Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 6 aydır tutuklu kalan 16 yaşındaki K.A.'nın kaleme aldığı satırlar, taş atan çocukların dramını ortaya koydu. Örgüt üyeliği, kamu görevlisini yaralamak, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet yüzünü kısmen kapatmak" suçlarından tam 44 yılla yargılanan K.A.'nın, babası yoluyla bir radyoya gönderdiği, "Çocuklar için Adalet Çağrıcıları"na da ulaşan o mektup:
44 YIL İSTENİYOR: E Tipi Kapalı Cezaevi 12. "Çocuk" koğuşundan yazıyorum. Çocuk yazdım çünkü anayasaya göre 18'inden küçükler çocuktur. Suç işlemeye eğilimi yoktur, suça itilir. Bu yüzden topluma kazandırılmalıdır, diyor. Ve yasalar bana 44 yıl ceza istiyor. Üstelik ağır ceza mahkemelerinde yargılanıyorum. Topluma kazandırılmam için ne kadar güzel bir yöntem değil mi?
61 YAŞIMDA KAZANDIRILACAĞIM: 61 yaşımda topluma kazandırılmış bir birey olarak mutlu, mesut cezaevi kapısından çıkacağım. Bir de topluma zararlı olanlar var, Uğur Kaymaz, Enes Ata, Abdullah Duran... İsimlerini saydığım -ve de sayamadığımbu arkadaşlarımız ise toplumun huzur ve refahını sağlamakla görevli polis amcaların şefkatli ellerindeki silahlardan çıkan yasal mermiler tarafından ölümsüzleştirildi.
KÜRDÜZ VE TERÖRİSTİZ: Bu topraklar üzerinde doğan her Kürt; bir elinde ölüm, bir elinde zindanla doğuyor, bu şekilde hayata gözlerini açıyor. Peki neden? (...) Cevabı şu olabilir: Kürdüz ve daha önce de dile getirdiğim gibi potansiyel suçluyuz ve de 'terörist'iz. Bu anda sorulacak soru şu: Öldürülen çocuklar mı yoksa öldüren kurşun sahipleri, dipçikleyenler mi terörist?