Çarşamba 23.06.2010 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 23.06.2010 11:51

"Balkanlar Avrupa'nın ayrılmaz parçası"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Balkanlar'ın, Avrupa'nın tarihi, coğrafi ve kültürel yönden ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, ''Bizler, paylaşılan değerler temelinde geliştirmekte kararlı olduğumuz bu ortaklığı AB üyeliğiyle taçlandırmak hususunda azimliyiz'' dedi.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Çırağan Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün konuşmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında, zirve toplantısına ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduğunu ve geçen yıl Kişinev'den devralınan dönem başkanlığını Karadağ'a devretmekten mutlu olduğunu ifade etti. Zirveyi taçlandıran bir özelliğin de Slovenya'nın sürece katılımı olduğunu belirten Gül, ''Esasen biz Slovenya'yı hiçbir zaman bölge dışında mütalaa etmedik. Başarılarıyla gurur duyduk, bölgemizin sorunlarına katkı getirme çabalarını takdirle karşıladık. Slovenya liderliğini bu kararından dolayı kutluyor ve Cumhurbaşkanı Sayın Danilo Türk'e 'hoşgeldiniz' diyorum'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, geçen bir yıllık süre içinde Balkanlar'ın önemli gelişmelere sahne olduğunu hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ülkelerimiz demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlüklerine saygı ve kültürel çoğulculuk yolunda önemli adımlar attı. Bir çoğumuzda standartları yüksek mahalli seçimler gerçekleşti. Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyon bağlamında ciddi ilerlemeler kaydedildi. Avrupa Birliği katılım müzakereleri ve adaylık sürecinde önemli mesafe alındı. GDAÜ üyesi bazı ülkelerin vatandaşları AB vize serbestisine dahil olurken, bazıları da Brüksel'den bu alanda umut vadeden işaretler aldı. Diğer bazı üyelerimiz NATO Üyelik Eylem Planı'na (MAP) dahil oldu. Balkanlar, gerek 2009, gerek 2010'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde güçlü şekilde temsil edildi ve edilmekte."

SIRBİSTAN PARLAMENTOSUNUN ACIYI KINAYAN BİLDİRİSİ
Geçen bir yıllık dönem zarfında bölgesel işbirliği ve iyi komşuluk ilişkileri alanında da olumlu gelişmeler yaşandığına dikkati çeken Gül, GDAÜ üyesi ülkeler arasında son 15 yıl içinde görülmemiş ölçüde ziyaret ve diplomasi trafiğinin görüldüğünü kaydetti.
Abdullah Gül, bu temas ve ziyaretlerin hemen hepsinde, bölgenin Avrupa ve Avrupa-Atlantik yöneliminin güçlü şekilde teyit edilmiş olmasının herkes için büyük bir mutluluk kaynağı oluşturduğunu vurgulayarak, şu görüşleri dile getirdi:
''Kanaatimce, bu doğrultuda atılan en önemli adımlardan birisi, Sırbistan Parlamentosunun 30 Martta, 15 yıl önce Srebrenica'da yaşanan büyük acıyı kınayan bir bildiriyi kabul etmesi olmuştur. Bu gelişmeyi Sırbistan ve Bosna Hersek halkları arasında uzlaşı sağlanması yolunda atılmış önemli bir adım olarak görüyor ve bildiride bu olayın kurbanlarının ailelerine yönelik bir taziye ve özrün de yer almış olmasından memnuniyet duyuyoruz.''
Bütün bunların sonucunda Balkanlar'ın uluslararası toplumun gündeminde yeniden üst sıralara taşımayı başardıklarının altını çizen Gül, şunları söyledi:
''Şunu tüm uluslararası camiaya bir kez daha yüksek sesle duyurmakta yarar görüyorum; Balkanlar, Avrupa'nın tarihi, coğrafi ve kültürel yönden ayrılmaz bir parçasıdır. Bizler, paylaşılan değerler temelinde geliştirmekte kararlı olduğumuz bu ortaklığı AB üyeliğiyle taçlandırmak hususunda azimliyiz. AB'yi bir değerler manzumesi ve bir medeniyet projesi olarak görüyoruz. Hepimizin yolu AB şemsiyesi altında kesişecektir. Bundan eminiz. Bölge ülkeleri olarak bu hedef doğrultusunda yürümeye kararlıyız. Bundan kuşku duyulmamalıdır. Buna karşılık, AB'den de tam üyelik yolunda olan ülkelere destek olmasını ve süreci geciktirici adımlardan kaçınmasını bekliyoruz.''

''AVRUPA'NIN KALBİ OLDUĞUMUZU İSPAT EDEBİLMELİYİZ''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Yugoslavya'da cereyan eden savaşın üzerinden 15, NATO'nun Kosova'ya müdahalesinin üzerinden henüz 11 yıl geçtiğini hatırlatarak, Avrupa'nın yakın tarihinin bu büyük travmasının atlatılmasının kolay olmadığını bildiğini, her ne kadar yaşanan acıların izleri hafızalarda hala canlılığını koruyorsa da yeni nesillerin geleceğe umutla baktığını, bölgede yeni vizyonların geliştiğini görmekten mutluluk duyduğunu söyledi.
Genç nesillere bırakılacak en büyük mirasın, farklılıklara rağmen barış içinde birlikte yaşayabilme kültürünü aşılamak olacağına işaret eden Gül, ''El birliğiyle ve hızla ulaşmamız gereken en büyük hedef budur. Tarih boyunca bölünme, parçalanma ve çatışma kavramlarıyla özdeşleşen Balkanlar'ın kötü talihini değiştirmeliyiz'' diye konuştu.
Gül, Balkanlar'ın artık acımasız, tuhaf ve karmaşık bir coğrafya olarak anılmasına engel olmaları gerektiğini belirterek, şöyle dedi:
''Bu bölgeyi geçmişte bir dönem olduğu gibi, yeniden karşılıklı anlayış ve hoşgörünün yurdu yapmalıyız. Farklılıklarımızın bizi ayrıştıran değil, birleştiren, zenginleştirici unsurlar olduğunu kanıtlayabilmeliyiz. Tarihten ihtilaf ve husumet değil, dostluk, dayanışma ve işbirliği dersleri çıkartabildiğimizi gösterebilmeliyiz. Kimilerince yorgunlukla anılmaya başlayan Avrupa'nın genç, dinamik ve enerjik yüzünün biz olduğumuzu somut olarak ortaya koyabilmeliyiz. Bir anlamda, aslında Avrupa'nın çevresi değil, kalbi olduğumuzu ispat edebilmeliyiz.''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Bölgemizin sorunlarına ancak kapsamlı ve kapsayıcı politikalar geliştirilmesi halinde kalıcı çözümler bulabiliriz'' dedi.
GDAÜ Dönem Başkanlığı görevini Karadağ'a devreden Cumhurbaşkanı Gül, ''Yakaladığımıza inandığım ivmenin müteakip Dönem Başkanı Karadağ'la birlikte daha da artacağına olan inancım tamdır'' diye konuştu.
Gül, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin batıya açılan kapısı Balkanlar'ın büyük önem arz ettiğini belirterek, Türkiye'nin Balkanlar'da yer alan bütün ülkeleri, ortak sınırı olsun veya olmasın komşusu olarak gördüğünü ifade etti.
Birçok Balkan dilinde de aynı olan ''komşu'' kelimesinin bu coğrafyada çok şey ifade ettiğini söyleyen Gül, tarihi, kültürel, insani ve siyasi sebeplerle Balkanlar'da olup bitenlerin Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini dile getirdi.
Türk halkının, bu coğrafyada yer alan ülkelerin halklarıyla derin kültürel ve insani bağları olduğuna işaret eden Gül, ''Türkiye olarak, insan hakları alanında en yüksek standartlara ulaşmış, dünya refahından hak ettiği payı alan, küreselleşme olgusundan yeterince yararlanan, Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyonunu tamamlamış, önemli ulaşım ve enerji nakil hatlarının kesişme noktası üzerinde yer alan, demokratik değerleri, kültürel çoğulculuğu ve hoşgörü ortamını özümsemiş, barış içinde birlikte yaşamanın en güzel örneklerinin sergilendiği bir Balkanlar görmek istiyoruz'' şeklinde konuştu.
Balkanlar'ın coğrafi ve kültürel olarak, doğu ile batı ve Avrupa ile Asya arasında bir köprü, bir geçiş noktası, bir kavşak işlevi üstlendiğini söyleyen Gül, şunları kaydetti:
''Buna rağmen birbirimize ne kadar güç ulaşabildiğimiz de bir gerçektir. Bugün Balkanlar'ın belli başlı şehirleri arasında doğrudan uçamıyorsak, Karadeniz'i Adriyatik'e, Tuna'yı Ege'ye otoyollarla layıkıyla bağlayamamışsak, bir şeyleri eksik yapıyoruz demektir. Bu herkesten önce bizim sorumluluğumuzdur. Bunu kısa sürede başarmalıyız.
Gelecek nesiller için bir şey daha yapmalıyız. Tarihten kaynaklanan çarpıtma ve ön yargıları ortadan kaldırabilmek için uzun soluklu bir çalışmayı vakit kaybetmeksizin başlatmalıyız. Bu kolektif çalışma bizim ufkumuzu genişletecek, aslında asırlar süren birlikteliğimizin zenginliğini gözler önüne serecektir. Bu amaçla, Avrupa Konseyi ve UNESCO gibi kuruluşlardan destek alabileceğimizi düşünüyorum. Unutmayalım, gelişmenin yolu öncelikle zihinlerdeki ön yargılardan kurtulmaktan geçmektedir.''

''BURANIN ASIL SAHİBİ BİZLERİZ''

Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşme yönündeki ortak hedeflerinde, AB ve NATO'nun ülkeleri bu ideale bağlayan tutkal olduğunu ifade ederek, bölgeyi ilgilendiren sorunlarda tam bir sahiplenme duygusuyla hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
''Balkanlar büyük bir mahalle olarak düşünüldüğünde, buranın asıl sakinleri biziz'' diyen Gül, ortak değerlere, kültüre, imkan ve yeteneklere sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, ''Bölgenin kaderini bizlerin ortak iradesi belirleyecektir. Sorunlarımıza önce kendimiz çare bulacağız. İhtilaflarımızı diyalog ve müzakere yoluyla çözmeye çalışacağız. Uzlaşmayı öğrenecek ve göstereceğiz'' diye konuştu.
İki ay önce İstanbul'da çok sevindirici bir olaya şahitlik ettiklerine dikkati çeken Gül, 24 Nisanda kendisinin daveti üzerine Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Haris Silajdziç ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç'in İstanbul'da bir araya geldiklerini anımsattı.
Oldukça samimi bir ortamda, teklifsiz ve cesurca ortak meseleleri ele aldıklarını söyleyen Gül, büyük bir açık yüreklilikle mevcut siyasi gündemi ve ortak geleceğin tartışıldığını anlattı.
Görüşme sonunda önemli taahhütler içeren İstanbul Bildirisi'ni kabul ettiklerini, düzenli buluşmak konusunda anlaştıklarını anımsatan Gül, ''Bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle her iki sayın Cumhurbaşkanına da bir kez daha şükranlarımı ifade etmek istiyor ve müteakip buluşmamızı sabırsızlıkla bekliyorum'' dedi.
Avrupa'nın ayırt edici özelliklerinden birisinin de ''birlik içinde çeşitlilik'' yaklaşımına paralel olarak çeşitliliği bir zenginlik olarak görmesi ve vatandaşlarının beklentilerine cevap verebilmesi olduğuna dikkati çeken Gül, şöyle konuştu:
''Biz de bunu hedeflemeliyiz. Bölgemizin sorunlarına ancak kapsamlı ve kapsayıcı politikalar geliştirilmesi halinde kalıcı çözümler bulabiliriz. Kucaklayıcı olmanın ve kimseyi dışlamamanın daha olumlu sonuçlar getirdiğine inanıyoruz ve bunu zamanla görüyoruz. Bu çerçevede, özellikle bölgenin ortak sorunları söz konusu olduğunda, Kosova'nın Balkanlar'da bir kara delik olarak mütalaa edilmesini doğru bulmuyoruz. Statü konusundaki tutumlarımız ne olursa olsun, Kosova'yı bilhassa bölgesel iş birliğinin bir parçası haline getirmemiz gerektiğini düşünüyoruz.''
Gül, Uluslararası Adalet Divanının tavsiye mahiyetindeki görüşünün yakın bir gelecekte yayınlanmasını beklediklerini kaydederek, ''Karar ne yönde olursa olsun, bölgede aklı selim ve sükunetin hakim olmasını arzu ediyoruz. Bugüne kadar sergilenen sağduyulu yaklaşımları memnuniyetle karşılıyoruz'' dedi.

TERÖRE KARŞI DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden birinin de terör olduğuna işaret eden Gül, terör illetinin, değişik coğrafyalarda, farklı şekillerde yüzünü gösterdiğini söyledi.
Gül, ''Bu asimetrik tehdit karşısında bütün ülkelerin tavizsiz şekilde iş birliği ve dayanışma içinde olması, uluslararası camianın yekvücut olarak teröre karşı durması gerektiğine inanıyorum'' dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bir senedir kıvançla yürüttüğümüz GDAÜ Dönem Başkanlığı görevini yakın dostumuz Karadağ'a devrediyorum. Dönem Başkanı sıfatıyla Balkanlar'a yenilikçi bir bakış açısı getirmeye, bu maksatla iddialı bir faaliyet programını hayata geçirmeye çalıştık. Yakaladığımıza inandığım ivmenin müteakip dönem başkanı Karadağ'la birlikte daha da artacağına olan inancım tamdır. Bu vesileyle, yeni başkana başarılar diliyorum. Karadağ'a GDAÜ Dönem Başkanlığı sırasında her türlü destek ve katkıyı vermeye hazır olduğumuzu da ifade etmek istiyorum.
Değerli dostlarım, bugünkü çalışmalarımız neticesinde kabul edeceğimiz GDAÜ İstanbul Bildirisi'nin halklarımıza Avrupa ailesi içinde barışçı ve müreffeh bir ortak geleceği sunma konusundaki güçlü irade ve taahhüdümüzün göstergesi olacağına eminim.''

12. ÜYE SLOVENYA

Öte yandan, zirve açılışında üye ülkeler, Slovenya'nın GDAÜ'ye üyeliğini alkışlarla karşıladı. Cumhurbaşkanı Gül, AB ve NATO üyesi Slovenya'nın GDAÜ'ye değer katacağına inandığını ifade etti.
Bir konuşma yapan Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Turk de Avrupa'nın istikrarına mütevazı ve aktif bir katkı yapan Slovenya'nın GDAÜ'yü de geliştireceğini ve bütün bölgeyi Avrupa entegrasyonuna çekeceğini ifade etti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.