DTP Genel Başkanı Türk: Hukuk dışı bir karar. Kararın Anayasa'nın 14. maddesi ile ilgisi yok. Türkiye kaybeder, bizim kaybedecek bir şeyimiz yok. Parlamento, düşüncelerini ifade eden siyasetçilere sahip çıkacak bir duruşu ortaya koyamadı. Hukuktan, yargıdan kaçmıyoruz. Bütün dokunulmazlıklar kaldırılmalı. Veremeyecek hesabımız yok. Biz demokrasi mücadelesi veriyoruz. Zorla götürürlerse diyecek bir şeyimiz yok.
DTP Genel Başkan Yardımcısı Ayna: Davanın görülebilmesi için dokunulmazlıkların kaldırılması gerekiyor. Bu hukuki bir skandaldır. Yaşananları teşhir için 29 Aralık'ta mahkemeye gitmeyeceğim. Dokunulmazlıklar tümden kalkmalıdır. Kürsü ifadesi dışında. Yoksa hemen hemen hepimiz birçok kez mahkemeye de çıkmışızdır, cezaevine de girmişizdir.
DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk: Bu karar Kürt sorununa çözümsüzlük yaklaşımının sonucu. Yargı siyasallaştı. Bizim için ifade vermek problem değil. Geçmişte de verdik. Sorun ayırımcılık. Meclis'te herkes dokunulmazken biz ifadeye çağrılıyoruz. Üstelik de polis zoruyla. Açılımı bir barış ve kardeşlik çözümü süreci dediğiniz yeni bir dönemle bu süreçte buna benzer uygulamalar kesinlikle bir güven bunalımı yaratacaktır. Legal siyasette DTP'nin bir kontrol unsuru olduğu görülmeli.
DTP Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani: Sanki 15 yıl önce 1994'teki bir ezberin tekrarı topluma sunulmak istenmekte. Yeniden bir polis devleti zoruyla halkın özgür iradesiyle seçilen milletvekillerinin apar topar ensesinden tutularak mahkemeye götürülmesi şık olmayacağı gibi hukuki de değildir. İlgili herhangi bir uygulama olmadığı halde bizim parlamenterlerin salt düşüncelerini açıkladıklarından ötürü böylesi bir hukuk dışı muameleye tabi tutulmaları toplum tarafından kabul edilmeyecektir.