Giriş Tarihi: 16.09.2010

Ermeni dünyasının sığ sularını görmüştü

Yıllar sonra Ergenekon olsun, Kafes Eylem Planı olsun ortaya çıkan bütün bu anti-demokratik tezgâhlar, Hrant'ın ne kadar uzak görüşlü olduğunu doğruladı. Daha o zamandan uyarmıştı ve Ermeni dünyasının sığ sularını da görmüştü

Hrant Dink'in hayatını anlatan kitabın yazarı Tuba Çandar, "Hrant Dink hem Türkiye devletinin derin sularını gördü hem de Ermeni dünyasının sığ kıyılarını" diyor. Çandar'la söyleşimizin ikinci gününde Dink'in son yıllara damgasını vuran gelişmeleri önceden sezdiğini konuştuk.
Kitapta siz de Hrant'ın kimliğini oluşturan iki kolonun Ermenilik ve solculuk olduğunu yazıyorsunuz. Hem Ermeni yanı hem solculuğu yüzünden çok acı çekiyor. Bir Ermeni olarak askerde yaşadıkları da ayrı bir dram.
Çandar: Hrant'ı sakıncalılar bölüğüne koyuyorlar askerde. Temel eğitimin sonunda diğer bütün arkadaşlarına pır pır takılırken, er olarak bırakılması çok ağrına gidiyor. Bir Ermeni olarak yaşadığı ciddi bir ayrımcılık yaşıyor. Hüngür hüngür ağlıyor.
Bir Türkiyeli kimliği de var. Kitapta bu da ortaya çıkıyor. Türkiyeli bir aydın olarak hareket ediyor.
Çandar: Zaten en büyük yanılsamayı da bence o yaratıyor. Türkiye'de Hrant 301'den yargılandığı sırada o maddeden yargılanan başka Türkiyeli aydınlar da vardı. Orhan Pamuk, Elif Şafak gibi önde gelen romancılarımız vardı. Ya da İsmet Berkan, Hasan Cemal, Haluk Şahin, Murat Belge, Erol Katırcıoğlu gibi gazeteciler vardı. Hrant öylesine Türkiyeli bir aydındı ki, biz onun Ermeni olduğunu unuttuk. O yargılanıyordu, tamam da, başkaları da yargılanıyordu. Onun özel durumu Türkiyeli aydınların da gözünden kaçtı.

ERGENEKON VE KAFES UYARISI

Bu özel durumunun bedelini ağır ödedi.
Çandar: Çok ağır ödedi, canıyla ödedi. Hrant, ikinci kitapta anlattığım gibi, önce baktı, sonra dokundu, sonra gördü. Gördüğü şey, hem Türkiye devletinin derin sularıydı hem de Ermeni dünyasının sığ kıyıları idi. Ermeni dünyasında, özellikle de Diasporada soykırım tanınsın diye ısrar eden bir zihniyetle karşılaştı ve ısrarla onlara bunun yanlış olduğunu, esas meselenin Türkiye'nin demokratikleşmesi olduğunu, bu yüzden de AB üyeliğinin son derece önemli olduğunu anlattı. Ama Diasporada çok da kulak vermediler Hrant'a, orada da tepkiyle karşılaştı. Türkiye'de o sıralar yaklaşmakta olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin gergin atmosferinde çok şey gördü Hrant. Kitapta "Kayıtsız kalmayın" diye bir yazısı var bu konuda. Danıştay saldırısından sonra yakalanan şüphelilerden birinin 'Yakalanmasaydık Ermenileri öldürecektik' diye bir açıklaması çıkıyor Yeni Şafak gazetesinde. Hatta manşetten veriliyor haber. Hrant bunu görüp basını uyarıyor, "Niye bunun üstüne gitmiyorsunuz, niye susuyorsunuz" diye ve "Karanlık günler bekliyor bizi" diyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlı olarak Türkiye'de tezgâhlanan derin mühendislik projelerini görüyor Hrant. Yıllar sonra Ergenekon olsun, Kafes Eylem Planı olsun ortaya çıkan bütün bu anti-demokratik tezgâhlar, Hrant'ın ne kadar uzak görüşlü olduğunu doğruladı. Daha o zamandan uyarmış bizi, 2006 yılında.

GÜVERCİNLERE DOKUNMAZLAR

Kitapta Hrant Dink'in yaklaşmakta olan tehlikeyi sezdiği de hissediliyor.
Çandar: Hrant'ın yaklaşmakta olan şeyi son döneminde bildiği kanısındayım, bizden daha fazlasını biliyordu. Zaten "Güvercin Tedirginliği" yazısı da bunun çok açık göstergesi. "Tek umudum güvercinlere dokunmazlar" diye bitiriyor yazısını. Yani 21. yüzyılda Türkiye'de böyle bir şeyin yapılabileceğine ihtimal vermek istemiyor. Ama yaklaşan tehlikeyi de biliyor. Sürekli tehdit telefonları alıyor, e-posta kutusu doluyor tehdit mesajlarıyla, sonra oğluna da yöneliyor tehditler ve o zaman çok tedirgin oluyor. Bütün o süreçte gelgitler de yaşıyor. Gideyim mi? Kalayım mı? Yakın arkadaşları gitmesini telkin ediyorlar, gidemiyor.
Neden terk etmek istemiyor?
Çandar: Yazılarında var bu, ben gidersem orada yaşayamam diyor. Diaspora ile karşılaştığında, bu insanların Anadolu toprağına duydukları özlemleri dile getirdiğini söylüyor. Dedelerinin, babalarının topraklarını hala anlatıp duruyorlar. Ben kendi yaşadığım toprağı nasıl bırakıp gidebilirim, Batının sahte cennetlerinde kendime yeni bir yuva kuramam diyor. Gidemiyor. Hrant hepimizden çok buralıydı aslında.
Kitabınız, Hrant Dink biyografisi ama sadece Hrant Dink'in hayatı değil, Türkiye'de yaşayan Ermenilerin hayatını da anlatıyor.
Çandar: Bunu böyle görmenize çok sevindim. Bence Hrant, aslında kendisine anlatılan atalarının hikâyelerini biriktirmiş , bunları toplamış bir adam. Bir sözlü kültür arşivcisi. Bunları kendi hayatıyla yaşadıkları ile birleştirmiş, bir de genetik kodlarında yazanlarla buluşturmuş bir adam. Böyle baktığında da 100 yıllık Ermeni o. Hrant'ın anlattıklarının hepsi bizi bugünden geçmişimize götürüyor. Hrant kendi toplumunun bir mikro kozmosu. Onun hikâyesinden bütün Ermeni toplumunun hikâyesini anlayabilmek, onlarla o acıda birleşebilmek mümkün, eğer insan vicdanlı ise tabii.

BASININ ROLÜ BÜYÜK
Hrant Dink'in 301 davasında, bir kesim medya Dink'i bir hedef haline getirdi. Kitabınızda buna da önemli bir yer ayırmışsınız.
Çandar: Kitabın "Bilmek" adlı bölümünde basında Hrant aleyhinde yaratılan ve yürütülen kampanya çok açık bir şekilde yer alıyor. Gazetelere ve hatta köşe yazarlarına kadar kim ne yazdı, bu belgeleniyor. Buna çok önem verdim. Hrant'ın "Türk düşmanı" olarak algılanmasında bence basının da çok büyük rolü oldu. Her haberde "Türklüğü aşağılama" suçundan yargılandığını tekrarlamak, bu bir tür beyin yıkama idi. Sonunda da "Türklüğü aşağılamak suçundan mahkûm olan", "Türklüğü aşağılamak suçundan mahkûmiyeti Yargıtay'ca onaylanan" diye diye toplumda Hrant'a dair bir "Türk düşmanı" algısı yaratılmaya çalışıldı. Dolayısıyla basının da çok büyük rolü vardır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.