Cuma 26.06.2009 00:00
Son Güncelleme: Cuma 26.06.2009 17:11

Org.Başbuğ'dan demokrasi teminatı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''Türk Silahlı Kuvvetlerinde, demokrasi ve hukuk devletleri ilkelerine aykırı düşüncenin içinde olan davranışlarda bulunan personel barınamaz. Bunu kim söylüyor, bunu Anayasamızın 117. maddesine göre TSK'nın komutanı olan Genelkurmay Başkanı ben söylüyorum. Artık TSK'nın komutanı olan Genelkurmay Başkanının bu ifadesi en büyük teminattır. Daha bunun dışında başka şeyler aranmasının anlamını anlayamıyorum" dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda, kuvvet komutanları ve Genelkurmay Karargahında görevli J başkanlarının da katılımıyla basın toplantısı düzenledi.
Bölgedeki son gelişmelerin yanı sıra, Irak, Afganistan ve Pakistan'da ciddi olaylar yaşandığını, Kıbrıs görüşmelerinin de bir taraftan sürdüğünü anlatan Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi:
''Bütün bunlar devam ederken Türkiye neredeyse iki haftadır Genelkurmay Askeri Savcılığının elinde bulunan, topladığı ve talep ettiği bütün bilgiler çerçevesinde yürüttüğü hazırlık soruşturması neticesinde ulaşmış olduğu kararla ortaya çıkan bir kağıt parçası etrafında gereğinden fazla enerjisini tüketmiştir, harcamıştır. Ayrıca yargı sürecine sabırla ve sükunetle bekleme basiretini de gösterememiştir. Her şeyden önce bunlardan dolayı gerçekten biz Türk Silahlı Kuvvetleri olarak üzgünüz.''
KAĞIT PARÇASI
Bu kağıt parçasının kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması görevinin ise devletin istihbarat organları ile ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ettiğini ve bunun gereğinin yerine getirilmesini istediğini belirten Orgeneral Başbuğ, ''Bugün biz bu kağıt parçasının birileri tarafından Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendiriyoruz'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, ''TSK'nın komutanı olarak açıkça söylüyorum ki artık TSK üzerinden elinizi çekiniz, TSK üzerinden kendinizi siyasi tanımlama düşüncesinden ve gayretlerinden vazgeçiniz. TSK'ya karşı medya üzerinden, asimetrik bir psikolojik harekat yürütmeye son verin. TSK, tarihsel misyonu, kurumsal kültürü ve devlet adamlığı ve tecrübesinin gereği olarak kendisine karşı asimetrik olarak medya üzerinden yürütülen psikolojik harekata her zaman ve özellikle kamuoyu önünde cevap vermekten kaçınmaktadır'' diye konuştu.
Orgeneral Başbuğ, ''Türk Silahlı Kuvvetlerinde, demokrasi ve hukuk devletleri ilkelerine aykırı düşüncenin içinde olan davranışlarda bulunan personel barınamaz. Bunu TSK'nın komutanı olarak ben açıkça ifade ediyorum. Böyle durumlar olursa Türk Silahlı Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı bu konuda gerekeni anında yerine getirir. Bu konu için başka yerlerden herhangi bir yerlerden işaret almasına gerek yoktur'' dedi.

''BİZ HUKUK DEVLETİ İLKELERİNE VE HUKUKA SAYGILIYIZ, BAĞLIYIZ"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Taraf gazetesinde yayımlanan habere konu belgeyle ilgili ''Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi, emare çıkarsa elbette bu soruşturma tekrar yeniden açılabilir'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda düzenlediği basın toplantısında, belgeye ilişkin askeri mahkemelere, savcılara yöneltilen düşünce ve suçlamaların gerçek dışı ve maksatlı olduğunu belirtti.
Habere konu belgeyle ilgili gelişmelerin, 30 Haziran Salı günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'nda gündeme getirileceğini belirten Orgeneral İlker Başbuğ, ''Biz hukuk devleti ilkelerine ve hukuka saygılıyız, bağlıyız. Bu konulara ilişkin görüş ve düşüncelerimizi yasal platformlarda getiririz'' diye konuştu.
Genelkurmay Askeri Savcılığının hukuk kuralları çerçevesinde yapması gereken her şeyi en ince noktasına kadar yaptığını, Genelkurmay Başkanlığı Karargahının da bu konuda üzerine düşeni yaptığını ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''Belki de kamuoyunun bu konuya ilişkin sabırsızlıkla bizden bir cevap beklemesine ve aleyhimize bazı noktaları doğurmasına rağmen biz bunu hukuk için göğüsledik'' görüşünü bildirdi.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararının kesin olmadığını dile getiren Orgeneral Başbuğ, ''Biz hukuk devleti ilkelerine sadığız. Önemli olan bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi, emare çıkarsa elbette bu soruşturma tekrar açılabilir'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, ''TSK olarak bizim her şeyimiz açıktır, hukuka saygılıyız, hiçbir şekilde hiçbir olayı örtbas yapma gibi ne niyetimiz vardır ne o şekilde bir hareketimiz vardır. Ancak bizim silahlı kuvvetler, Genelkurmay Başkanlığı olarak delil toplama üzerinde yetki ve sorumluluğumuz yoktur'' ifadesini dile getirdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Taraf gazetesinde yayımlanan habere konu olan belgeyle ilgili olarak, ''Bugün biz bu kağıt parçasının birileri tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendiriyoruz'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda, kuvvet komutanları ve Genelkurmay Karargahında görevli J başkanlarının da katılımıyla düzenlediği basın toplantısına, ''Türkiye'de etrafımızda ve dünyada cereyan etmekte olan gerçek olaylara bakarsak, ciddi bir çok sorunun bulunduğunu ve yaşandığını görürüz'' diyerek başladı.
Dünya ülkelerinin hemen hepsinin küresel ekonomik kriz ve bu krizin doğurduğu ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuştuğunu ifade eden Orgeneral Başbuğ, Türkiye'nin bunun yanında terör ve bölücü terör örgütüyle mücadelesini devam ettirdiğini söyledi.
Başta İran'daki son gelişmelerin yanında, Irak, Afganistan ve Pakistan'da ciddi olaylar yaşandığını ifade eden Orgeneral Başbuğ, Kıbrıs görüşmeleri de bir taraftan sürdüğünü belirtti. Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi bütün bunlar yaşanırken, Türkiye, neredeyse 2 haftadır bugün itibarıyla tam 2 hafta; Genelkurmay Askeri Savcılığının elinde bulunan, topladığı ve talep ettiği tüm bilgiler çerçevesinde yürüttüğü hazırlık soruşturması neticesinde ulaşmış olduğu kararla ortaya çıkan bir kağıt parçası etrafında gereğinden fazla enerjisini tüketmiştir, harcamıştır. Ayrıca, yargı sürecini sabırla ve sükunetle bekleme basiretini de gösterip her şeyden önce bunlardan dolayı gerçekten biz TSK olarak üzgünüz.
Şu anda elimizde olan hukuki anlamda bir kağıt parçasıdır. Yargıtay içtihadına göre belge, hukuki hüküm ifade eden bir hakkın doğmasına ve bir olayın ispatına yarayan bir yazıdır. 12 Haziran günü belge olduğu iddia edilenin bir gazetede yer alması, yazılanların ciddi olması ve TSK'nın hedef alındığının görülmesi üzerine hiç zaman kaybedilmeden belge olduğu iddia edilenin gerçekten belge olup olmadığının, hukuk ve yargı yoluyla ortaya çıkarılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından soruşturmaya başlanılmıştır. Bu durumda, bizim tarafımızdan yapılması gereken tek ve doğru hareket tarzı da budur.''

''KÜÇÜMSEYİCİ TAVIRLAR İÇİNE GİREMEZSİNİZ''

Soruşturmanın aynen asli yargı teşkilatı içerisindeki cumhuriyet başsavcılıkları gibi anayasal teminatlar altında bağımsız bir şekilde yargısal faaliyetlerde bulunan Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütüldüğünü ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''Karar da yine bu makama aittir. Askeri savcılık, kanunlar çerçevesinde incelenmesi gereken tüm hususları mevcut bilimsel ve teknik imkanları da kullanarak bu karara ulaşmıştır'' dedi. Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
''Askeri savcılığın verdiği kararı beğenebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Ancak bu karara karşı saygısız ve küçümseyici tavırlar içine giremezsiniz. Bu tip davranışlar askeri yargıyı küçültmez, bu şekilde davrananları küçültür. Son dönemlerde artan bir şekilde ve örgütlü olarak, altını çiziyorum örgütlü olarak gerçekleştirdiği değerlendirilen kurgulanmış bazı olaylar, TSK'yı yıpratma ve karalama kampanyasına dönüştürülmektedir. Hukuk açısından yaşadığımız olayda bugün, 'bugün' kelimesinin de tekrar altını çiziyorum, bugün gelinen nokta, olduğu iddia edilen bir kağıt parçası olduğunu, yani bir belge olmadığını bize göstermektedir.
Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı ve Genelkurmay Askeri Savcılığı, elindeki bütün bilgi ve belgeler ışığında ve hukuk kuralları çerçevesinde gerekeni yerine getirmiştir. Bu durumda, bugün biz bu kağıt parçasının birileri tarafından TSK'yı yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz. Bu kağıt parçasının kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması görevinin ise devletin istihbarat organları ile ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyorum. Bu konunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, bu ve buna benzer olayların devlet, millet ve ordu içinde fitne ve fesat çıkartma eylemleri olarak görüyoruz.''

''ARTIK SİLAHLI KUVVETLER ÜZERİNDEN ELİNİZİ ÇEKİNİZ''

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, TSK'nın demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlı ve saygılı olduğunu vurgulayarak, ''Herhalde bugüne kadar göstermiş olduğumuz tavır ve davranışlar da bu sözlerimizin doğruluğunu teyit etmektedir'' diye konuştu. Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi:
''Bu ilkelere aykırı düşünce içinde olan davranışlarda bulunan ve bulunabilecek personelini TSK bünyesinde barındırmaz. Bunu kim söylüyor, bunu Anayasamızın 117. maddesine göre TSK'nın komutanı olan Genelkurmay Başkanı ben söylüyorum. Artık TSK'nın komutanı olan Genelkurmay Başkanının bu ifadesi en büyük teminattır. Daha bunun dışında başka şeyler aranmasının anlamını anlayamıyorum. Bakın, tüm bu söylentilere rağmen TSK ile artık hiçbir haklı neden ve haklı bir gerekçeye dayanmadan çeşitli nedenlerle ve çeşitli şekillerde darbe ve muhtıra söylemlerinde bulunanların, iyi niyetli olmadıklarını ve halkımızın da artık bu söylemlerden usanmış olduğunu düşünüyorum. Onun için TSK'nın komutanı olarak açıkça söylüyorum ki, artık Silahlı Kuvvetler üzerinden elinizi çekiniz. TSK üzerinden kendinizi siyasi tanımlama düşüncesinden ve gayretlerinden vazgeçiniz.
TSK'ya karşı medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yürütmeye son veriniz. TSK, tarihsel misyonu, kurumsal kültürü ve devlet adamlığı ve tecrübesinin gereği olarak kendisine karşı asimetrik olarak medya üzerinden yürütülen psikolojik harekata her zaman ve kamuoyu önünde cevap vermekten kaçınmaktadır. Ayrıca, bize askeri okullarda şu da öğretildi, bize dendi ki, öğretmenlerimiz ve komutanlarımız tarafından, 'akıllı insan her şeyin farkına varır, akılsız insan ise her konuda fikrini söyler'.
Bu nedenle bizlerin olayları takip etmediğimiz, Anayasa ve yasalar çerçevesinde gereken yer ve zamanda rahatsızlıklarımızı yerine getirmeyeceğimiz şeklindeki değerlendirmeler doğru değildir. TSK, hiçbir gerçeğe dayanmayan, hukuk dışı davranışlarla yıpratılması faaliyetlerinin devam ettirilmesine katlanamaz. TSK, bütünlüğünün her türlü dış etkilere maruz bırakılmasına seyirci kalamaz. Unutulmamalıdır ki TSK'nın bütünlüğünün korunmasını ve haksız yere yıpratılmasını aynı zamanda ülkemizin bir beka sorunu olarak görüyoruz. Lütfen bu noktanın iyi anlaşılmasını istiyorum. TSK'nın bütünlüğünün korunması ve artık haksız yere yıpratılması, sadece TSK'nın bir sorunu değildir.
Biz bunu aynı zamanda ülkemizin bir beka sorunu olarak görüyoruz. Bu şekilde de anlaşılmasını özellikle istiyoruz. TSK üzerinde oynanan ve oynanacak oyunlar bizim görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmedeki kararlılığımızı etkileyemez. Kimse de bu şekilde beklentilerin içinde bulunmasın. TSK'nın güvenlik boyutunda ilgilenmek zorunda olduğu ülke konularına ilişkin görüş, düşünce ve tekliflerimizi yasal platformlarda ilgili makamlara iletmeye devam edeceğiz. Tahriklere kapılarak kamuoyu önünde tartışmalara girmeyi uygun bulmuyoruz. Bu çerçevede son yaşanan olayları da önümüzdeki hafta yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısına getireceğiz.''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''Bizim karşı olduğumuz, hiçbir gerçeğe dayanmayan, ön yargılı, ön amaçlı, yıkıcı faaliyetler... Elbette bunları artık geldiğimiz noktada, fitne ve fesat olayları olarak görüyoruz'' dedi.Orgeneral Başbuğ, Genelkurmay Karargahı'nda düzenlendiği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin, soruşturmaya konu olan Albay Dursun Çiçek'in belgedeki imzasıyla Askeri Savcılığa verdiği ifadeye attığı imzanın farklı olduğu tartışmalarını anımsatması üzerine Orgeneral Başbuğ, soruşturmanın Genelkurmay Askeri Savcılığınca yürütüldüğüne dikkati çekti. Genelkurmay Askeri Savcılığının bağımsız olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
''Bakın çok açık söylüyorum, benim samimi olduğumu da biliyorsunuz. Şimdi şuraya 20 tane hakim albayı getirin ve bana sorun, Genelkurmay Başsavcısı kim, samimi olarak söylüyorum tanımıyorum. Ha tanımış olabilirim, bu illa kesin tanımamış olacağım anlamına gelmez. Başka bir görevde benim yanımda çalışmış olabilir, tanımıyorum şimdikini. Bizim prensip olarak savcılarla hiçbir zaman direkt ilişkimiz yoktur. Bizim adli müşavirlerimiz vardır. Biz elbette bu konuda her türlü faaliyetimizi adli müşavirlerimizle yaparız. Bunun da bu vesileyle anlaşılmasını istiyorum.
Gelelim bu imza konusuna. Askeri savcılık elbette bu konunun üzerinde durdu. Yani bu konunun üzerinde durmadığını nereden çıkarıyorsunuz? Ama gelinen sonuç şudur: Ben de bu konuyu bildiğim ve takip ettiğim kadarıyla imza değişiklikleri kriminal inceleme sonucunu değiştirmiyor. Bilimsel olarak yapılan bu incelemelerde teknik kriterler kullanılıyor ve siz nasıl şekilde imza atarsanız atın, imzanızın şeklini değiştirin, isterseniz -imzanın ıslak olması lazım tabii bunun net anlaşılması için- elinizin mahsulü olduğu anlaşılabiliyor. Yani bir noktada çizgileriniz, elinizin el hareketleri, sizin bir noktada parmak izi gibi sonuç çıkarıyor. Şimdi burada ıslak imzaya sahip belge yok. Dolayısıyla elbette askeri savcılık bu konu üzerinde durmuştur. Ancak belgenin aslı ıslak imzaya sahip bir belge olmadığı için buruda bir sonuca ulaşılması mümkün değil. Dolayısıyla bu bir noktada sonucu da değiştiremeyeceği kanaatine varmıştır. Nitekim askeri savcılık bu şekilde değerlendirmesini hazırlamış olduğu karara da açık şekilde yazmıştır.''

''GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİMİ BAŞBAKAN'A İLETTİM''

Orgeneral Başbuğ, bir başka gazetecinin, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın doğruluğu kanıtlanmamış bir kağıt parçasından hareketle partisinin Şanlıurfa il kongresinde, TSK'yı hedefe oturtmasından hicap duyuyor musunuz?'' sorusuna, ''Hicap duyma esasında çok ağır bir laf. Ben niye hicap duyayım ki bir kere. Kesinlikle öyle bir düşünceye sahip değilim. O konuyla ilgili fikrimi soruyorsanız, bu konuya ilişkin ben görüş ve düşüncelerimi Sayın Başbakan'a ilettim. O konuda söyleyeceğim budur'' yanıtını verdi.
''Konuşmanızın başında sert bir tonda, 'Fitne fesat karıştırmak isteyenler var' dediniz. Türkiye'nin bekasına karşı bir tavırdan söz ettiniz. Bu konuda bir duyumunuz ya da incelemenin sonucunda vardığınız bir kanaat söz konusu mu?'' sorusu üzerine, Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti:
''Şimdi Türkiye'nin bulunduğu coğrafya ortada, problemler ortada. Güçlü bir TSK'nın ve bütünlüğüne sahip bir TSK'nın önemi ortada. Şimdi siz buna zarar verirseniz kime zarar verirsiniz? Sadece TSK'ya mı? Bir noktada, ülkenizin bekasını de riske atıyorsunuz. Biz her zaman söylüyoruz, bir şeyin altını tekrar çiziyoruz: Biz, kanunlara ve yasalara saygılıyız. Kanunlara ve yasalara aykırı hareket edenlere müsamaha etmeyiz. Söylüyoruz açıkça, bunu ifade ediyoruz. TSK da haklı gerekçelere dayalı olarak, arkasında ön yargı olmayan bütün tenkitlere açığız. Biz demiyoruz ki 'TSK hiçbir şekilde tartışılamaz, TSK ile ilgili olarak hiçbir şekilde tenkit, yorum yapılamaz.' Biz diyoruz ki 'evet, olabilir.' Belki bazıları yararlı, faydalı da olur, buna açığız. Bizim karşı olduğumuz, hiçbir gerçeğe dayanmayan, ön yargılı, ön amaçlı, yıkıcı faaliyetler. Elbette bunları artık geldiğimiz noktada, evet biz bunları fitne ve fesat olayları olarak görüyoruz. Yalnız TSK için değil, devlet, millet için de çok açık. Yaşadığımız olaylar bizi bu noktada ciddi şekilde düşünmeye ve ifade etmeye mecbur kıldı.''

''O, ONLARIN TAKDİRİDİR''

''AK Parti, bu kağıt parçası ortaya çıktığı zaman olağanüstü toplandı, yargıya başvurdu. Yargıya başvurması Askeri Mahkemenin kararından sonra olsa daha iyi olmaz mıydı?'' sorusuna, Orgeneral Başbuğ, ''O konu tabii bir takdirdir. O konuda yorum yapmayı ben uygun bulmuyorum. Elbette Türkiye'de hukuk sistemi, devletimizin sistemi var. Her kurum, her müessese verdiği kararı doğru görüyorsa, o, onların takdiridir. O konuda bizim yorum yapmamız uygun olmaz'' yanıtını verdi.
Orgeneral Başbuğ, ''15 Haziranda yapmış olduğunuz bir açıklama vardı. 16 Haziranda bir gazetede yayımlandı. 'Belge sahte çıkarsa ne yapacağımızı Türkiye görecek' şeklinde. Bugün belgenin sahteliği konusunda en azından şu an itibarıyla bir kanaatiniz oluşmuş durumda... TSK'nın hiçbir şekilde bu yıpratma faaliyetlerine katlanamayacağını vurguladınız. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde ne gibi metot izleyeceksiniz?'' sorusunu, şöyle cevapladı:
''İzliyorsunuz işte, izliyorsunuz yani. Biz hukuk devleti ilkelerine saygılıyız. Bu süreçte de bunu gösterdik. Bir konuyu Askeri Savcılığa verdik. Askeri Savcılıktan konuya ilişkin bir karar gelmeden önce, bir kelime bile konuştuk mu? Bu hukuka olan saygımızdır. Biz, hukuk devleti ilkelerine, hukuka bağlıyız, saygılıyız. Elbette hukuk devleti ilkeleri kapsamında, hukuk çerçevesinde ne yapılacaksa yapılacaktır. Bundan, başka yorumlar çıkarılmasından da üzülürüz.
Elbette bu konulara ilişkin görüş ve düşüncelerimizi yasal platformlarda getiririz. Onu da açıkça ifade ettim. Dedim ki 'önümüzdeki hafta MGK toplantısında bu konuyu getireceğiz'. Bu konularla ilgili, yaşadığımız süreçle ilgili bazı sorunlar var. Bunlarla ilgili Genelkurmay Askeri Savcılığı suç duyurusunda bulundu. Nedir bunlar? Bakın, 'söz konusu belge' lafını kullanıyoruz ama şu anda kağıt, mevcut bilgiler kapsamında. Nerede bulundu? Bir yerde bulundu işte, ayın 4'ünde. Öyle mi? Ayın 6'sında İstanbul'daki mahkemenin oturumunda bu dosya açıldı. Birtakım evraklar var. Peki, 6'sında açıldı, 12'sinde bir gazeteye servis edildi, açık. Şimdi bunu sormaya, sorgulamaya hem hukuk, hem şekil yoluyla hakkımız yok mu? Acaba bir özel kasıt mı var burada? Bunu sormak hem hukuk yoluyla, hem de diğer şekillerde bizim hakkımız. Şimdi bu belgelere bakıyoruz, tuhaf. Bir yığın belge var. O belgeler hakikaten usulüne göre hazırlanmış, uygun, konuları hemen hemen aynı. Çok önemli konular değil aslında. Bu iddia edilen belge ise onlarla hiçbir ilişkisi olmayan, içerik olarak, artı hazırlanış şekli olarak farklı bir belge. Olabilir, ona da itirazımız yok.
Peki, şu soruyu sormaya hakkımız yok mu? Bu belgenin Nisan 2009'da hazırlandığını kim tespit etti? Kim tespit etti. Belgenin üzerinde hiçbir tarih yok, arkadaşlar. Soruşturma kapsamında birtakım raporlar hazırlandı. Birisi Jandarma Genel Komutanlığımızın hazırladığı kriminal rapor. 17'sinde hazırlandı, özel kuryeyle gönderildi. 19 ve 20'sinde bu kriminal raporun bazı parçaları, bazı basın organlarında yer aldı. Niye? Hem de işin acı tarafı, belgenin tümü de değil. Nedir bu? Kamuoyu oluşturmaktır. Bakın bugün ilk defa bir ifade kullandım, medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yapılıyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi tarafından bir rapor hazırlandı, 22 Haziranda. Niçin? Şimdi bu soruyu sormak hakkım değil mi? Şimdi bunlar tabii ki elbette bizi de düşündürüyor. Biz burada düşünmeyle kalmadık, aynı zamanda Genelkurmay Askeri Savcılığı bu konularla ilgili hukuki süreci başlattı ve suç duyurularında bulundu. İlgili makamlar da bu konularla ilgili araştırmalarına başladı. Bunlar yanlış. Bırakın süreci normal mecrasında aksın. Bırakın doğru neyse çıksın. Bizim ona hiç itirazımız yok ama siz doğrunun çıkmasını beklemeden devamlı bu hukuk sürecini dinamitlerseniz ne olacak bu Türkiye'nin hali? Bunu hakikaten, ciddi olarak hep beraber düşünelim.''

''TRAJİK DURUMLAR YAŞIYORUZ, KARA MİZAH ÖRNEĞİ...''

Orgeneral Başbuğ, bazen kara mizah örneği trajik durumların yaşandığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Genelkurmay Askeri Savcılığının açıklaması, Çarşamba günü yanılmıyorsam saat 14.50'de ajanslara verildi. Uzun bir açıklama, 3 sayfa. Saat 15.00'den itibaren tüm televizyon kanalları son dakika haberlerine başladı. Şimdi, 14.50'de verildi, 15.00'de son dakika haberleri başladı, yorumlar başladı. Ben birini takip ettim, saat 15.00'te. Yorumu yapanlar inanın daha o Genelkurmay Askeri Savcılığının açıklamasını görmemişler. Çünkü, o anda televizyonlarda da yok ve 15.00'da çıkıyor biri diyor ki 'Olacağı buydu. Ben zaten başka bir şey beklemiyordum. İşte, şöyle şöyle şöyle...' Ya, ayıptır bu ayıp.
Yani en azından bekleyin, alın şu üç sayfalık metni okuyun, ondan sonra beğenmediğiniz yer olabilir, tenkit edin. Beğenmediğiniz yerler, katılmadığınız yerler olabilir ama siz daha saat 14.50'de ajanslara giden haberlere 15.00'te televizyonlarda artık herkes çıkıyor yorum yapıyor. Üzülüyorum ki yorum yapanlar daha açıklamanın başlığını bile görmemişlerdir. İşin kötüsü o programları yönetenlerin önünde de yok. Burada ben özellike ajanslarımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum. Benim bu kişisel izlenimim. Bu tip önemli şeyleri lütfen parça parça vermeyin. O da bir sıkıntı. Şimdi ajanslar bunu parça parça veriyor, elbette televizyondaki arkadaşlarımız sıkıntıya düşüyor, bir satır görüyor anlamıyor, yanlış şeyler söylüyor. Yorum yapanlar daha hiç metni görmemiş, yorumlar yapıyor ama ne oluyor o zaman arkadaşlar, insanlar televizyonları seyrediyor. Siz ne söylerseniz o giriyor. İşte bu asimetrik savaş.''

''ONA GİRMEM BEN''

Bir gazetecinin, ''Yıllardır TSK kendisine yönelik bazı sistemli yıpratma hareketleri olduğunu söyler. Bunları gerçekleştirenlerin kim, kimler, hangi kurum ve kuruluş ya da yapılar olduğuna dair fikriniz var mı, bizimle paylaşmasanız bile ilgililerine adlandırdığınız oldu mu?'' sorusuna Orgeneral Başbuğ, elinde hiçbir bir delil, belge ve yargı kararı olmadan kamuoyu önünde herhangi bir kişi ve kurumu suçlamanın doğru olmadığını belirtti. Orgeneral Başbuğ, ''Bizden böyle bir şey beklemeyin. Elbette bu konuya ilişkin bizim de bazı duyumlarımız, bilgilerimiz var. Elbette bunu ilgili makamlarla gerekli zaman ve yerlerde elbette paylaşıyoruz ve paylaşmaya devam edeceğiz'' diye konuştu.
Orgeneral Başbuğ, bir başka soru üzerine, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararların kesin olmadığını ancak yeni bir belge, yeni bir delil, yeni bir emare ve yeni bir şeye ulaşılırsa elbette soruşturmanın tekrar açılabileceğini belirtti. Orgeneral Başbuğ, ''Bu belgenin doğru olup olmadığına yönelik açılacak olan soruşturmanın, bu soruşturma kapsamı değişmediği takdirde biz, Genelkurmay Askeri Savcılığı olarak düşünüyoruz. Açık ve net'' dedi.
Bir başka gazetecinin, Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılması konusundaki sorusunu Orgeneral Başbuğ, ''Ona girmem ben, O benim şu anda benim şeyim değil, hayır girmem'' diyerek yanıtlamadı.
Orgeneral Başbuğ, ''Sizin şahsınıza yönelik eleştiriler ile bir siyasi parti liderinin istifanızı istemesinden incindiniz mi?'' sorusuna, ''Hiç kaale bile almadım'' karşılığını verdi.

''KİMSE BİZDEN DEDİKODULARLA CADI AVI BEKLEMESİN''

Albay Dursun Çiçek'in görevinin başında olup olmadığı ya da görevinin değiştirilip değiştirilmeyeceği, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasına ilişkin bir belge hazırladığı iddiasının da araştırılıp araştırılmadığına ilişkin soruya da Orgeneral Başbuğ, şu yanıtı verdi:
''Genelkurmay ve silahlı kuvvetler, biz; bize gelen duyum, belge, emare bir şey varsa ciddiye alınması gereken, bunların hepsini ciddi şekilde inceleriz. Gerekirse bunu idari olarak inceleriz, gerekirse bu olayda olduğu gibi yasal süreci başlatırız. Ancak yapılan idari soruşturmalarda eğer ortada herhangi bir kusur işleyen bir personel yoksa elbette bu personel üzerinde tasarruf yapılması da söz konusu değildir. Elbette TSK olarak bunu söylememiz bile -bazıları söylüyorlar, niye bunu söylüyorlar, esasında olağan bir şey- ekstra bir şey değil aslında. Elbette Türkiye, demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti. Hukuk devleti demek herkesin hukuk devleti ilke ve prensiplerine uyması demek. TSK'nın da zaten aykırı bir davranışta bulunmasını düşünmek söz konusu bile değil. Maalesef şartlar bizi bunu devamlı tekrarlama durumuna sokuyor. Bu açıdan biz TSK'da, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşüncelerde olanları, aykırı faaliyetlerde bulunanları barındırmayız. Bunu açık söylüyoruz. Bundan da söyle bir sonuç çıkartmayın. Silahlı kuvvetlerde cadı avı filan yapacak değiliz. Kimse de bunu yanlış anlamasın. Bunun haklı, geçerli, doyurucu belgeleri vesairesi olması lazım. Yoksa dedikodularla, iftiralarla kimse bizden TSK içinde cadı avı gibi faaliyet yapmamızı beklemesin.''
Orgeneral Başbuğ'un basın toplantısı, saat 11.00'de başladı ve yaklaşık 1 saat sürdü. Toplantının başında 20 dakika açıklamalarda bulunan Orgeneral Başbuğ, 40 dakika süre ile de basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki İnönü Salonu'nda yapılan toplantıya, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık ile yaklaşık 30 general katıldı.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.