Önergenin gerekçesinde, cinayetin üzerinden 5 ay gibi bir süre geçtiğine, ancak suçlu ya suçluların yakalanıp adalete teslim edilmemesinin vicdanları sızlattığına dikkat çekildi. "Şüphe ve şüphelilerin yurt içinde mi saklandıkları, yoksa yurtdışına mı kaçtıkları bilinmemektedir" denilen önergenin gerekçesinde, ortaya atılan iddiaların da cinayetle ilgili kuşkuları artırdığı vurgulandı. Gerekçede ayrıca şunlar vurgulandı: "Olayın ortaya çıkmasından sonraki gelişmeler ve iddialar ilgili kurumlar ve ilgili kamu görevlileri hakkında kuşkuların doğmasına neden olmuştur. Şüpheli veya şüphelilerin korunduğu ve hatta gözaltına alındıktan sonra kaçmalarına göz yumulduğu olay yeri incelemelerinin özenli yapılmadığı iddiaları, Adlı Tıp'ta yaşanan skandal boyutundaki ihmaller kamuoyunun kafasını karıştırmıştır. Dolayısıyla TBMM'nin konuyu ele alması ve olayla ilgili kamu kurumları ve ilgili kamu görevlileri üzerinde yoğunlaşan iddiaların aydınlatılmasına katkı yapmalı hem acılı aile hem de kamuoyu rahatlatılmalıdır."
Süreyya Karabulut: Sadece iki vekil geri döndü
Tüm milletvekillerine mektup gönderip yardım isteyen Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, hayal kırıklığına uğradığını söyledi. SABAH'a, "Sadece iki kişi telefonla geri dönüş yaptı" diyen Karabulut, "Meclis, bu cinayeti araştırmak istemiyor mu? Kim sahip çıkacak bize?" diye isyan etti. "Ne yapacağımı şaşırdım. Kime gideceğimi bilmiyorum" diyen acılı baba, "Derdimi Meclis'e anlatamadım. Bu cinayetin siyaseti olmaz ki. Neden İnsan Hakları Komisyonu'nda bir alt komisyon kurulmadı?" diyerek çaresizliğini anlattı.