Çarşamba 07.04.2010 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 07.04.2010 17:53

Verilen sözleri icraata dökmenin vakti geldi

Türkiye'ye temelleri 1999'da atılan karşılıklı güven ortamını birlikte inşa etmeye geldiğini belirten Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Druças, "Vaatleri icraata döküp tüm dünyaya sorunlarımızı çözebilecek yeteneğe sahip olduğumuzu göstermeliyiz" dedi.
Yunanistan Dışişleri bakan vekili ve Başbakan Yorgos Papandreu'nun sağ kolu konumundaki Dimitris Druças, yarın Türkiye'ye geliyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun davetlisi Druças, iki ülke arasındaki başta Kıbrıs olmak üzere Ege, kıta sahanlığı, silahlanma yarışı gibi sorunlar ve Türkiye'nin AB üyeliği konusunda SABAH'a önemli açıklamalarda bulundu.
SORU- Türkiye ziyaretinizde nasıl bir mesaj vermeyi amaçlıyorsunuz?
YANIT- Türkiye'ye dostluk ve barış mesajı vermeye geliyorum. Atacağımız dikkatli ve gerçekçi adımlarla, ikili ilişkilerimizde ilerleme kaydedilmesindeki kararlılığımızı ve ümidimizi gösteren bir mesajdır bu. Ümitli bir mesajdır çünkü benim inancım ülkelerimizin kaderinin sürtüşmelerden yana değil; iyi birer dost olacağından yanadır. Kararlı bir mesajdır çünkü net iradesi ve yaratıcılığı olan bir hükümetin üyesiyim. 1999-2004 yılları arasında Türk-Yunan yakınlaşmasının temellerini İsmail Cem ve daha sonra bugünkü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte atan Yorgos Papandreu'nun yanında yer aldım.
Şimdi sıra inşaatı ortaklaşa yükseltmemize geldi. Bu uğraşıda siyasi irade , iyi niyet ve özellikle karşılıklı güven şarttır. Büyük saygı duyduğum Sn. Davutoğlu bana , bu malzemelerin var olduğunu söylüyor. Türkiye'ye bu sözleri icraata dönüştürmek için geliyorum. Gerekli olan karşılıklı güven ortamını birlikte inşaa etmeye geliyorum. Olaylar karşısında her zaman gerçekçi bir dil kullanmayı tercih ederim. Ülke ilişkilerimiz için özlü bir adım oluşturmasını arzu ettiğimiz Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın Atina ziyaretine zemin hazırlamaya geliyorum.Bir de şunu eklemek isterim. Kimi bazı çevreler ülkelerimizin birbirleriyle konuşmamasını; sorunların ilelebet sürmesini arzu edebilir... Ancak Yorgos Papandreu hükümeti böyle düşünmemektedir. Bizimle aynı görüşte olmayanlarla bile konuşarak anlaşmakta kararlıyız. Bu da doğal olarak egemenlik haklarımızı müzakere edebişeceğimiz anlamına gelmemelidir.
SORU- Atina son zamanlarda, Türk savaş gemilerinin izlediği rotalardan rahatsız olduğunu dile getirdi. Bu konuyu Türk meslektaşınızla yapacağımız görüşmenin gündemine getirecek misiniz?

YANIT- Yunan halkı , aynı sizler gibi gururlu bir halktır. Türk frektayeninin sahillerimizin yanında , hem de bu biçimde tur atması bizim için tahriktir. Fazladan felsefe yapmaya gerek yok.. İki ülke arasındaki ilişkilere ciddi zarar vermektedir. Yunanlılar haklı olarak kendilerinin ve ailelerinin güveniyle birlikte ülkelerinin toprak bütünlüğünün tehdit edildiği hissine kapılıyor. Ve size soruyorum: Bir Yunan savaş gemisini evinin önünden geçerken gören bir Türk, kendisini nasıl hisseder? Evinin çatısının üzerinden geçen bir Yunan savaş uçağının çıkardığı gür sesle camlarının sarsıldığını hisseden bir Türk nasıl bir hisse kapılır? Üstelik bunlar her türlü uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir biçimde olursa… Bu yöntemler sürdükçe yakınlaşma için gösterilen uğraşılar ne olursa başarısızlıkla sonuçlanmaya mahkum olacağı açıktır. İnancımız, bu yeni yakınlaşma sürecinde uluslar arası hukuk kurallarına uluslar arası ilişkiler çerçvesindeki iyi komşuluk ilkelerine gösterilecek saygı temel alınmalıdır. ..
SORU- Sn. Bakan, iki ülke Dışişleri bakanlıkları arasındaki istikşafi görüşmelerin neredeyse 40. turu tamamlandı. Sizce Türk ve Yunan halkı bu maraton görüşmelerden ne beklemeli? Bir de Türkiye ile Yunanistan son zamanlarda oldukça sözü edilen silahlanma yarışına gerçekten son verebilecekler mi?
YANIT- Bu istikşafi görüşmeler ilk başladığında , ilerleme kaydedeceğimize inananların sayısı azdı. Uğraşılarımız henüz tamamlanmasa bile , ilerleme kaydedilmiştir. Şimdi yumağıın ucunu bıraktığımız yerden yeniden yakalamak istiyoruz. Kıtasahanlığının belirlenmesi için bu sürece bir hız kazandıracağız. Yunanistan'ın tutumu açık ve nettir. Eüer bu süreç içinde başarılı olamazsak; konuyu uluslar arası Lahey mahkemesine götürmeliyiz. Tüm dünyaya ülkelerimizin arasındaki bu hukuki sorunu çözebilecek yeteneğe sahip olduğumuzu göstermeliyiz. İdealimiz Ege denizini bir barış denizine dönüştürmektir. Eğer bunu becerebilirsek; ortaya çıkacak pozitif güçlerin Türk-Yunan ilişkilerindeki bütün safhaları etkisi altına alacağından eminim... Yorgos Papandreu bundan 10 yıl önce "barış temettüsünden" (peace dividend) söz ederken bunu kastediyordu zaten. Bu barış temettüsü halkalarımızın yararına karşılıklı olarak silahlanmaların kısıtlanmasına yol açacaktır. Ülkelerimiz on yıllar boyunca silahlanmalar için milyarlarca para harcamaktadır. Oysa bu harcamalar eğitime, sağlığa, altyapılara , kültürel faaliyetlere yapılabilirdi.. Türkiye'de siyasi liderleriğin ve Başbakan Sn. Erdoğan'ın bu yolda verdikleri mesajlar doğru yoldadır ve bizi cesaretlendirmektedir. Biz bu mesajların samimi olduğuna inanıyoruz. Artık icraata dönüştürmenin de zamanı gelmiştir.
SORU – Sizce Türkiye'nin atacağı ve Yunanistan'ın karşılık verebileceği hangi adımlar "olumlu" ve "somut" adımlar olarak nitelenebilir?

YANIT- Türk ordularının kayıtsız şartsız Kıbrıs'tan çekilmesi. Tabii Kıbrıs sorunu bir Türk-Yunan sorunu değildir. Uluslar arası boyutları vardır. Atılacak böyle bir adım yalnız Kıbrıs sorununun çözümüne kararlı bir biçimde katkıda bulunmakla kalmayacak ; aynı zamanda Türk-Yunan ilişkilerindeki iklimi özlü bir biçimde etkileyecektir. Böyle bir adımla Türkiye, Kıbıs'taki Rumları ve Türkleri kendileri için gerçek bir güvence oluşturan AB içinde bir çözüm bulmalarını sağlamakla açık ve net bir siyaset izlediğini kanıtlamış olacaktır
SORU- Türkiye'de ezici bir çoğunluk, Yunan devletinin Batı Trakya'daki azınlığın kendilerini "Türk" olarak tanımlamasını, tanımadığı hatta yasakladığı halde niçin kendilerini "pomak" ya da "Roman" olarak tanımlayanları değil yasaklamak; teşvik bile ettiğini merak ediyor. YANIT- Yunan vatandaşları aynı zamanda Avrupa vatandaşları olup ;kendilerini nasıl hissetiklerini tanımlamaya özgürdürler. Açık ve hoşgörülü bir demokrasi sisteminde, dil, din , köken ayrımı yapılmaksızın dünya standatlarına göre yüksek yaşam koşulları altında yaşamaktalar. Şurası muhakkaktır ki, trakya'daki müslüman azınlığın iyiliği için uğraşılarımızı sürdürüyoruuz. Bu da, başkasının değil; Yunan devletinin Yunan vatandaşları karşısında üzerine düşen bir görevdir.. İzin verirseniz şunu da vurgulamak isterim. Azınlıklar kimsenin siyasetine alet olmamalıdır; hele hele bu konular mutekabiliyet düşüncelerinden uzak kalmalıdır.. Sözünü ettiğiniz "yasaklamalara" gelince; Trakya'yı yakından tanıyanlar bu propagandanın gerçeklerle yakından uzaktan ilgisi olmadığını iyi bilir.
SORU- Yunan adalarını ziyaret etmek isteyen Türk vatandaşlarına 24 saatlik bile olsa vize işlemlerinni kolaylaştırmayı düşünüyormusunuz? Bu talep yalnız Türk vatandaşlarından değil; Yunan adaları sakinlerinde de geliyor..
YANIT- Yunanistan biliyorsunuz Shengen üyesi olarak vize işlemlerini tek taraflı kaldırmaya yetkisi yok. Buna rağmen Yunanistan Türkiye'den Yunanistan'a gelenler için mümkün mertebe her türlü kolaylıkları sağlamaya çalışıyor. Türkiye'deki Yunan konsolosluklarına turizm acendaları aracılığıyla ve iyi niyet (bona fide) çerçevesinde sade pasaportulara vizelerin 24 saat içinde verilmesi amacıyla gerekli kolaylıkların ve esnekliklerin gösterilmesi için talimatlar verilmiştir. İşadamları ve öğrenciler için ise ayrı işlemler yapılmaktadır. Herşeye rağmen biz Yunanistan olarak , Yunan adalarını bir günlüğüne ziyaret edecek olanlara kolay vize verilmesi ve bürokratik engellerin kaldırılması yolundaki taleplerimizi AB ülkelerinden talep edeceğiz.
SORU- Kıbrıs sorunu kritik bir aşamaya girmiş bulunuyor. Bugüne kadar yapılan görüşmelerden alınan sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz
YANIT- Biz hepimiz, Kıbrıslı Rum ve Türkleri AB içindeki geleceklerini kendilerinin tayin edecek müzakerelerinde rahat bırakmamız gerekiyor. Bulunacak çözüm ise «acquis communautaire» olarak adlandırdığımız AB ilkelerine ve değerlerine saygılı olmalıdır. Kıbrıs, AB'nin tam üyesidir ve bulunacak çözüm de AB içinde işler olmalıdır. Bu hem Kıbrısta yaşayan Kıbrıs Türk ve Rumlarının yararına olacaktır. Sn. Talat'ın Kıbrıs türk tarafını temsil etmeye devam edip etmeyeceğini çopk yakında öğreneceğiz. Cumhurbaşkanı sn. Dimityris Hristofyas, Kıbrıs rum ve Kıbrıs Türklerinden oluşacak yeniden bütünleşmiş bir vatanı herşeyin üstünde tuttuğunu defalarca kanıtlamıştır. Bunun gerçekleşmesi için de Kıbrıs sorununun çözümü için güvenilir, yapıcı ve barış ortağı olacak bir muhattaba ihtiyacı vardır.

SORU- Türk-Yunan ilişkileri prizmasından Türkiye-AB ilişkilerini nasıl görüyorsunuz?

YANIT- Sn. Davutoğlu'nun "komşu ülkelerle sıfır sorun" dogmasına Yunanistan, ek olarak "komşu ülkeler arasındaki sorunlara Avrupai çözümler" dogmasından da yanadır. Komşularımızın barış ve güven içinde yaşayacağı bir Avrupa bölgesinin yaratılmasını arzu ediyoruz. Başbakan Papandreu, Türkiye'nin AB üyeliğini her zaman destekledi. Oysa AB, Türkiye'ye "özel ilişkiler" ya da "imtiyazlı ilişkiler" türünde çelişkili mesajlar iletiyor. Biz buna mutabık değiliz. Şunu bilin ki, AB ile ilişkilerinde yaşadığı bu zor döneminde Yunanistan olarak Türkiye'nin arkasındayız. Ancak Türkiye de AB karşısındaki yükümlülüklerini bir an önce gerekli reformları yapıp yerine getirmeli... Bizim, Türkiye'yi AB ailesi içinde görmekten son derece mutlu olacağımızı bilmenizi isterim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.