Krizin perde arkası

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD programını gölgeleyen büyükelçi krizinin perde arkasındaki gerekçeler gün ışığına çıkmaya başladı. Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy'u, merkeze çeken olaylar zinciri 6 Aralık 2009 akşamı gelişti. Başbakan Erdoğan, ABD'ye gelir gelmez kaldığı Willard Otel'de Başkan Obama ile gerçekleşecek görüşme konusunda bir strateji toplantısı yaptıb. Toplantıda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yanı sıra Büyükelçi Nabi Şensoy da vardı. Erdoğan, büyük önem verdiği baş başa görüşmede Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun da bulunmasını istedi. Bu kapsamda Büyükelçi Şensoy'a, "Beyaz Saray'la temasa geçin. Görüşme 1+1 şeklinde organize edilsin" talimatı verdi. Bunun anlamı, "Baş başa görüşmeye iki tarafın dışişleri bakanları da katılacak" demekti.
3 GEREKÇE
Ancak 7 Aralık sabahı Beyaz Saray'da Erdoğan ve Obama baş başa görüşmeye geçeceği sırada, ABD tarafının Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'a "kal" işareti yapmadığı görüldü. Bu durum karşısında Davutoğlu da görüşmeye katılamadı. Bakansız görüşme Erdoğan'ın tepkisini çekerken, Davutoğlu, "Nabi bey 1+1 isteğimizi iletmediniz mi?" sorusuna, "İletmeyi gerekli görmedim, uygun bulmadım" yanıtı aldı. Davutoğlu Şensoy'a kızgın bir ifade ile bakınca, "Gereğini yaparım" açıklaması geldi. Büyükelçi'nin "talimatı yerine getirmemesi" üzerine merkeze çekilme yazısı hazırlandı. Mayıs 2010'da emekli olacak Şensoy'un merkeze dönmesinde şu faktörlerin etkili olduğu belirtildi: 1- Başbakan'ın talimatı yerine getirilmedi. 2- Büyükelçi Şensoy dış politikadaki değişime, AK Parti'nin açılımlarına uyum sağlayamadı. 3- Şeker hastalığının da etkisi ile mesai saatlerinde sorun yaşandı. 'Mesaiye 11.00'de başlayan, 15.00'te bitiren büyükelçi profili', Bakan Davutoğlu'nu tatmin etmedi