Giriş Tarihi: 10.9.2010 14:33 Son Güncelleme: 10.9.2010 14:33

Seçimden sonra yeni anayasa hazırlığı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2011'deki genel seçimin ardından yeni Anayasa çıkarılmasına yönelik çalışmaları bulunduğunu belirterek, ''İstiyoruz ki 73 milyonun 'benim Anayasam' dediği bir anayasa çıkaralım. Buna akademisyenleri, medyayı, sivil toplum örgütlerini, parlamento dışı kalan siyasi partileri davet edelim ve hep birlikte bir konsensüs oluşsun'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halk oylamasında ''evet'' çıkması halinde küresel sermayenin Türkiye'ye gelişinde yeni bir sürecin başlayacağını belirterek, ''Hayır çıkarsa da saygı duyarız, ama ülkem için hakkeden zorlukların olduğunu ifade etmeliyiz'' dedi.
Erdoğan, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gazeteci Taha Akyol'un sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığının yetkileri konusuyla ilgili soru üzerine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün göreve geldikten sonra cumhurbaşkanlığının mevcut yetkilerinin fazla olduğu noktasında açıklamaları olduğunu anımsatarak, AK Parti'nin düşüncesinin de bu yönde olduğunu bildirdi.
Başkanlık sisteminin cumhurbaşkanlığı sisteminden çok farklı olduğunu, dünyada başta ABD olmak üzere başkanlık sisteminin işlediği ülkeler bulunduğunu, Fransa'da yarı başkanlık sisteminin, Almanya'da başkanlığın olduğu farklı bir sistemin, Güney Amerika ülkelerinde de farklı uygulamaların yürütüldüğünü anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Burada en ideal olan neyse bunun üzerinde tartışma yapılabilir, bir önyargımız yok. Bu konuda şu anda Anayasa Komisyonu Başkanımız Burhan Bey'in geniş çalışması var, akademisyenlik döneminde tezi var. O da bu konuda çok çok iddialı, Parlamentoya girmeden önce devamlı anlatırdı. Bunun üzeride geniş çalışma yapabiliriz. Burada bütün mesele, ülkemiz hangisiyle daha büyük verim, kazanım elde edecek. Sistem ne kadar rahat çalışabilirse... Burada parlamenter sistemi yok etmiyorsunuz ki muhalefet 'bunlar hilafet getirecekler' diyor. Başkanlık sisteminin hilafetle ne alakası var, parlamenter demokrasi yine işliyor. ABD Kongresi'nin ne kadar güçlü olduğunu biliyorsunuz, bir silah alımı yapmak için bile ABD Başkanı, Kongre müsaadesi olmadan bir silah alımı yapamaz.''
Taha Akyol'un, ''Yargı meseleleri hariç sizin konumunuz Barack Obama'dan güçlü. Obama, sizin TBMM'de sahip olduğunuz grup desteğine sahip değil sizin meseleniz yargıyla alakalı'' sözleri üzerine Erdoğan, ''Evet, sahip değil. Orada güçler dengesi noktasında bir uyum söz konusu. Bunu yok farz ediyorlar. 'Vur abalıya' diyerek, olay farklı bir noktaya çekilerek, kara propaganda yapılıyor. Üzerinde çalışmalar yapılabilir, nihayetinde bununla ilgili bile gerekirse halk oylamasına gidilir, ama şu anda illa da bu olmazsa olmazımız değil'' diye konuştu.

MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI

Başbakan Erdoğan, milletvekili dokunulmazlıklarıyla ilgili soru üzerine, öncelikle dokunulmazlığın tanımının yapılması gerektiğini söyledi.
Yargı mensuplarının ya da silahlı kuvvetler mensuplarının yargılanmalarının farklı esaslara tabi olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Biz burada Parlamentonun çalışmamasını mı, yoksa adi suçları dokunulmazlık zırhından çıkarıp, bunların yargıya açılmasını mı kastediyoruz. Sadece Parlamento mensupları mı dokunulmazlık zırhından çıkarılacak? Yargı mensupları, silahlı kuvvetler de çıkarılacak mı? Bunu belirlemeliyiz. Biz diyoruz ki hepsini bu zırhtan çıkaralım, aynı çerçevede bunları değerlendirelim'' diye konuştu.
Erdoğan, ''Milletvekili dokunulmazlığını tümüyle kaldırdığınız zaman bu ülkede siyaset yozlaşır, milletvekilinin özgüven içinde çalışma imkanı olamaz. Bir başbakan bile her an bir savcının, bir yargıcın yargılamasına açık, Demokles'in kılıcı her an boynunda sallanacak gibi hisseder. Şu anda sıkıntı çekiyoruz, o zaman nasıl bu görevi yapacağız. Dokunulmazlığın kaldırılmasını isteyenler, sadece kendi iktidarları olmadığı için bunu istiyorlar. Kendi iktidarlarında niçin böyle bir talepte bulunmadılar'' değerlendirmesinde bulundu.
Milletvekillerinin dokunulmaz olmadığını, milletvekilliği görevi sona erdiğinde haklarındaki yargılamanın tekrar başladığını ifade eden Erdoğan, kendisi hakkındaki AKBİL davasının da milletvekilliği sona erdiğinde görülmeye başlanacağını bildirdi. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için ''ita amiri'' sıfatıyla AKBİL davasına dahil edildiğini kaydeden Erdoğan, aynı davada yargılanan tüm arkadaşlarının, yönetim kurulunda bulunan herkesin beraat ettiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, KPSS'deki iddialar üzerine de YÖK ile görüştüğünü, Yüksek Denetleme Kurulunun raporuyla alakalı olarak da Pazartesi ya da Pazar akşamı Ankara'ya döndüğünde YÖK ile tekrar görüşeceğini bildirdi. Erdoğan, YÖK ile görüştükten sonra adil bir neticeye varabilmek için çalışacaklarını kaydetti.

''EVET ÇIKMASI HALİNDE...''

''Halk oylaması sonucunda 'hayır' çıkması halinde, yabancı sermayenin Türkiye'ye gelişinde tereddütler uyanacağı'' sözlerinin anımsatılması üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu:
''Küresel sermaye, gideceği ülkede istikrar, güven arar. Küresel sermaye Türkiye'ye öyle kilitlendi ki bu 26 maddelik paket, geleceğe yönelik sıçrama olarak görülüyor. AK Parti hakkındaki kapatma davasından dolayı, 'yüzde 65 oy almış siyasi partinin iktidar olduğu bir ülkede böyle şeyler oluyorsa her an her şey olabilir' dediler. Siz, bir sermayedar olsanız, böyle bir tablo içerisinde ciddi yatırımlara girebilir misiniz. Ben giremem, yarını mı görmem lazım. Para, cıva gibidir, kendisine uygun zemini bulunca oraya kaçar. Türkiye en uygun zemin, ama biz bu uygun zemini karartıyoruz, yazık oluyor. Yapılan tüm tespitlerde ilk çeyrekte yüzde 11 büyüme yaptınız, bunu nasıl yaptınız? Dünyada dördüncüsün büyümede, Avrupa'da birinci duruma geldik, bunu karartmanın, zedelemenin, gölgelemenin ne anlamı var.
'Evet' küresel sermayenin Türkiye'ye gelişinde yeni bir süreci başlatacak. Yeni bir dönemi başlatacak, buna inanıyorum. Çünkü görüştüklerimiz var. 'Evet'in çıkması halinde yarının ne olacağı belli, hiçbir sıkıntı olmayacak. 'Evet çıkması halinde hemen yatırıma başlayacağız' diyenler var. Onun için bazı araştırmalar yapmışlar, nerede hangi yatırımı yapacakları konusunda. Bu çalışmalarını 'evet' ile noktalamak istiyorlar. Ciddi kuruluşlar var, bunları da özellikle bekliyoruz. Türkiye7deki küresel yatırım tekrar 22 milyar doların üzerine çıksın. 22 milyar doları biz yakaladık, bunu tekrar yakalayıp, üzerine çıkmamız lazım. 'Hayır' çıkarsa da saygı duyarız, ama ülkem için hakkeden zorlukların olduğunu ifade etmeliyiz. 'Hayırcılar vatan haini' demem mümkün değil.''

''EKONOMİK YAKLAŞIMLARIMIZ ÖRTÜŞÜYOR''

Başbakan Erdoğan, ''liberal aydınları nasıl görüyorsunuz'' sorusuna da liberal aydınları daha özgürlükçü, ileri demokrasiden yana gördüğünü açıkladı. ''Liberal aydınlarla ekonomik yaklaşımlarının örtüştüğünü'' vurgulayan Erdoğan, ''Devletçi bir ekonomiden tamamen sıyrılmışsınız, burada örtüşüyorsunuz. Muhalefet çok daha devletçi oldu. TÜSİAD onlarla görüşse orada muhalefet devletçi görünmez, serbest piyasadan yana görünür'' dedi.
Bir soru üzerine de Güneydoğu ile Doğu Anadolu Bölgesi'nde yatırımları olan ve altyapı çalışmalarını yürüten iş adamlarıyla Diyarbakır gezisi sırasında iftarda bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, terör bölgesinde iş yapmanın ve ''evet''ten yana olduklarını açıklamanın yürekli bir davranış olduğunu, bölgedeki iş adamlarının önemli bir vatanseverlik örneği gösterdiklerini kaydetti.
''TSK, PROFESYONEL ASKERLİĞE OLUMLU BAKMIYOR''
Erdoğan, profesyonel askerlikliğe ilişkin bir soru üzerine, Genelkurmay Başkanlığıyla bunun değerlendirmesini yaptıklarını belirterek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ''profesyonel askeriliğe yaklaşımının olumlu olmadığını'' belirtti.
Tek tip askerlikle ilişkin çalışmaların devam ettiğini ifade eden Erdoğan, özel sınır birlikleri kurulması noktasında ise ''Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un olduğu gibi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'in de yaklaşımlarının olumlu'' olduğuna işaret etti. Erdoğan, bölgenin arazi koşullarını bilen özel sınır birlikleriyle terörle mücadeleyi yürütmek istediklerini, bu sayede asker ailelerinin de kaygılarının azaltılmasının hedeflendiğini anlattı.

''BAYRAM GÜNÜ, MATEM GÜNÜ OLMASIN''

Başbakan Erdoğan, ayrıca modern savaş teknolojilerinin açtığı çığır ve askerlik alanında uzmanlık düzeylerinin yükselmesi nedeniyle çok sayıda askerden oluşan ordu bulundurma anlayışının gözden geçirilmesi gerektiğini, savaş ekonomisinin bir kenara koyulamayacağını vurguladı.
Öte yandan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüyle ilgili sözlerine ilişkin Erdoğan, bu konuda CHP'nin 13 Eylül'den itibaren TBMM Başkanlığına bir başvuru yapması halinde ''arkalarına takılacaklarını'' belirtti.
Erdoğan, ayrıca tatile çıkan vatandaşlardan yaşadıkları yerlere dönüp referanduma katılmalarını isteyerek, üzücü olayların yaşanmaması için yolculuk sırasında dikkatli olmaları ve süratten kaçınmaları konusunda sürücüleri uyardı. Erdoğan, ''Adeta yalvarıyorum, genç sürücüler birbiriyle yarışmasınlar. Allah rızası için istiyorum. Bayram günü, matem günü olmasın'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2011'deki genel seçimin ardından yeni Anayasa çıkarılmasına yönelik çalışmaları bulunduğunu belirterek, ''İstiyoruz ki 73 milyonun 'benim Anayasam' dediği bir anayasa çıkaralım. Buna akademisyenleri, medyayı, sivil toplum örgütlerini, parlamento dışı kalan siyasi partileri davet edelim ve hep birlikte bir konsensüs oluşsun'' dedi.
CNN Türk'ün canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, anayasa değişikliğinin halk oylamasında kabul edilmesi halinde HSYK'nın yapısının değişeceği ancak Adalet Bakanlığı yetkilerinin bir süre devredilmeyerek ''yargısal darbe'' yapılacağı iddialarını yanıtladı.
Halk oylamasının sonrasına ilişkin bütün hazırlıkları yaptıklarını belirten Erdoğan, ''Evet çıkması halinde süratle bu hazırlıklarımızı Bakanlar Kuruluna sevk ederek, bir an önce bunu neticelendirip, vaat ettiğimiz uygulamaya geçme gayreti içindeyiz'' dedi.
Erdoğan, 3 ay, 6 ay, 1 sene beklemeyi asla düşünmediklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Çünkü o zaman biz vaadimizde halkımıza karşı yalancı duruma düşeriz, güvenilirliğimizi kaybederiz. 10 ay sonra milletvekili seçimi var. Ben halkımın karşısına yine çıkacağım. YARSAV türü kuruluşlar halka hesap vermeyi bilenler değil. Bunlar hayatlarında halka hesap vermemişler. Astıkları astık, kestikleri kestik, böyle yürümüşler ama biz halkımıza her an hesap veren bir siyaset kurumuyuz. Burada vaadini yerine getirmeyen bir iktidar, milletvekili seçiminde halkının karşısına nasıl çıkacak? O zaman muhalefet gümbür gümbür gelip 'kadrolaşmalarını yapıyorlar' derse haklı olur. Kusura bakmasınlar biz onları haklı çıkarmayız.''
Erdoğan, anayasa değişikliği paketindeki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısına ilişkin değişiklikleri anlatarak, kurulda işlerin ağırlıklı olarak dairelerde görüleceğini, Adalet Bakanı'nın daire çalışmalarına katılamayacağını söyledi. Adalet Bakanı'nın, HSYK Genel Kurulunun başkanlığını yapacağının ve hakimlerin atama ve nakillerinde hiçbir rolü kalmayacağının altını çizen Erdoğan, ''Yürütme, buradan adeta kendini çekiyor'' dedi.

''PARLAMENTO KÜLTÜRÜNÜ OTURTACAĞIZ''

Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi için de aynı endişelerin söz konusu olduğunun hatırlatılması üzerine, ''Bunlar bazen çok komik geliyor'' karşılığını verdi.
Anayasa Mahkemesinin mevcut üyelerinin 65 yaşına kadar görevde kalacağını belirten Erdoğan, değişikliğin kabul edilmesi halinde seçilecek 2 üyenin görev süresinin 12 yılla sınırlı olacağını kaydetti. Erdoğan, ''Biz burada bir hinlik düşünseydik, 65 yaşı yine korurduk. 40 yaşında bir insanı atayacaksınız, 25 yıl Anayasa Mahkemesinin üyesi olarak çalışacak'' diye konuştu.
TBMM'nin, Türkiye Barolar Birliği ve Sayıştayın göstereceği 3'er aday arasından Anayasa Mahkemesi üyeliğine tercih yapacağına dikkati çeken Erdoğan, ''Şu andaki tabloya bakıp da olayı niçin karalıyoruz? Bugün bu tablo böyledir, yarın çok daha farklı olabilir. Onun tayinini belirlemek halkımındır. O nasıl belirlerse öyle olur. Ona da herkesin saygı duymaktan başka seçeneği yoktur'' dedi.
TBMM'nin üye seçiminde uzlaşma arayışı içinde olmayı arzu edeceklerini anlatan Erdoğan, ancak, bugüne kadar Sayıştay seçimlerinde dahi Parlamentoda uzlaşma sağlanamadığını söyledi. Erdoğan, ''Biz bu mücadeleyi vererek, inşallah batıda olduğu gibi bu ülkede de Parlamento kültürünü oturtacağız. Buna mecburuz, bunu başarmamız lazım'' dedi.

''CHP, UZLAŞMA TARAFTARI OLMADIĞI İÇİN...''

Erdoğan, artan siyasi tansiyon ve kutuplaşma konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu:
''İşin İttihat ve Terakki'den bu yana değerlendirmesini yaptığımızda, malum İttihat ve Terakki, CHP zihniyetinin temsilcisidir, daha sonra CHP olarak süregelmiştir. Zaten CHP'nin liderleri, temsilcileri konuştukları zaman 'biz Cumhuriyetin kuruluşundan daha eskiyiz' derler. Yani 'Cumhuriyeti biz kurduk' havasına girerler.
Bu ülkede hizmet halkalarına baktığınız zaman dikkat edin hizmet halkalarında hep başı sağ kesim teşkil etmiştir. Hizmet Menderes'te vardır, hizmet kısmen Demirel de vardır, dünyaya açılım Özal da var. Bizim döneme bakıyorsunuz hizmette ciddi bir sıçrama var ama CHP'nin gerilim politikaları hiç değişmemiştir. Çünkü CHP uzlaşma taraftarı olmadığı için benim halkım CHP'yi hiçbir zaman tek başına iktidar yapmamıştır.''
Benzer bir tablonun Sezen Aksu'nun adının İzmir'de bir sokağa verilmesi olayında yaşandığını anlatan Erdoğan, CHP Parti Meclisi'ne giren bir anayasa hukukçusunun önce çirkin bir yaklaşımda bulunduğunu, sonra da özür dilediğini belirtti. Erdoğan, ''Söz öyledir ki ağzınızdan çıktı mı ona mahkum olursunuz. En azından bir büyük ayıptır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Sizin de insan olarak 'şu sözü söylemeseydim' dediğiniz oldu mu?'' sorusunu, ''Olmaz olur mu, oluyor. Bazen çok gerilim anına giriyorsun. Öyle şeyler oluyor ki inanın hizmeti verdiğiniz yerde size çok ters bir hareket yapıyorlar. Ona bile belki sabretmemiz lazım'' diye konuştu.

SEÇİMDEN SONRA YENİ ANAYASA HAZIRLIĞI

Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra yapılması muhtemel yeni anayasa çalışmasında CHP, MHP ve BDP ile görüşmeler yapacaklarını belirtti. Önceki anayasa çalışmasında muhalefet ile uzlaşma sağlanamadığını anımsatan Erdoğan, ''Biz istiyoruz ki netice alalım. Azami gayret gösteriyoruz ama karşımızda asgari gayret var'' dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Yeni dönemde inanıyorum ki bu tablo çok daha farklı olabilir. Şu anda mevcut hazırlıklarımız, birikimlerimiz var. Biz şimdi hemen bu seçimden sonra parti olarak kendi çalışmamızı yapacağız. Hazırlıklı gitmemiz lazım. Seçimlerden sonra davetimizi yapıp kimler gelecekse hepsiyle bunu yapacağız. İstiyoruz ki 73 milyonun 'benim anayasam' dediği bir anayasa çıkaralım. Buna akademisyenleri, medyayı, sivil toplum örgütlerini, Parlamento dışı kalan siyasi partileri davet edelim ve hep birlikte bir konsensüs oluşsun. Bu, 2011 sonrasında atılacak adım. Şu anda parti olarak bizim kendi hazırlığımızı yapmamız lazım. Bunu açıklamamız da ilk etapta belki şart değil. Meclis Başkanı'na 'siz çağrınızı yapın, müşterek bir anayasa uzlaşma komisyonu kuralım, bu komisyonun ilkeleri olsun ve bu ilkeler çerçevesinde siz bu işe müzaheret edin, böylece parlamento olarak bu işi bitirelim' deriz.''

''KALDIRALIM BU YÖK SİSTEMİNİ''

Başbakan Erdoğan, yeni anayasada YÖK ile ilgili düzenlemelere de yer verebileceklerini belirterek, ''YÖK ile ilgili Sayın Baykal ile görüşmem olmuştu. Görüşmede aynen kullandığı ifade şudur; 'YÖK meselesi rejim meselesidir' demişti. Onlar zannettiler ki YÖK hep böyle gidecek. Gitmeyince şimdi 'gelin hemen YÖK'ü değiştirelim' demeye başladılar'' dedi.
Kendisinin de YÖK'ün mevcut sisteminin değiştirilmesinden yana olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Niçin üniversiteler kendi öğrenci alımlarını yapmasın? Niçin böyle merkeziyetçi bir sistem? Kaldıralım bu sistemi. Oturalım, bunun üzerinde konuşalım. Devlet üniversitelerinin bir kısmı bu işi kendi içinde merkezi sistem yapabilir mi, bunu da değerlendirelim. Bana kalsa, her üniversite kendi seçimini kendi yapsa, kendi öğrencisini imtihanla kendisi alsa. Bu çok daha rahatlatacaktır. O zaman yüzbinlerce insan, milyonlarca kişi üniversitenin kapısında kuyruk olacak değil'' diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.