İlhan Selçuk'u kaybettik

Türk gazeteciliğinin duayenlerinden, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve köşe yazarı İlhan Selçuk, 85 yaşında hayata gözlerini yumdu. Selçuk'un dün yoğun bakımda tedavi altında tutulduğu İstanbul'daki Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi'nde saat 13.15'te organ yetmezliği nedeniyle öldüğü açıklandı. Cenazesi, perşembe günü 11 Mart'ta ölen karikatürist kardeşi Turhan Selçuk'un yanına Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde toprağa verilecek.
47 YIL AYNI 'PENCERE'DEN
İlhan Selçuk, geride kaleme aldığı onlarca kitap ve Cumhuriyet gazetesinde 1963'ten bu yana aralıksız yazdığı köşe yazılarını bıraktı. Türk gazetecilik tarihinin mihenk taşlarından biri olan İlhan Selçuk 11 Mart 1925'te Aydın'da doğdu. 1950'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitiren Selçuk, önce avukatlık ardından da matbaacılık, dergi ve gazete yazı işleri müdürlüğü yaptı. İlk yazıları 1953'te 41 buçuk isimli mizah dergisinde yayımlanan Selçuk, 1963'ten itibaren Cumhuriyet Gazetesi'nde "Pencere" adlı köşesinde yazarlığını sürdürüyordu.
AKROSTİŞLE KANITLADI
İlhan Selçuk, 12 Mart Muhtırası'ndan sonra, Sıkıyönetim Komutanlığı'nca gözaltına alındı. Selçuk, Ziverbey Köşkü'ndeki işkence iddiasını yakınlarına gönderdiği bir mektupta kullandığı akrostiş yöntemiyle gizlice yerleştirmişti, yazdığı her cümlenin sondan ikinci kelimesinin baş harfi yukarıdan aşağı sıralandığında "işkence altındayım" cümlesi çıkıyordu. Selçuk, "Ziverbey Köşkü"nde yaşadığı sorgulama günleri üzerine köşkün adını taşıyan bir kitap yazdı. Kitapla birlikte işkence iddiaları da gün yüzüne çıktı. Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHAK) kurucu üyesi olan Selçuk, 1997 Sertel Demokrasi Ödülü'nü de aldı. 21 Mart 2008 günü saat sabah 04.30 sıralarında Ergenekon davası operasyonları kapsamında gözaltına alındı. Mustafa Balbay'ın bilgisayarından elde edilen günlüklerinde, Selçuk ve diğer Cumhuriyet gazetesi yazarları ve bazı komutanlar ile birlikte 2000-2005 yılları arasında askeri darbe planları yapıldığı iddia edildi.
KISMİ FELÇ GEÇİRDİ
Selçuk, 23 Mart 2008'de yine gece yarısı saat 01.30 sularında serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan bir hafta sonra kalp krizi geçiren usta gazeteci, by-pass oldu. 14 Ağustos 2009'da tekrar rahatsızlanarak Vehbi Koç Amerikan Hastanesi Yoğun Bakım ünitesinde tedavi altına alınan Selçuk'un beyin damar tıkanıklığına bağlı olarak kısmi felç geçirdiği saptandı.
VEDA YAZISI
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra 40 saat boyunca ifadesi alınan Selçuk, serbest bırakılmasının ardından by-pass ameliyatı olmadan önce 14 Nisan 2008'de gazetedeki 'Pencere' adlı köşesinde okurlarıyla şöyle vedalaşmıştı: "Pazartesi günü yürekten ameliyat olacağız, söylenenlere bakılırsa epey gıllıgışlı bir operasyonmuş, nalları havaya dikersek bozulmayalım, olur böyle şeyler... Nalları dikmezsem daha görüşürüz. Dikersem, her ne kadar kusurumuz da olsa, affola... İkisine de eyvallah..."
SAVCILARA KINAMA KARARI
Ergenekon Davası sonuçlanmadan hayata gözlerini yuman usta gazeteci, davayla ilgili bir ilke de imza attı. İddianamede bazı niteleme ve değerlendirmeler ile özel telefon görüşmelerine yer vererek kişilik haklarına saldırıldığını iddia eden Selçuk, İstanbul 5. Asliye Mahkemesi'ne başvurdu. Şikâyeti haklı bulan mahkeme, Ergenekon Davası savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ile Nihat Taşkın'ın kınanmalarına karar verdi.