Birleşmiş Milletler 64. Genel Kurul çalışmaları ve G-20 zirvesi için ABD'de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyet, ''Ana'' adlı özel uçakla saat 15.45'te yurda döndü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 7-8 milyar dolarlık füze alımının söz konusu olmadığını ve henüz bu konuda verilmiş bir karar da bulunmadığını belirterek, Savunma Sanayi Müsteşarlığının çalışma yaptığını bildirdi.
Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda, ABD ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, bir gazetecinin ''Toplantılarda İran'a ilişkin bir silahlı müdahalenin söz konusu olup olmadığı, Türkiye'nin füze alımının ise İran ile ilgisinin bulunup bulunmadığı'' sorusu üzerine, silahlı bir müdahale konusunun kendisinin katıldığı toplantılarda gündeme gelmediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, bazı yaptırımların uygulanabileceğinin gündeme geldiğini, bu yaptırımların da ''ekonomik yaptırımlar'' ya da ''ülkelerin onlarla diplomatik ilişkilerini kesme'' gibi yaptırımlar olabileceğini belirterek, ''Hemen silahlı müdahale denildiğini zaman... Bu tabii sadece İran'ı rahatsız eden bir konu olmaz. Dünya uluslarını da rahatsız eden bir konu olur'' dedi.
Irak'ta yaşananlara işaret eden Erdoğan, orada yaşananların tüm dünya uluslarını rahatsız ettiğini ve bedelinin de çok ağır olduğunu söyledi. Irak'ın bir medeniyet olduğunu ve orada bir medeniyetin çökmeyle karşı karşıya bulunduğunu kaydeden Erdoğan, Irak'ta tarihi eserlerin yerle bir olduğunu, milyonu aşkın insanın öldüğünü hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin gündemi olduğu halde o gündemde kimsenin ''silahlı müdahale'' ifadesini kullanmadığını dile getirdi. Erdoğan, Türkiye'nin füze alımı ile ilgili olarak da ''Bu konuda ifade edilen rakamlar çok yanlış. 7-8 milyar dolarlık alım söz konusu değil, ki henüz verilmiş bir karar da söz konusu değil'' dedi.
Savunma Sanayi Müsteşarlığının füze alımı konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Eğer böyle bir şey İcra Konseyine gelecekse, bu paket aslında dört rampalık bir pakettir ve 1.3 milyar dolarlık bir ihale söz konusudur. Bunlar da mobildir, sabit değildir. Konuyu burada da saptırıyorlar. Kimisi 'bu İran'a karşı mı, batıya karşı mı alınıyor' gibi hedef saptıran başlıklar atıyor. Bunlar yanlış. Mobil olursa zaten nerede ihtiyaç duyulursa eğer alınması halinde orada kullanılır. Ama şu anda henüz bu işin talebi var. Görüşülme safhasındadır. Ama icra konseyimize gelmemiştir. İcra Konseyimize henüz böyle bir şey gelmemiştir. Söylendiği gibi bir rakam değildir. Mesela komşumuz Yunanistan'da 6 tane füze rampası var. Türkiye'nin ona karşı böyle bir şeyi yok. İran'da ne kadardır bilemiyorum.''
Erdoğan, ''Gerek BM Genel Kurulu gerekse G-20 Zirvesi'nde ve Amerika'nın önde gelen gazeteleriyle yaptığımız mülakatlarda, ülkemizin görüşlerini en iyi şekilde tüm dünya liderlerine ve dünyaya duyurma fırsatımız oldu'' dedi.
ABD ziyaretini tamamlayarak yurda dönen Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, BM'nin bu yılki genel görüşmelerinde 150'nin üzerinde ülkenin devlet ve hükümet başkanları seviyesinde temsil edildiğini söyledi.
Erdoğan, ''Bu yoğun katılımlı toplantılarda 24 Eylül günü önce BM Güvenlik Konseyi'nde nükleer silahların yayılmasının önlenmesine yönelik böyle bir gündemle bir araya geldik. Çok çok uzun bir aradan sonra ilk defa devlet başkanları ve hükümet başkanları düzeyinde bir BM Güvenlik Konseyi toplantısıydı bu ve Türkiye ilk defa başbakan düzeyinde bu toplantıya katıldı'' diye konuştu.
Toplantının çok verimli geçtiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, konuya yönelik olarak sonuç bildirgesinin oy birliğiyle çıktığını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, aynı gün BM Genel Kurulu'na hitap ettiğini hatırlatarak, konuşmasının içeriğini ağırlıklı olarak uluslararası konular, sorunlar ve başta Orta Doğu olmak üzere bölgesel sorunların oluşturduğunu aktardı.
Genel Kurul ve G-20 Zirvesi'nde yabancı muhataplarıyla çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu çerçevede ABD, Rusya, İran, Pakistan, Hollanda, İsveç, Irak, Güney Kore, Avusturya, İtalya, Güney Afrika, Hindistan, Lübnan başta olmak üzere G-20 Zirvesi ile birlikte yaklaşık 32 hükümet ve devlet başkanıyla ikili görüşmeler yaptık. Ayrıca, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile de bir araya geldim. Bu resepsiyonun akabinde KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Talat ile yaptığımız görüşmeye BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nun da iştiraki bizi ayrıca memnun etmiştir. Kuzey Kıbrıs ile ilgili konuları orada çok daha farklı bir şekilde değerlendirme fırsatını bu resepsiyon vesilesiyle bulmuş olduk. Bu vesileyle söz konusu temaslarımda bölgesel sorunlar başta olmak üzere ikili münasebetlerimizi yeniden ele alma imkanını bulduk.''
Başbakan Erdoğan, Genel Kurul çalışmalarının başlamasından önce 22 Eylülde, günümüzün en önemli sorunları arasında bulunan iklim değişikliğinin BM Genel Kurulu'nun açılış gündemini teşkil ettiğini dile getirerek, buna da katılma imkanı bulduklarını kaydetti.
New York'ta bulunduğu süre içinde Princeton Üniversitesi'nde ''Küresel Barış ve Türkiye'' konulu konferansı olduğunu aktaran Başbakan Erdoğan, New York Devlet Üniversitesi'ne bağlı Levin Enstitüsü'nde de ''Medeniyetler İttifakı'' konulu konferans verdiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, ayrıca İslam Konferansı Teşkilatı'nın 40. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla New York'ta düzenlenen resepsiyona arkadaşlarıyla birlikte katıldığını kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''BM Genel Kurul toplantıları vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz bu ziyaret, New York ve çevre eyaletlerde yaşayan vatandaşlarımızın da katıldığı büyük bir toplantıyı orada gerçekleştirme fırsatını bize verdi. Müteveffa Ahmet Ertegün'e verilmesi evvelce kararlaştırılan devlet nişanını, 26 Eylül akşamı düzenlenen resepsiyon sırasında bayan Ertegün'e tevdi ettim. Gerek BM Genel Kurulu gerekse G-20 Zirvesi'nde ve Amerika'nın önde gelen gazeteleriyle yaptığımız mülakatlarda ülkemizin görüşlerini en iyi şekilde tüm dünya liderlerine ve dünyaya duyurma fırsatımız oldu.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmenin ağırlıklı gündemini bölgesel sorunların oluşturduğunu belirterek, gerek Irak, Suriye, gerek Orta Doğu'daki gelişmeler ve bunun yanında Türkiye-Ermenistan ilişkileriyle ilgili atılmakta olan adımların ele alındığını bildirdi.
Erdoğan, ABD ziyareti dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''ABD Başkanı Obama ile baş başa gerçekleştirilen 15 dakikalık görüşmenin gündeminin ne olduğuna'' ilişkin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Görüşmemizin ağırlıklı gündemini bölgesel sorunlar teşkil ediyor ve son dönemde bölgemizdeki gelişmeleri ele alma fırsatımız oldu. Burada gerek Irak, Suriye gerek Orta Doğu'daki gelişmeler, bunun yanında Türkiye-Ermenistan ilişkileri ile ilgili atmakta olduğumuz adımlar... Biliyorsunuz, 10 Ekim'de dışişleri bakanları bir araya gelerek hazırlanan metni imzalayacaklar. Bütün bunları o 15 dakikada görüşme imkanımız, fırsatımız oldu.''
Başbakan Erdoğan, bölgeye yönelik olarak da Afganistan konusunun ele alındığını belirterek, Kasım ayında Kabil'de komutayı Türkiye'nin alacağını, görüşmede bunu da değerlendirdiklerini söyledi.
Bu görüşme vesilesiyle ABD Başkanı Obama'nın da özellikle Orta Doğu'da ilişkilerin sıkılaştırılmasının zaruretini ifade ettiğini anlatan Erdoğan, ayrıca liderler zirvesinde de uluslararası ekonominin gidişatını birlikte değerlendirdiklerini söyledi.
Bir gazetecinin, ''İran veya Demokratik Açılım konusu görüşüldü mü?'' sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, ''Demokratik Açılım... Zaten bu konular bizim sorun alanlarımız olduğu için bu sorun alanları ile ilgili olarak, örneğin Ermenistan meselesi bizim sorun alanlarımızdan bir tanesi. Örneğin terör sorunu... Zaten onu bizim gündeme almamamız, konuşmamamız söz konusu değil'' diye konuştu.
ABD ile 5 Kasım 2007'de başlatılan bir süreç olduğunu da anımsatan Başbakan Erdoğan, terör ve terör örgütüne karşı ortak düşman ilan etme ve oradaki birlikteliğin, bu sürecin aynı kararlılıkla devamı hususunu Obama'ya ifade ettiğini söyledi. Erdoğan, Obama'nın da bu konudaki hassasiyetini aynen koruduğunu ve bunun devamı noktasında herhangi bir şüphe olmaması gerektiğini ifade ettiğini aktardı.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Bir gazetecinin, ''Demokratik Açılım sürecinde başka ne tür konuların çıkacağı ve bunu kapsayan bir Anayasa değişikliği olup olmayacağına'' ilişkin sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliği konusunun gündemlerinde olduğunu hatırlatarak, ''Fakat görünen o ki parlamento da buna hazır değil, kurumlar da buna hazır değil. Biz bir Demokratik Açılım içeresinde ağırlıklı olarak, terör sorunu başta olmak üzere Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunlarından tutun da tüm etnik unsurların sorunlarına varıncaya kadar bu sorunlar üzerinde duracağız'' dedi.
Devam eden Alevi çalıştayları konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, hem bu sorunlar nezdinde hem de azınlık hakları ile ilgili sorunlar ve işsizlik sorunu üzerinde duracaklarını da anlattı.
Ayrıca, AB ile görüşülmekte olan fasıllarla ilgili sorun alanları nelerse, bunların da üzerinde duracaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Biz burada bütün sorun alanlarımızı minimize etmenin gayreti içinde olacağız. 'Bunları sıfırlar mısınız?' Mümkün değil sıfırlamamız, ama ne kadar bunları azaltırsak, sırtımızdaki yük de milletçe o kadar azalacaktır. Geleceğe bu defa çok daha güçlü yürüyeceğiz, çok daha endişelerden uzak yürüyeceğiz. Çok daha huzurlu ve mutlu bir toplum olarak yolumuza devam edeceğiz'' şeklinde konuştu.