Salı 28.09.2010
Son Güncelleme: Salı 28.09.2010

'Süre tartışması hoş değil'

Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı süresinin tartışma konusu haline getirilmesini eleştirdi. Gül: Herkes konuyu siyasi pozisyon içinde konuşuyor. Güçlü, hukuki görüşlere dayanılarak söylenenleri dikkatle takip ediyorum

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, New York ve Boston'a yaptığı geziden dönerken gazetelerin temsilcilerini kabul ederek gündemde öne çıkan konular hakkında kapsamlı açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gül, gündemi meşgul eden başkanlık sistemi, cumhurbaşkanlığı süresi, basın özgürlüğü, medyanın durumu gibi konularda görüşlerini dile getirdi.

MUHALEFET İRADESİ VARSA

Gül, önce referandum sonrası siyasi hava ve gelişmelerle ilgili soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül'e göre 'havanın yumuşaması gerek'. Gül, şöyle dedi: "Siyasetin enerjisi ülkeye yönelmeli. Kutuplaşmalar seçimden sonra aşılmalı. Bunlar onarılmaz şeyler değil. Ben hiçbir zaman öyle görmedim. Bu tür şeyler her ülkede olur. Önemli olan ülkenin temel meselelerine dönmektir. Temel sorunlara herkes katılmalı." Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi olan anayasa konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son açıklamaları sorulduğunda Gül, şunları söylüyor: "Olağanüstü bir tavır. Kılıçdaroğlu'nun 'bu Meclis anayasa değişikliğini yapsın' demesi çok önemli. Dil çok önemli. Yeni anayasa yapmak bu konuda herkesin iradesine bağlı. Siyaset değil samimi düşünceyse oturulup konuşulur. Kuvvetli bir muhalefet partisi iradesi varsa oturulup çalışılır. Başbakanın buna hayır diyeceğini sanmıyorum." Gül, daha önce bugünkü Meclisi içerdiği çoğulculuk bakımından 'olağanüstü' bir Meclis diyenitelendirmişti. Bu açıklamasıyla daha önceki görüşlerini de sürdürmüş oluyor.
'SÜREYİ TARTIŞMAK'
Son zamanlarda öne çıkan başkanlık konusunda da yöneltilen soruları cevaplayan Gül'ün değerlendirmeleri şöyle: "Süreyle ilgili olarak benim yapacağım bir şey yok. Ben kendi işime bakıyorum. Ne söylesem polemik olacak. Söylediğim her şey tersinden polemik yaratacak. Buna karar verecek olan makam ben değilim." Cumhurbaşkanı, bu konunun gündeme getirilmesini ve gündemde tutulmasını ise şöyle yorumluyor: "Bu konunun tartışma konusu haline getirilmesi hiç hoş bir şey değil. Herkes konuyu siyasi pozisyon içinde konuşuyor. Güçlü hukuki görüşlere dayanılarak söylenenleri dikkatle takip ediyorum. Siyasi pozisyonla tartışmak ise bulunduğum makam bakımından şık değil." Gül, süre konusundaki tartışmaların kendisinde bir kırgınlık yaratıp yaratmadığı konusunda ise 'ben tarihsel sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum. Hiçbir olumsuz duyguya kapılmam. Kafamda bu işleri dolaştırırsam vaktimi onunla geçiririm!" dedi.

BAŞKANLIK GÜNDEM DIŞI

Gündemin en sıcak konularından biri olan Başkanlık konusunda Gül'ün değerlendirmeleri şöyle: "Bunun tartışılması iyi bir şeydir ama bilerek tartışmak gerekir. Başkanlık, yarı başkanlık, parlamenter sistemin güçlendirilmesi gibi modeller üzerinde tartışmalar yapılabilir. Fakat Türkiye'nin gündemindeki bir konu değil. Referandumdan yeni çıkıldı, önümüzde de seçimler var." Cumhurbaşkanı, iktidarların yapısı ve uzun iktidarlar sonunda siyasal gücün bir partinin veya kesimin elinde toplanmasının sakıncaları kendisine anımsatıldığında şunları belirtiyor: "Kontrol ve denge (checks and balances) mekanizmaları olmayan bir demokrasi demokrasi değildir. Hep aynı parti seçilecek diye bir şey yok. Muhalefetin de gününü gelmemesi bir sorundur. Aynı partinin seçim kazanmasıyla tek parti dönemi oluşmamalı."

KARİYER VE ÖZGEÇMİŞ…

Gül, bu konuda AYM üyeliği süresini örnek olarak veriyor: "AYM üyeleri artık eskiden olduğu gibi emekliliğine kadar değil belli bir süre için seçiliyor. Böylece daha sonraki Cumhurbaşkanları da üye atayabilecek." Buna karşılık Cumhurbaşkanına kendisinin de 'genç üye' ve aynı dünya görüşünden, 'muhafazakar' üyeler atadığı anımsatılıyor. Gül'ün yanıtı şu: "Ben bir tek asil üye atadım. CV'sine bakarsanız siz de takdir edersiniz. Ekonomi kökenli bir üye eksikliği vardı, o yönde bir atama yaptım. Boğaziçi Üniversitesi eski rektörünü (Ayşe Soysal) de ben atamıştım. Onu da siz benden iyi tanırsınız." Gül, AYM'ye atama konusunda Amerika'da Başkan Obama'nın yaptığı son atamalardaki tartışmaları çok dikkatli izlediğini ve sürekli okuduğunu belirtiyor. Bu konudaki kritik noktayı şöyle değerlendiriyor: "Demokrat Başkan demokrat birisini atayacak. Cumhuriyetçi başkan da cumhuriyetçi birisini. Bu konuda önemli olan atanan kişinin partizanlık yapıp yapmayacağı. Aynen bu cümleler kullanıldı. Önemli olan atanan kişinin de bunun farkında olması. Atanan kişinin yetkin olması lazım. Bir yere koyduğunuz kişi o yetkinliği göstermezse sıkıntı olur." Gül'e son referandumla birlikte yapılan değişikliklerin gereğini yerine getirmek üzere HSYK'ya önümüzdeki günlerde atama yapacağı anımsatıldı. Bu konuda çalışmalara başladığını belirten Cumhurbaşkanı adayların 'özgeçmişlerine' bakacağını söyledi. Fakat Cumhurbaşkanı bunun ötesinde başka bir noktaya dikkat çekiyor: "Anayasa değişikliğinden bir ay önce yapabilecekken atama yapmadım. Önüme isimler geldi. Ama referandum olduğu için o hakkı Kurula (Yargıtay Genel) bıraktım. Bir kadroyu doldurma durumuna düşmek istemedim." Atayacağı kişilerin AK Parti'ye yakın isimler olup olmayacağı konusunda Gül şunları vurguluyor: "Ehliyete, kariyere bakarım. Kimsenin karısını kızını araştırmam. Hiçbir zaman da yapmadım bunu. Merak edenler kendileri araştırır."

GAZETECİLER...

Gül, Türkiye'nin öteden beri ana demokratik sorunlarından birisi olan gazetecilere dönük baskılar, tutuklama, hapis cezaları, haklarında açılan davalar konusunun ajandasındaki ana sorunlardan birisi olduğunu, konuyu izlediğini belirtiyor: "Bunun farkındayım. Hapisteki gazeteciler çok yanlış olur. Dünyanın her yerinde, Türkiye'de işlerin iyi gittiğini belirtiyoruz. Hapisteki gazeteci sayısında bir artış olursa bu çok yanlış olur. İmajımızı bozar. Columbia Üniversitesi'ndeki konuşmamda YouTube yasağını onlar dile getirmeden ben kendim söyledim. Her şey toz pembe değil Türkiye'de. Yazarların, bilim adamlarının tutuklanması yanlış olur. Herkes kanunlarla sınırlıdır. Şiddet içermememsi halinde ifade özgürlüğü sınırsız olmalıdır." Cumhurbaşkanı bu konuda ABD'de devlet sırlarının bir internet sitesinde yayınlanmasına dikkat çekiyor: "O tartışmalar ABD'yi güçlendirdi. O yayınlar olmasaydı ABD daha büyük hatalar yapabilecekti." Abdullah Gül, hapisteki gazetecileri de içerecek şekilde basın özgürlüğü konusunda yapılacak iyileştirmeleri izlediğini söylüyor.

MEDYADA ÇOĞULCULUK

Abdullah Gül, Columbia Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de 'medya tycoon'ları (kodamanları) döneminin kapandığını' belirtmişti. Buna açıklık getirmesi istendiğinde ve bir kişiyi mi kastettiği sorulduğunda şunları söylüyor: "Hayır. Ben Türkiye'de artık çoğulculuk olduğunu söyledim. Türkiye'de yüzlerce radyo ve tv kanalı var dedim. Aslında binlercesi var. Artık bir kişi veya grup her şeyi kontrol etmiyor demek istedim. Bu Türkiye'deki çoğulculuğun bir işareti."
'ESKİ DGM' ELEŞTİRİSİ
Cumhurbaşkanı Gül, uzayan davalardan rahatsız: "Hükümlü sayısından çok tutuklu var. Hoş bir şey değil. Yargının süratlenmesi gerekiyor." Cumhurbaşkanı o arada Özel Yetkili Mahkemelere değindi ve bunların kendi Başbakanlığı döneminde kurulduğunu anımsattı. Gül, o dönemde bu mahkemelerin yetkilerinden dolayı danışmanlarının kendisini uyardığını söylüyor ve şu saptamayı yapıyor: "DGM'leri kaldırdık. Askeri üyeleri çıkardık. Özel Yetkili Mahkemeye dönüştürdük. Bunlar devletin güvenliği, ulusal güvenlik bakımından gerekli olduğu söylendi. Sonunda DGM'lerde sadece insanlar değişti. Üniformalar çıktı. Özel Yetkili Mahkemelere tekrar bakılabilir." Cumhurbaşkanı ayrıca 'masumiyet karinesi'ne yeterli özenin gösterilmediğini belirtiyor.

MALİ KURAL ÖNEMLİ

Cumhurbaşkanı Gül, bir soru üstüne mali kural konusuna değiniyor ve bunu Meclis açış konuşmasında dile getirdiğini söylüyor. Gül, bunun 'mali disiplini mecburi kılma' anlamına geldiğini belirtiyor. Hükümet kendi iradesiyle mali disiplini uygularsa mali kuralın gecikmesinin bir sorun teşkil etmeyeceğini belirterek bu konuda üzüldüğünün anımsatılması üzerine Ali Babacan'ın dünyanın en başarılı ekonomi uygulayıcısı olduğunu, sözüne bütün dünyanın itibar ettiğini ve onun onayı olmaksızın IMF'nin Türkiye'yle görüşmeleri sırasında açıklama bile yapmadığını belirtiyor.

TOPHANE'DEKİ OLAY

Gül, son olarak kendisine Tophane olayları sorulduğunda "bunlar eski Türkiye'de olurdu" diyor ve devam ediyor: "Bunlar artık olacak şeyler değil. Günlerce gelip buralarda çalışıyoruz sonra bu olaylar oluyor, bütün çabalarımızı alıp götürüyor. Bazıları ne yaptığını bilmiyor."
ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR YAPTI
Cumhurbaşkanı Gül, ABD'ye yaptığı ziyareti tamamlayarak önceki gün Türkiye'ye döndü. Gül, ziyaretinin sonunda, gezisine katılan gazetecilere Türkiye'nin gündemindeki önemli konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Gül, yeni anayasa, başkanlık sistemi, HSYK'ya atamaların yanı sıra Tophane'de yaşanan olayı da değerlendirdi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.