Tanrıların tapınağı uzay gemisine karşı

Yeni Akropol Müzesi 33 yıl süren uzun bir yolculuktan sonra açıldı. Müzenin temelini Yunanistan'ı Avrupa Birliği'ne sokarak kaderini değiştiren Konstantin Karamanlis 1976'da atmıştı ama müze bir türlü bitmedi. Karamanlis'den sonra kimler geldi, kimler geçti. Mitsotakis'ten askeri cunta liderlerine, Sosyalist Andreas Papandreu'dan Yunanistan'ı Avrupa Birliği'yle bütünleştiren Kostas Simitis'e kadar birçok başbakan gelip gitti. Tarihin cilvesi olsa gerek, 33 yıl sonra müzeyi açmak Karamanlis'in yeğeni, Başbakan Kostas Karamanlis'e nasip oldu. Yunan ve Türk siyaset dünyası arasında büyük benzerlikler vardır. Müzenin açılışı sırasında yaşanan tartışma da bu benzerliklerden biriydi. Yeni Demokrasi " Biz yaptık" dedi. Pasok "Hayır biz yaptık" diye itiraz etti. Başbakan Erdoğan'in rahatsızlığı yüzünden müzenin açılışına gelemeyişi hayal kırıklığı yarattı doğrusu. Özellikle de Yunan basınında. Pazar baskılarını günler öncesinden hazırlayan Yunanlı gazeteler, senaryoya dayanan haberler hazırlamışlardı. Erdoğan gelmeyip gazeteler de basılınca ortaya komik bir durum çıktı. To Vima ve Eleftrotopia gibi saygın gazetelerin Erdoğan gelmiş de Karamanlis'le de bir saat görüşmüş gibi yazılar yayınlaması "asparagas" haberden daha fazla, Yunan basınında hâlâ aşılamayan önyargılı senaryoya dayanan haber anlayışını yansıtması bakımından düşündürücüydü. Ama olsun! Yine de hem müze hem de müzenin açılışı görkemliydi. 33 yıl süren uzun yolculuğunda müzeye son damgayı vuran New York'lu mimar Bernard Tschumi oldu. Dünyanın başka yerlerinde çarpıcı binalara imza atan ünlü mimarın yarattığı müzenin dıştan görünüşü Atinalıları hiç mutlu etmedi. Kimisi " Sanki Akropolün eteklerine bir uzay gemini indi" dedi. Kimisi, "Atina'nın 2 bin 500 yıllık estetiğine karşı ihanet" diye yerden yere vurdu. Ama dış görüntüsü eleştiri yağmuruna tutulsa da, Yeni Akropol Müzesi'ne girince insan başka bir dünyaya girmiş gibi oluyor. Ünlü mimarın iç tasarımı ve ışıklandırmasıyla özel bir müze yarattığına hiç kuşku yok. Dışardan Akropol eteklerine bir uzay gemisi inmiş gibi bir duyguya kapılsanız da içeri girince, Antik Yunan medeniyetinin şaheserleriyle buluşuyorsunuz. Galerileri gezerken sanki Athena'nın devlerle savaşını yaşıyorsunuz.