Editörün seçtiği 10 köşe yazısından…
Bir kadınlar gününü daha idrak ettik. Sırada tiyatrolar günü, şiir günü, su günü, tüberküloz günü, Atatürk'ün Aspendos'a gelişi falan da var. Kadınlar gününde basın iki taraflı çalışır: Kadın okuyucu, bir yandan "kadına şiddet" haberleri ve elbette bunu kınayan mesajlarla gıdıklanır. Bir yandan da "bulaşık da yıkarız ofsaytı da biliriz" benzeri "çocuk da doğururum kariyer de yaparım" türünden, iş hayatında başarılı kadınlara güzellemeler ve yağlama yıkamalarla hoş tutulur. "İlaveleri" saymıyorum, onlar zaten elde birdir. Basılı kâğıdın yarısı kadınlara çalışır.
Lakin, şiddet haberleri ve şiddet aleyhtarı yazılar havanda su döverler. Çünkü kadın döven lumpen, onların gazetelerini okumaz! Yani, kendi bildiğini okur. Bizim gibi adamlara yapılacak "kadına vurma hemşerim" propagandasının da, "Türk'e Türk propagandasından" farkı yoktur. "Emekçi kadınlar günü" gibi zorlamalar da "koca parası yiyen" hanımları hiç mi hiç ilgilendirmez üstelik.
Son üç yılda beş bin kadın öldürülmüş. Peki kaç bin erkek öldürülmüştür?
Ayrıca, "eşcinsel cinayetlerini" hangi tarafa sokacağız? Ben de baktım, ülkemizde kadın yargıç oranı yüzde 37, kadın profesör oranı yüzde 29... Kadın milletvekili oranı yüzde 14.
Atatürk devrinde yüzde 4 imiş. "Osmanlı'da sıfırdı" diye teselli bulabilirsiniz tabii. Önce aynı devirde diğer ülkelerin parlamentolarına bakın, bir tek kadın mebus ya da senatör bulabilirseniz konuşun.
Kadınlar arasında üniversite mezunu oranı yüzde 11... Çok düşük... Evet ama erkekler arasında da alt tarafı yüzde 15! "Yaşam Memnuniyeti Araştırması"na göre erkeklerin yüzde 72'si geleceğe umutla bakıyor, oysa kadınlarda bu oran daha yüksek, yüzde 75! Memleket iyiye gidiyor, korkmayın. Kadına şiddette azalma var. Tıpkı, bayramlarda trafik kazaları ve ölümler sayısında azalma olduğu gibi.
"Hiç fiziksel şiddet görmeyen" yani hiç baba ya da koca dayağı yememiş kadın oranı yüzde 68'den, iki yılda yüzde 78'e yükselmiş. Sürekli dayak yiyenler de dört sene içinde yüzde 6'dan yüzde 1.5'a düşmüşler.
Demek ki memleket o kadar da kötü durumda değilmiş. Hani şarapçılığın gelişmesi gibi, bir çeşit "gizli mutluluk" var bu ülkede, nazar değmesin diye dillendirilmiyor. (Aksi olsaydı seçimi Kılıçdaroğlu kazanırdı.)
Yakınmak hoşumuza gidiyor. Muhalif basının ikide bir zevkle yayınladığı kadına şiddet haberlerinin perde arkasında da, bazı bunalımlı bayan gazetecilerin "kısa bacaklı ve kıllı adamlar geliyorlar, ırzımıza geçecekler" korkusunun tortusu seziliyor.
Engin Ardıç/Sabah
EN SON GALERİLER
- 1 Türkiye, Başkan Erdoğan-Özgür Özel görüşmesini konuşuyor: Tarihi buluşmayı ilk SABAH duyurmuştu
- 2 1 Mayıs provokasyonu! Polise taş ve sopalarla saldırdılar...
- 3 109 yıldır bitmeyen cesaret ve minnet: Vatan uğruna şehit düşen atalarının izinde yürüdüler
- 4 8 yaşındaki Hasret’i diri diri gömdüğü ortaya çıkmıştı…Esra Erol'daki 'Dadı Meryem' 13 yıl sonra itiraf etti: Suçu amcasına attı!
- 5 Beşiktaş-Gayrettepe'deki yangında korkunç detay: İlk otopsi sonuçları çıktı... 29 kişi böyle can vermiş
- 6 CHP’deki para sayma skandalıyla ilgili yeni görüntü: Sürükleyerek taşıdı!
- 7 CHP’deki para skandalında yeni görüntüler ortaya çıktı: Çantanın ağırlığından sürükleyerek götürmüş!
- 8 Tüm pusulalar kaç zarfa koyulacak? İşte 10 soruda 31 Mart yerel seçimleri...
- 9 Sicili kabarık çıktı: Bülent Cihantimur ile ilgili bir skandal daha...
- 10 Son dakika haberi: Eylem Tok ve oğlunun kaçtığı korkunç kazanın akşamında neden yaşandı? Arkadaşının ifadesi ortaya çıktı
- 11 Bursa Valisi Demirtaş, kayıp denizcilerden ikisinin cesedine ulaşıldığı iddiasını yalanladı