Cuma 16.04.2010
Son Güncelleme: Cuma 16.04.2010

AB'ye yaklaştıkça bölgesel odak olduk

Yarın SABAH'ta haftalık yazılarına başlayacak olan AB uzmanı Tulu Gümüştekin: Başmüzakereci Egemen Bağış'ın çabası fark yarattı. Türkiye'nin müzakereleri, gerekenden iki kat yavaş ilerliyor. Siyasi bir tavır var üyelik konusunda

Tulu Gümüştekin... Avrupa Birliği (AB) konusuna tam 18 yılını vermiş bir AB hukukçusu... 1999'da Türkiye'nin AB'ye adaylık statüsü kazanması, kendisine, o tarihe kadar hiç hayata geçirilmeyen bir fikir vermiş. Ertesi yıl, AB konularında Türkiye ağırlıklı çalışan ilk uluslararası danışmanlık şirketi CPS'yi kurmuş. O tarihten beri şirketinin ofislerini açtığı Brüksel-İstanbul- Washington hattında mekik dokuyor. Yarından itibaren AB konusunda SABAH'ta her cumartesi yazılar kaleme alacak olan Tulu Gümüştekin'le, Türkiye'nin AB projesini mercek altına aldık.
Nedir tam olarak CPS'de yaptıklarınız? Şirketin açık adı Corporate and Public Strategy Advisory Group. Bir anlamda özel sektör açısından kurumsal her türlü ilişkiyi kolaylaştıran, kurgulayan, süreç içinde teknik destek veren bir yapılanma söz konusu. Temelinde AB müktesebatı dediğimiz o devasa hukuki boyutta verdiğimiz hem mevzuat desteği, hem de AB'nin dehlizlerinde yol bulma becerimizi paylaşmak. Bunların yanı sıra tabii kamu ile ilişkiler konusu da var.
Biraz da Türkiye'ye dönersek, ne düşünüyorsunuz bir türlü bitmeyen Türkiye-AB arasındaki üyelik süreci hakkında? Normal şartlar altında, bu müzakere sürecinin öngörülebilir bir tarihte sonuçlanması, Türkiye'nin tam üyeliğinin başlaması için gerekli altyapının hazırlanması, tarafların mutabakata varması gerekiyor. Ama siyasi bir tavır var bu konuda. Türkiye'nin müzakereleri olması gerektiğinden en az iki kat daha yavaş gidiyor. Siyasi anlamda sekiz fasıl askıya alındı. Güney Kıbrıs bandıralı gemi ve uçaklara uygulanan ambargonun kalkması koşul olarak ortada duruyor. Bunun karşısında da Türkiye, KKTC'nin üzerindeki ablukanın kalkması ve doğrudan ticarete başlanması beklentisi içindeydi. Bu da pek gerçekleşmedi.
Müzakere sürecimiz ve AB ile ilişkilerimiz iyi yönetiliyor mu sizce? Başlangıçta bir alışma dönemi yaşadık diyebilirim. Ama bir yılı aşkın bir süredir, Devlet Bakanı unvanıyla Sayın Egemen Bağış, başmüzakereciliği üstlendi, uzun yıllardır yeterince destek verilmeyen AB Genel Sekreterliği güçlendirildi, kanunu değiştirildi. Başmüzakereci göreve geldiğinden bu yana, tümüyle gündemden düşmüş gibi duran AB konusu bir anda yine bültenlerde, tartışmalarda yer bulmaya başladı. Bu durum, işi sahiplenen bir kurumun ve bir temsilcinin çabasının, kamuoyu nezdinde ne büyük farklılık yarattığını gösteriyor.
AB'nin yaşadığı son çalkantılar, bu bütünleşme hareketinin bir geleceği olmadığı konusundaki spekülasyonları güçlendirdi. AB'nin uzun vadede dağılacağı yönündeki görüşlere katılıyor musunuz? Avrupa Birliği bütünleşmesinin başarısız olacağını öne süren görüş, 1958'den bu yana varlığını sürdürüyor. AB, sosyalist sistemin de ortadan kalkmasıyla Avrupa kıtasında yegane toplum projesi haline geldi. AB'ye alternatif bir sistem önerisiyse henüz ortalarda görünmüyor. AB bir medeniyet projesi. Bunu ne kadar iyi gerçekleştirebilirse, o kadar iyi ihraç edebiliyor. Türkiye de AB'ye yakınlaştıkça, hem kendisiyle barışma sürecine giren bir toplum oldu, hem de kendi istikrarını ihraç edebilen son derece önemli bir bölgesel odak haline geldi.
Bu soruyu bilerek sona sakladım. SABAH'ta haftalık yazılar yazmaya başlayacak olmanız, böylesi bir kamuoyu oluşturma isteğinden mi kaynaklandı? İltifat ediyorsunuz bana. AB konusunda kamuoyunun yeterince bilgi alabileceği kaynak ve analiz zaten var. Ne var ki, AB benim yaşantımın bir parçası ve çok çeşitli boyutlarda sosyal yaşantımı da biçimliyor. 20 yıla yakın süredir hazırladığım rapor, mütalaa, yazdığım yazı ve makalenin sayısını inanın ben de unuttum. Bütün bu süreçte yaşadıklarımı paylaşmak için haftada bir gün köşe yazısı yazmayı severek kabullendim. Amacım, yaşadığım yoğun profesyonel yaşamın, dışarıdan bakınca görünmeyen kimi renklerini, ufak bir sütun çerçevesinde okurlarla paylaşabilmek. Avrupa Komisyonu'nun kapısından ilk girdiğim günkü heyecanıma yakın şeyler hissediyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.