Cuma 09.07.2010 00:00
Son Güncelleme: Cuma 09.07.2010 21:32

Başbakan liderlerden randevu istedi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''Ana muhalefet lideri başta olmak üzere diğer bazı partilerin liderlerine randevu talebi bugün itibariyle yazılmıştır ve gelen cevaplara göre de Sayın Başbakanımız TBMM'de veya TBMM'de mekanı bulunmayan siyasi partileri kendi genel merkezlerinde ziyaret edebilecektir'' dedi.
Çelik, Parti Genel Merkezi'nde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan MYK Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
Hüseyin Çelik, kamuoyunda liderlerle görüşme, buluşma yönündeki tartışmaların devam ettiğini anımsatarak, bugün itibariyle Başbakan Erdoğan'ın başta ana muhalefet lideri olmak üzere randevu talebinde bulunduğunu bildirdi.
Özellikle 14-15 Temmuz tarihlerinin Başbakan Erdoğan'ın takvimi açısından daha uygun göründüğünü dile getiren Çelik, diğer liderlerin de uygun olması, programlarının elvermesi halinde görüşmelerin bu tarihlerde gerçekleşebileceğini belirtti.
Bu görüşmelerde son günlerde artan terör olaylarının ele alınacağı bilgisini veren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, şunları kaydetti:
''Ama önceden tavrını belirleyen ve kapıları kesinlikle kapatan, nezakete sığmayacak şekilde bazı şartlar ileri sürerek, ancak görüşlerini ifade eden bazı siyasi partilerin olduğunu biliyorsunuz. Sayın Başbakanımız bu siyasi partilere ziyarette bulunmayacaktır. Ancak dediğim gibi ana muhalefet lideri başta olmak üzere diğer bazı partilerin liderlerine randevu talebi bugün itibariyle yazılmıştır. Ve gelen cevaplara göre de Sayın Başbakanımız TBMM'de veya TBMM'de mekanı bulunmayan siyasi partileri kendi genel merkezlerinde ziyaret edebilecektir.''
MHP VE BDP YOK
Erdoğan'ın Meclis'te grubu olan partilerle görüşmesi planlanmıştı. Ancak sadece CHP ile görüşeceği öğrenildi. Görüşmenin parlamentoda yapılacağı da kaydedildi. MHP ve BDP ise görüşme takviminde yok.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN İL GEZİLERİ, 5 AĞUSTOSTA BAŞLAYACAK
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, referandumla ilgili fiili kampanyanın, Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın il gezilerinin, 5 Ağustosta başlayacağını bildirdi.
Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Toplantıda iç ve dış siyasi, hukuki ve ekonomik gelişmelerin değerlendirildiğini belirten Hüseyin Çelik, Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa değişiklik paketine ilişkin kararının ardından Yüksek Seçim Kurulunun referandum sürecinde değişiklik olmadığını ilan etmesi üzerine, Anayasa değişikliğine ilişkin referandumun şu anda Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden birisi haline geldiğini söyledi.
Türkiye'nin gündemi ne ise kendilerinin de gündeminin o olduğunu vurgulayan Çelik, toplantıda ağırlıklı olarak bu meselenin ele alındığını açıkladı.
Anayasa değişikliği için 12 Eylül 2010'da referandum yapılacağını anımsatan Çelik, şöyle konuştu:
''Anayasa Mahkemesi'nin tavrıyla kararlarıyla ilgili söylenmesi gereken ne varsa, sözcülerimiz tarafından söylendi. Şu anda Anayasa Mahkemesi'nden çıkan paket referanduma gidiyor. Biz, referanduma gidecek bu paketin Türkiye için çok önemli bir reform olduğunu düşünüyoruz. Ümit ediyoruz ki Türkiye, 12 Eylül Anayasası'ndan kısmen de olsa kurtulmak için bir karar verecektir. Karar da söz de artık bundan sonra halkımıza, milletimize aittir. Bugüne kadar, halkımız sağduyusuyla hep isabetli kararlar vermiştir. Bu referandumda da isabetli bir karar vereceğini düşünüyoruz.
Muhalefet çevrelerinde, 'özellikle bu referandumun aynı zamanda iktidar için bir güven oylaması olacağını' söylüyorlar. 'AK Parti'nin oy oranını belirleyeceğini' söyleyenler var. Ama biz bunlara katılmıyoruz. Çünkü bu mesele Anayasa, sadece AK Parti'nin anayasası değildir. Anayasa hükümleri, sadece AK Parti'ye oy veren insanları bağlamıyor. 73 milyon insanla ilgili bir meseledir. Dolayısıyla bu mesele, AK Parti'nin meselesi değil, partiler üstü bir meseledir. Geçmişte AK Parti'ye oy vermemiş olan başka partilere oy vermiş olan birçok vatandaşımızın bu referandum esnasında paketin lehine oy kullanacağını ümit ediyoruz, böyle düşünüyoruz.''
Yapılan anketlerin de bunu gösterdiğini belirten Hüseyin Çelik, şöyle devam etti:
''Geçmişte CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye veya bugün parlamento dışında olan diğer partilere oy vermiş birçok vatandaşımızın, kendileri için, ülke için ciddi avantajlar getiren, demokratik standartlarımızı yükselten ve dezavantajlı diyebileceğimiz birçok kesim için avantaj anlamına gelebilecek hükümler içeren bu pakete evet oyu vereceğini düşünüyoruz. Çünkü bunda kadınlarımız, çocuklarımız, şehitlerimizin dul ve yetimleri, gazilerimiz, yaşlılarımız özürlülerimiz, memurumuz, işçimiz, iş dünyamız yani esnafımız, sanatkarımız, tüccarımız var. Bütün toplumu ilgilendiren önemli değişiklikler getiriyor bu paket. Dolayısıyla bu bir parti oylaması meselesi değildir, öyle değerlendirmiyoruz. Halkımızın da böyle değerlendirmeyeceğinden eminiz. Mesele son derece önemlidir.''
KADIN ÖRGÜTLERİYLE BULUŞMA
Anayasa değişiklik paketiyle ilgili bir kitap hazırlıkları olduğunu bildiren Çelik, bununla geniş halk kesimlerinin meseleyi daha derinden kavramasını, kendileri için paketin neler getirdiğini daha yakından öğrenmelerini ve bilmelerini amaçladıklarını söyledi. Çelik, bu kitaptan çok sayıda basılarak birkaç gün içinde dağıtılmaya başlanacağını belirtti.
Başbakan Erdoğan başkanlığında ''Dolmabahçe Buluşmaları'' adı altında bir dizi toplantı düzenlendiğini anımsatan Çelik, 18 Temmuzda saat 14.00'te, Başbakanın Dolmabahçe Ofisi'nde yapacakları toplantıya, başkanı kadın olan ve kadınlarla ilgili faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini davet edeceklerini kaydetti.
Referandumla ilgili fiili kampanyanın, Başbakan Erdoğan'ın il gezilerinin 5 Ağustosta başlayacağını bildiren Çelik, bunun öncesinde de Başbakanın Temmuz ayında, çoğu açılış amaçlı programları olacağını açıkladı.
Çelik, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında Parti Genel Merkezi'ndeki MYK Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Siyasi parti liderlerine ziyaret için yazılan mektupta sadece randevu talebi mi var?'' şeklindeki soru üzerine Çelik, ''Ziyaretin konusu ve randevunun tarihi var'' dedi.
Çelik, ''Bunlar hangi partiler? MHP kapıları kapattı, BDP'ye gidecek mi?'' sorusu üzerine ise, ''Sayın Başbakan, terörden nemalandıklarını düşündüğü siyasi partilere bu kapsamda ziyarete gitmeyecek'' diye konuştu.
''Başbakan hangi partilerle görüşecek, terörden nemalanan partiler derken bu MHP ve BDP anlamına mı geliyor?'' sorusunu Çelik, ''Evet'' diye yanıtladı.
Hüseyin Çelik, parlamento içi muhalefet olarak sadece CHP lideriyle görüşüleceğini bildirdi.
''Hangi partiler ve kaç partiyle görüşüleceği?'' sorusuna da Çelik, ''Yüzde 1 ve üzerinde oy alan partiler bellidir ve Sayın Başbakan kendi çalışma şartları elverdikçe hepsi bir günde olmayacaktır, belli bir takvime ve zamana yayılarak bunlara ziyarete gidecektir. Bunların hepsini teker teker biz burada belirlemiyoruz. Sayın Başbakan, Başbakan sıfatıyla kendisi belirliyor. Yani MYK'da oturup, parti belirlemesi yapmıyoruz. Ama hangilerine gidilmeyeceğini size söyledim'' diye yanıtladı.
Bir basın mensubunun ''CHP'ye ziyaretin Mecliste mi yoksa Genel Merkezde mi yapılacağı?'' sorusuna da Çelik, ''Mecliste yapılacaktır. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi'nin TBMM'de grubu vardır. Grup salonunda bunun olması arzu edilmektedir'' diye yanıtladı.
Çelik, ''Referandum kapsamındaki ziyaretleri çerçevesinde ilk nereye gideceklerinin'' sorulması üzerine, ''Bununla ilgili bir çalışma yapılıyor. Hangi illere, kaç ile ne zaman gidileceğiyle ilgili bir takvim belirlenmektedir. Ben bu gezilerin başlangıç tarihini sizlerle paylaştım 5 Ağustos olarak ama hangi illere öncelikle gidilecektir, kaç ile gidilecektir bununla ilgili teferruat şu anda çalışılmaktadır. Onu sizlerle ayrıca paylaşacağız'' dedi.
''Mektup yazıldı ve gönderildi diyebilir miyiz?'' sorusuna ise Çelik, ''Sayın Başbakan, AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla bu mektubu göndermedi malumunuz. Başbakan sıfatıyla gönderiyor. Toplantının başlangıcı esnasında kendi başbakanlıktaki ofisine bu talimatı vermiştir. Yani yolda mıdır, oraya vardı mı bu artık detay sayılır. Bugün malumunuz son mesai günü. Şu anda kendilerine ulaşmış da olabilir. Pazartesi günü de ulaşabilir, ama bu bir detaydır. Çok önemli değildir herhalde'' yanıtını verdi.
''DEMOKRASİLERDE ÜÇ GÜÇ VAR, ÜÇÜ DE AYNI DERECEDE ÖNEMLİ''
HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'in, ''İktidar partisinin, referandum sürecinde yargıyı yıpratacağı'' şeklinde sözler sarf ettiği anımsatılarak, ''Bu anlamda AK Parti'nin sloganı ne olacaktır referandum sürecinde?'' sorusu üzerine ise Çelik, şunları kaydetti:
''Türkiye'de üç tane güçten söz edilmektedir. Demokrasilerde üç güç vardır, yasama, yürütme ve yargı. Üçü de aynı derecede önemlidir. Birisi diğerinden öncelikli değildir. Yargı bizim yargımızdır ve yargıyı biz son derece önemli görüyoruz. Yargının yıpratılmaması da bu ülkenin insanı için hayati bir öneme sahiptir. Hani hep yargı tuz olarak değerlendirilir. Tuzun kokmaması gerekiyor denir.
Biz iktidara geldiğimizde yargının fiziki mekan olarak kullandığı yerler 500 bin metre kareydi. Bu bitecek olan tesislerle birlikte 2.5 milyon metre kareye çıkmıştır. Yani yüzde 500'lük yargının fiziki mekanında bir rahatlatma yapılmıştır, rahatlama sağlanmıştır. Yargı mensuplarının özlük haklarıyla ilgili bütün devlet memurlarının AK Parti iktidarı döneminde enflasyondan arındırılmış, refah artışı anlamına gelebilecek maaş zammı yüzde 26.4 iken ortalama, ben 7.5 yılın ortalamasından söz ediyorum. Yargı mensupları için özellikle hakimlerimiz ve savcılarımız için bu yüzde 55'tir. Yargının teknolojik alt yapısı belki birçok ülkede olmadığı kadar güçlendirilmiştir. Yargımız, teknolojinin son nimetleriyle bilişim teknolojisinin son nimetleriyle donatılmıştır, işlerin daha hızlı ve seri yürümesi için.''
''Bildiğiniz gibi geciken adalet, adalet değildir'' diyen Çelik, ''Sabıkasızlık belgesi almak için bile insanların günlerce nasıl uğraştığını lütfen göz ardı etmeyin. Hepimizin yaşı buna müsaittir. Tecrübelerimiz bunu gösteriyor. Dolayısıyla yargımızı karşımıza almak, yargıya cephe açmak gibi bir şeyi iktidar partisi aklından bile geçirmez. Ama eğer yargıda işlenmeyen eksiklik, aksaklık varsa bunu gidermek de iktidarın görevidir herhalde'' diye konuştu.
''YARGI TÜRKİYE'NİN YARGISIDIR VE BİZİM YARGIMIZDIR
HSYK'nın şu andaki referanduma gidecek paket içerisindeki üye sayısını 22'ye çıkardıklarını anımsatan Çelik, bu 22 üyeden herhangi birini partilerin, Meclisin ve Hükümetin seçmediğini belirtti.
Çelik, 16 üyeyi bizatihi yargı organlarının kendisinin seçtiğini kaydederek, şöyle devam etti:
''Daha önce 'efendim biz niçin üç kişiye birden oy vermiyoruz' diye itiraz ediyorlardı. Biz aslında çoğulcu bir yapı oluşması için her üyenin, her değerli üyenin bir kişi için oy kullanması gerektiğini ifade ettik ve bunu da değişiklik paketine koyduk. Anayasa Mahkemesi işin bu tarafını iptal etti. Bakın biz çoğulcu yapı olsun dedik fakat bu iptalle birlikte eskiden olduğu gibi çoğunlukçu yapı devam ediyor. Yani nispi temsil değil çoğunluk sistemi devam edecek yargıdaki seçimlerde. Ama buna rağmen 22'nin 16'sını yargı kurumlarının bizatihi kendisi belirliyor. Birinci kademe mahkemelerdeki hakimlerimiz, savcılarımız ki 13 bin civarındadır, 10 temsilcisini seçip oraya gönderecek. Biz hakimlerimizin, savcılarımızın ehliyetine, onların seçme kabiliyetine, onların basiretine eğer güvenmiyorsak insanımızın adaletini, insanımızın adalet duygusunu, hukukunu onlara teslim etmiş olmamız bir çelişki olmaz mı? Sonra Yargıtay 3 üye seçecek, Danıştay 2 üye seçecek, adalet akademisi 1 üye seçecek 4'ünü sayın cumhurbaşkanı seçecek. Göz ardı etmeyelim, bundan sonra cumhurbaşkanları halk tarafından seçilecektir ve halkın yüzde 50'sinden fazlasının teveccühüne mazhar olmayan kimse cumhurbaşkanı olamayacak. Halkın yüzde 50'sinden fazlasının oyunu ve desteğini almış bir cumhurbaşkanının da 22 kişilik bir kurulda 4 kişiyi atamasını hiç kimse yadırgamamalıdır ve çok görmemelidir.''
Batıda bu ve benzeri kurumlara hükümetler, meclisler, meclis başkanları, senato başkanları, cumhurbaşkanlarının atama yaptığına dikkati çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama biz bu kısır tartışmalar olmasın diye bu meselede TBMM dışarıda bırakıldı, hükümet dışarıda bırakıldı, meclis başkanı vesaire buraya üye atasın denmedi. Ama bütün buna rağmen yargıya cephe almak, yargıyı kuşatmak, yargıyı siyasetin vesayeti altına sokmak gibi iddialar çok anlamlı geliyor mu size değerli arkadaşlar. Hiçbir anlamı yok. Dolayısıyla değerli hukukçularımızın da bu meselede karşı duruş sergilerken bir siyasi partinin lideri ve mensubu gibi konuşmaktan da bence kendilerini alıkoymaları gerekiyor. Elbette değerli yargı mensuplarımızın, üst düzey yargı mensuplarımızın ülke meseleleriyle ilgili olarak görüş sarf etmeleri tabii olan bir şeydir. Ama üslup, ifade biçimi ve bu ifadelerin, bu üslubun kullanıldığı mekanlar ve zamanlar son derece önemlidir.
Yargı Türkiye'nin yargısıdır ve bizim yargımızdır. Biz yargımıza gözümüzün bebeği gibi bakarız. Çünkü eğer bir ülkede adalet bozulmuşsa hiçbir şey iyi değildir demektir. Adaletin bozulmaması lazım. Adalet terazisinin şaşmaması lazım.''
Yargı reformunun da bunun arkasından geleceğini ifade eden Çelik, yargı kurumlarıyla görüşülerek, yargı kurumlarının görüşleri alınarak bir yargı reformu paketi hazırlandığını söyledi.
Hüseyin Çelik, şöyle devam etti:
''Onun için herkesin rahat olması lazım. Bu halkımızın, milletimizin lehinedir, demokratik standartlarımızı yükseltecek olan bir şeydir. Ekmeğimizi büyütecek olan bir düzenlemedir. Ne alakası var şimdi ne alakası var anayasa değişikliğinin ekmek büyütmeyle? Çok alakası var arkadaşlar, sadece bakın yerindelik denetimi yaptığı için Telekom özelleştirmesini iptal eden Danıştayın Türkiye'yi, geçmiş Danıştaydan söz ediyorum, 25 milyar dolar zarara soktuğunu bu halk biliyor. AK Parti'ye açılan kapatma davasının Türkiye'yi 20 milyar dolar zarara soktuğunu hepimiz biliyoruz. Onun için bu tartışmalar yapılırken, bence sağduyulu ve akıl zemininde bir tartışma yapılırsa duygularımız aklımızın önüne geçmezse çok daha isabetli olur diye düşünüyorum.''
Çelik, ''Basına bir takım sözleri yansıyan Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı'nın durumu netleşti mi?'' sorusuna da ''Sayın Belediye Başkanı yarın Genel Merkeze çağrılmıştır, yarın gelecektir. Burada bu işle ilgilenen, bu inceleme ve soruşturmayı yöneten arkadaşlarla bir görüşme yapacaktır. Sayın Bakırcı'nın durumu bu toplantıdan sonra açıklığa kavuşacaktır'' yanıtını verdi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.