Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun 1844'te kurulduğunu, bu tarihin de Tanzimat Fermanı süreciyle çakıştığını söyledi. Büyükanıt, sürecin özelliğinin ise "Müslüman olmayan toplulukların Osmanlı içişlerine karışması" olduğunu vurguladı. Son olarak SABAH'ın gündeme getirdiği "Kıbrıs'a karşı Ruhban Okulu" haberiyle dikkatler yeniden Heybeliada'ya çevrilirken Büyükanıt da aynı konuda Beykent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün aylık bültenine makale yazdı. Büyükanıt, 1839 Tanzimat Fermanı ve sonrasında yaşanan sürecin 1844'te Patrikhane ve Ruhban Okulu ile ilgili gelişmelerle ilintisini sorguladı.
İNCELENSİN!
Büyükanıt şöyle yazdı: "Patrikhanenin geçmişi ile ilgili çeşitli tarihlerden bahsetmek mümkün. Patrikhane sözü geçmeden tarihi kayıtlarda Aya Triada Manastırı (Heybeliada) olarak yer almaktadır. Bugün kullanılan kilise sağ yan duvarında bulunan mermer kitabeden anlaşıldığı gibi, padişah Abdülmecit'in saltanatı sırasında 1 Mayıs 1844 pazartesi günü açılmıştır. Aynı yıl Ortodoks din adamı yetiştirilmesi amacıyla bu manastır bünyesinde ilk defa teoloji eğitimi veren bir okul açılmıştır. 1844'te Patrik, IV Germenos'tur. Burada bir soru akla gelmektedir; Acaba Patrik Germenos, nerede yetiştirilmiştir? İstanbul'un fethinden 391 yıl sonra neden buna ihtiyaç duyulmuştur? İnsanlar, kurumlar yalan söyleyebiliyor ancak tarihler yalan söylemiyor. Bu tarihi (1844) Osmanlı tarihi ile çakıştırdığımızda bu dönemin Balta Limanı anlaşmasını takiben, imparatorluğun içine girdiği Tanzimat Fermanı Gülhane Hatt-ı Hümayun süreçle çakıştığı gözlemlenmektedir. Bu sürecin en önemli özelliğinin de Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Müslüman olmayan toplulukların istismar edilerek Osmanlı içişlerine karışmaya başladıkları olduğu da tarihin tozlu yapraklarından görülmektedir. Ben tarihi çok seven ancak tarihçi kişi değilim. Acaba bu ilintinin ve ilişkinin tarihçiler tarafından incelenmesi gerekmez mi?" Büyükanıt, okulun 1844-1971'de bine yakın mezun verdiğini aktardı. 127 senede bin, yani her yıl 10'dan az mezun verildiğini anlatan Büyükanıt, öğrencilerin yüzde 70'inin de Yunanistan'dan geldiğini belirtti. Büyükanıt, şöyle devam etti: "1924'te 1 milyon olduğu söylenen İstanbul'da 280 bin Rum'un yaşadığını Rum kaynakları iddia ediyor. 1924'te her 10 mezundan 7'si Yunanistan'a dönüyor, 3'ü İstanbul'da kalıyor. (Bugünkü Rum vatandaşlarımızın 300 bin civarında olduğu biliniyor) Söylemek istediğim, acaba birileri bizi yanıltıyor mu? AB, ABD ve birçok ülke neden Ruhban Okulu ile bu kadar ilgileniyor? Bu olayı 'öğrenim özgürlüğü' , 'insan hakları' gibi moda kalıplar içine sıkıştırmaktaki amaç ne? 'Dar kalıp' ifadesi bazılarını rahatsız eder, biliyorum. Ancak bildiğim bir konu da, bağnazlığın hep 'dar kalıplar içinde yeşerdiğini' yaşayarak öğrendik."