Cem Garipoğlu'nun Münevver'i kıskandığı, bu kıskançlık sebebiyle Münevver'in giyimine dahi karıştığı özellikle etek giymesini istemediği de ifadelere yansıdı. Münevver'in okul arkadaşı Damla Keleş, Cem'in kıskançlığının boyutunu polise şöyle özetliyordu: "Olay günü sabah vakti Münevver'i okulda gördüm. Çantasında pantolon vardı. 'Münevver neden çantanda pantolon var?' deyince 'Cem etek giymeme kızıyor. Onunla buluşacağım O yüzden sonradan pantolon giyebilirim' dedi." Cem'in kıskançlığı zaman zaman fiziki şiddet boyutuna ulaşmıyor da değildi. Birini Münevver'in erkek arkadaşlarından Eyüpcan E. polise şöyle anlatacaktı: "Münevver ile arkadaşı Cem'i konuştuğumuz zamanlar alkol probleminin olduğunu, giydiği kıyafetlere karıştığını söylerdi. Bir keresinde kısa etek giydiği için dizine yumruk attığını anlatmıştı. Ben de bu olayı duyunca Cem ile karşılaştığım zaman 'Münevver'i neden dövüyorsun?' diyerek kızdım. O da bana tepki göstermedi."
POLİS, ŞÜPHELİ ERKEK ARADI
Münevver'in cesedi ve eşyaları üzerinde yapılan adli tıp incelemesinin ardından Biyoloji İhtisas Dairesi, skandala neden olacak bir tespite raporunda yer verdi. 8 Mayıs 2009 tarihli bu tespite göre Münevver'e ait 2 iç çamaşırının bel kısmında 4 sperm izine rastlanmıştı. Olayın bir de tecavüz girişimi boyutu olduğu sanıldı. Tespit edilen spermin DNA kodları Garipoğlu ailesinin erkeklerinden alınan DNA kodlarından farklıydı. Acaba işin içinde Cem'den başka bir erkek de mi vardı? Cinayet bürosu dedektifleri harıl harıl bu şüpheli erkeği aramaya koyuldu. Önce Cem'in arkadaşlarından başlandı. Gözaltına alınan onca kişi önce ifade verdi ardından DNA testi için Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Dedektifler günlerce bu meçhul erkeğin peşinde koşturdu durdu. Ama o meçhul erkek sanki yer yarılmıştı da içine girmişti. Sonra o dedektiflerden birinin aklına ilginç bir fikir geldi. Acaba bu sperm, otopsi masasına bir önceki otopsiden bulaşmış olabilir miydi? Bu sorunun yanıtı Morg İhtisas Dairesi'nin 30 Haziran 2009 tarihli raporuyla açığa çıktı: "Yapılan incelemeler sonucunda 04.03.2009 tarihinde 689/12671 protokol numarasıyla otopsisi yapılan kadın olguya ait, iki adet iç çamaşırının bel kısmında tarafınızdan yapılan incelemelerde bulunan kan ile karışık spermin, ilgi yazınızda belirtilen, otopsisi aynı gün, 690/12672 protokol numarasıyla yapılmış olan erkek olgunun cesedinden bulaşmış olabileceği anlaşılmıştır." Cinayet bürosu dedektifleri 2 ay boyunca meçhul spermin sahibi ölünün izini sürmüştü.
CANI SIKILAN İHBAR ETTİ
Cem'in tüm dünyada arandığı günlerde polise hemen hemen her gün ihbar yağıyordu. Bu ihbarların birçoğu uçuk kaçık ihbarlardı ama polis yine de "Bir ihtimal" diyerek dikkate almak zorunda kalıyordu. bu ihbarlardan bazıları da insanları zor durumda bırakabiliyordu. İşte o ihbarlardan biri Sarıyer'de oturan Nuran M. adlı işkadının başını yakıyordu. İhbar üzerine "Cem'i sakladığı iddiasıyla" işyeri basılan Nuran M., eski sevgilisinden şikâyetçi olarak şunları anlattı: "Bu ihbarı ayrıldığım ve yeniden benimle beraber olmak isteyen erkek arkadaşım Mustafa Atılgan veya onun çevresinden birisi yapmış olabilir. Çünkü bu şahıs hakkında beni rahatsız ettiği için savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum. Cem Garipoğlu'nun nerede olduğunu ve nerede saklandığını bilmiyorum."