Salı 29.09.2009
Son Güncelleme: Salı 29.09.2009

'Dünyanın geleceği için Çin büyük fırsat'

60. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Çin'in Büyükelçisi Hiaosheng: Barış içinde kalkınmak ve dünyayla işbirliği yapmak istiyoruz. Küresel krizde hepimizin çıkarı işbirliği yapmak. Amerika'ya meydan okumak istemiyoruz

SUNUŞ
Yıllar önce Pekin'e gittiğim zaman, Mao Zedung artık yoktu... O günlerde, Mao'nun Tiananmen Meydanı'ndaki anıt mezarının önünde kilometrelerce uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. Her gün binlerce Çinli, mumyalanmış Mao'yu görebilmek için yakıcı güneşin ya da yağmurun altında saatlerce beklerdi ünlü meydanda.. UNESCO'nun Kadın Gazeteciler Konferansı'na katılan gazetecilerle birlikte anıt mezarı ziyarete gittiğimiz zaman yine uzun bir kuyruk vardı. Bizi bekletmeden içeriye aldılar. 20'nci yüzyıla damgasını vuran ve dünyayı sarsan küçüçük adam, boğazına kadar iliklenmiş koyu gri ceketiyle, ölümün derin sessizliğinde, tahta bir tabut içinde yatıyordu.. Sanki, gözlerini açıp kalkıverecekmiş gibiydi. O atmosferden etkilenmiştim doğrusu... O günden bu yana, Çin'de köprülerin altından çok sular aktı. Ne Mao kaldı ne de dünyada Maoistler... Komünizm çöktü, Çin halkı, Mao'yu ve Kültür Devrimi'ni tarihe gömdü. Günahı ve sevabıyla ezilen Çin'i ayağa kaldıran Mao'nun, 27 yıllık dönemini tarihe gömmek kolay olmadı ama 1976'da, Mao'nun ölümünün ardından dizginleri eline alan bir başka küçük dev adam, Çin'de kapitalist devrimi başlattı. O günden bu yana da geçen 33 yıl içinde de, hem ekonomik hem de askeri açıdan dev bir Çin doğdu. Yani bağımsızlığını kazanmış, açlık ve sefaletten kurtulmuş, daha zengin, daha mutlu, geleceğe umutla bakan 1 milyar 300 milyon Çinli.. Bir zamanlar Çinliler birbirlerine "Hello" yani "Merhaba" demezlerdi.. "Ni Chi le Ma?" yani "Bugün doydun mu?" diye sorarlardı. Yılda bir tavuk yiyebilse kendileri mutlu sayarlardı. Ama artık dünya sahnesinde, küresel krize meydan okuyan, neredeyse Amerikan ekonomisini bile satın alabilecek güçte bir Çin var. Dünya devi Çin'in 60. kuruluş yıldönümünde, Büyükelçi Gong Hiaosheng'le zaman tüneline girdik. Kültür Devrimi'nin külleri üzerine kurulan kapitalist devrimi ve Çin'in geleceğini konuştuk... 56 yaşındaki Çin'in Ankara Büyükelçisi'yle yaptığımız açık ve samimi söyleşi bile 21'inci yüzyılın süper güçleri arasında giren Çin'deki büyük değişimi yansıtıyor.
Söyleşimize "Mao'nun Çin halkı için anlamı neydi?" diye sorarak başladım. "Mao öldüğü zaman 23 yaşındaydım" diye anlatmaya başladı Büyükelçi Gong... Sonra gülümseyerek devam etti: "Sizinle tarihte benzer dönemlerden geçtik. Çin de yabancı güçlerin işgaline uğradı. Sonra 40 yıl iç savaş yaşadık. 10 milyonlarca insan öldü. Ardından da 2. Dünya Savaşı ve Japon işgali... Çok acı çektik. 1949'da yeni Çin'i kurduk. Sizin yeni Türkiye'yi kurduğunuz gibi... " Büyükelçi yine bir an durdu ve Mao'nun Çin halkı için büyüklüğünü anlatabilmek için bir simge aradı ve sonra bulduğunu "Yani Atatürk sizin için neyse Çin halkı için Mao odur. Mao, Çin'in Atatürk'üdür" diye aktardı. Böyle bir benzetmeyi ilk kez duyduğum için biraz şaşırdım ama iki liderin ideolojileri farklı olsa da benzer yanları var. İkisi de sömürgeciliğe başkaldırıyı, bağımsızlığı ve yeniden doğuşu simgeliyorlar.

MAO NEREDE HATA YAPTI?
"
Peki hâlâ nerede hata yaptı?" dedim. Büyükelçi gülümseyerek devam etti: "Çinlilerin yaşadıkları korkunçtu. Yeni bir dönem açmak gerekiyordu. Ama nasıl? Nasıl bir ülke yaratmalıydık? Hiç tecrübesi olmayan bir ulusun yeni bir ülke yaratması kolay değildi. Okuma yazma bilen azdı. Nasıl bir hayat istediklerini bile bilmiyorlardı. Sanayi yoktu. Tarım en alt düzeydeydi. Sağlık hizmeti yoktu. Büyük devrimden 10 yıl sonra bile yiyecek bulamıyorduk. Yani yaraların sarıldığı büyük bir devrimdi."
KÜLTÜR DEVRİMİ HATAYDI

Ya "Mao'nun ünlü Kültür devrimi?" dedim. Büyükelçinin yüzü biraz gerildi, "Korkunç bir dönemdi" diye anlatmaya devam etti: "Komünist Partisi'nin korkunç bir hatasıydı. Yeni bir Çin yaratacaklarını düşündüler. İmparatorluğun değerlerini reddettiler ama gelenekleri korumak lazım. Tecrübelerimizden çok şey öğrendik. Kültür devrimi kötü bir tecrübeydi."
KAPİTALİST DEVRİM

1976'da Maoizmi tahtından indiren Deng Xiaoping'i ve getirdiği değişimi Çin Büyükelçisi şöyle anlattı: "Mao'dan sonra herkes değişim istiyordu. Ekonomi, eğitim kötüydü. Deng Xiaoping 'Gelin tartışmayı bırakıp deneyelim. Doğru olduğunu görürsek devam ederiz. Yoksa değiştiririz' dedi. Denedik ve doğru yolda olduğumuzu gördük." Büyük değişimi, Büyükelçi'nin anlattıklarından aktarayım: "Çin'deki değişim önce köylerde, tarımda başladı... Köylüler istediklerini ekip biçmeye başladılar. İlk yılın sonunda tarımda patlama oldu. Köylülerin gelirleri arttı. Karneyle şeker, yağ alan köylüler her şeyi satın almaya başladılar. Çinliler kapitalizmi çok sevdiler. Çin'e yabancı sermaye aktı. Pekin'de 40 metre karelik dairelerde yaşayan ve zemin kattaki ortak banyoları kullanan Çinliler tarihe karıştı. Büyükelçi, bundan sonra Kapitalist Devrimi, "Dünyaya açılarak büyük değişimi yaşadık. Her gün öncekinden daha iyi oldu. Artık bol bol gıda bulmaya başladık" diye heyecanla devam etti.

2 TRİLYON DOLAR REZERV
"
1952'de milli gelirimiz 8 milyar dolardı. 4.4 trilyon dolar oldu. ABD ve Japonya'dan sonra üçüncü sıraya oturduk. Kişi başına milli gelir ise 3 binden, 10 bin 529 dolara fırladı. 60 yıl önce Çin'de sadece 80 bin kilometre (km) yol vardı. Şimdi 3.73 milyon kilometreye ulaştık. 60 bin km otobanımız var. 86 bin km uzunluğundaki demir yollarımız şimdi 3 milyon 244 bin km. İthalat ve Ticaret hacmimiz 1950'de sadece 1.13 milyar dolardı. 2.56 trilyon dolara çıktı. 60 yılda 2 bin 200 kat arttı. 2 trilyon dolarlık döviz rezervimiz var."
BAŞROL OYUNCUSU

Rakamlar Çin'in 21'inci yüzyılın başrol oyuncularından biri olacağını gözler önüne seriyor ama herkesin kafasındaki soruyu Gong Hiaosheng'e sordum: "Çin dünya için bir fırsat mı yoksa tehdit mi olacak?" Büyükelçi gülerek şöyle dedi: "Hayır Çin, fırsat olacak. Eğer savaş içinde olursak, nasıl kalkınırız? Barış içinde kalkınmak ve dünyayla işbirliği yapmak istiyoruz. Küresel krizde hepimizin çıkarı işbirliği yapmak. Amerika'ya meydan okumak istemiyoruz."
TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ
Çin'in işbirliği yapmak istediği ülkelerin başında Türkiye var. Büyükelçi, ikili ilişkiler konusunda şunları söylüyor: "İşbirliğimizi mutlaka geliştirmeliyiz. Türkiye'de yatırımlara başladık. İki ülke de işbirliğinden büyük yarar sağlayacak." Ya Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyaretinin ardından Sincan'da yaşanan kanlı olaylar? Büyükelçinin çok üzgün olduğu belliydi. "Olaylardan en fazla ben üzüldüm. Ölenler olduğu için de çok üzgünüm" diye konuşmaya başladı ve şöyle dedi: "Türk dostlarıma da anlatıyorum. Türkiye'yle çok iyi ilişkilerimiz var. İşbirliğimiz çok önemli. Neden Çin Hükümeti Sincan'da insanları öldürmek istesin? Bundan ne çıkarı olabilir ki, ne elde edebiliriz? Bazıları neden bize inanmıyor? Olanlardan mutlu değiliz. Emin olun işbirliğini geliştirmek için öyle çok çalıştık ki, olanlar bizi gerçekten çok üzdü."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.