Bunların bir kısmı"iktidara karşı İstanbul sermayesinin çıkarlarını savunmak için" yayın yapıyorlar, bazıları da 'Hocaefendi'nin bir tarafını kurtarmak" için...
Uzun süredir ekonominin battığını, halkın perişan olduğunu yazıp dururlar. O arada seçim yapılır, halk kararını belirtir ama onlara sorarsanız memleket gene ve hep berbat durumdadır. Belki de okuyucunun "mazoşist" damarına güvenirler, kimbilir? Hani bir eli yağda bir eli balda olup da "param yok" diye ağlayanlara... Bu memlekette insanlar üç nedenden ötürü param yok diye ağlarlar.
Bir: Borç istemesinler diye. İki: Nazar değer diye. Üç: Maliye peşime düşer diye.
Ayrıca, "yemeyi bilmemek" para olmadığı anlamına da gelmez. Evine temizliğe gelen Şehriye Hanım'ı silkelersin, altın sikkeleri dökülür. Kaçak çalışan da işsizim diye ağlar. Dilencinin iki apartman dairesi çıkar. Bu iktisat yazarlarından biri geçen gün bir araştırmayı konuk etti köşesine: Türkiye İstatistik Kurumu'nun "Yaşam Memnuniyeti Araştırması"... Buna göre, her 100 kişiden 56'sının "çok mutlu" olduğu ortaya çıktı!
Yüzde 32 "orta karar" mutluymuş, yüzde 11 de mutsuz. Halkın yüzde 68'i mutlu olmak için sağlığa önem veriyormuş, yüzde 15 sevgiye, yüzde 6 da başarıya... Paraya önem verenler yüzde 4 çıkmış, işsizliği dert edinenler de yüzde 2. Halkın yüzde 72'si sağlık hizmetlerinden memnun. Yüzde 70 ulaştırma hizmetlerini beğeniyor. Yüzde 69 asayiş durumundan memnun. Yüzde 58'i sosyal hizmetleri yeterli buluyor. Yüzde 59'a göre eğitim hizmetleri iyi durumda. Adliyeyi yeterli bulanlar da yüzde 50. Eh, bu oranlar, AKP'nin oy oranından da belirgin derecede yüksek üstelik!
Hani arada tutarsızlık olsa, "halk yalan söylüyor" diyecektik... Şu "televizyonda belgesel görmek isterim" deyip de sonra evlenme programı seyredenler gibi... Ama görülüyor ki, oyunu AKP'ye vermeyenler arasında bile yüzde 30 kadar mutlu bir kesim var! Bu durumda, acaba muhalif iktisatçılar mıdır yalan söyleyenler?
Ekonomide işler kötü, gelir dağılımı bozuk, büyüme yavaş, işsizlik var, pahalılık var, ete zam geldi, sebze bilmemne oldu, dolmalık biber el yakıyor falan diyenler? Adam olsalar belki şöyle yazacaklar: "On dört yıldır benim velinimetim pastadan eskisi kadar pay alamıyor, bu iktidar İstanbul sermayesinin hegemonyasını kırdı, artık Anadolu sermayesi ve onun refahtan pay verdiği halk ağır basıyor, bu da eski saltanata alışmış patronumun ve dolayısıyla benim tadımı fena halde kaçırıyor... Her türlü yolu denedik, darbe kışkırttık, ayaklanma bile çıkardık ama herifleri de deviremedik bir türlü... Memleket battı diyoruz ama döne döne madara oluyoruz...
Çünkü halk herşeye rağmen gelecekten umutlu... Bu da seçim sandığına şıkır şıkır yansıyor... Boşuna nefes tüketiyoruz..." Bir adım sonrası da kalemini kırmaktır

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.