Giriş Tarihi: 2.10.2010 12:45 Son Güncelleme: 2.10.2010 16:28

"Kendi piyade tüfeğimizi yaptık"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tersanelerin ihracat rakamlarının nereden nereye gelindiğini ispat ettiğini belirterek, ''Bunları görmemiz lazım. Bunları görmeden, 'Biz battık, bittik, şöyle olduk, böyle olduk' demek olmaz. Ticaret, inişi çıkışı olan bir yokuştur. Her zaman tırmanamazsınız'' dedi.
Erdoğan, ''Kaptan Arif Bayraktar'' gemisinin Tuzla'daki TORGEM Tersanesi'nde gerçekleştirilen teslim töreninde yaptığı konuşmada, ülke, millet ve denizcilik adına gurur verici bu tarihi anı yaşamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Türkiye'de inşa edilen en büyük tonaja sahip kuru yük gemisi ''Kaptan Arif Bayraktar''ın, Bayraktar Denizcilik'e ve ülkeye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, gemiyi inşa eden TORGEM Tersanesi'ni ve başta yönetim olmak üzere tüm çalışanlarını, gemiyi inşa ettiren Bayraktar Denizcilik'i ülke ekonomisine sağladıkları büyük katkı için kutladı.
Türk denizciliği, tersaneciliği ve gemi mühendisliği açısından çok önemli bir yeri olan, bir ilk olan adımın, bu eserin ortaya çıkmasında emeği geçenleri kutlayan Erdoğan, ''Elbette, gemiye adı verilen merhum Kaptan Arif Bayraktar'ı da rahmetle yadediyor, mekanı cennet olsun diyorum'' dedi.
Tören öncesinde tamamen Türk mühendislerinin tasarımıyla inşa edilen süratli amfibi gemi projesinin ilk gemisinin denize indirildiğini anımsatan Erdoğan, ''Ocak ayında ilk kaynağı yapılan bu amfibi gemimiz, 7-8 ay gibi kısa bir süre içinde denize indirilme aşamasına ulaştı. O açılışın ardından buraya geldik ve burada da bir başka gurur verici eseri, ülkemizde inşa edilen en yüksek tonaja sahip kuru yük gemisini artık denizlere uğurluyoruz'' diye konuştu.
Bu törenin ardından 2008 yılında kuruluş kararını aldıkları Piri Reis Üniversitesinin yeni eğitim ve öğretim yılı açılış törenini yapacağını, orada da denizcilik adına bir başka heyecanı öğrenci ve hocalarla paylaşacaklarını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin denizcilik alanındaki ilk ve tek ihtisas üniversitesi olan Piri Reis Üniversitesinin, öğrenciler tarafından büyük ilgi gören Denizcilik Fakültesinde uluslararası standartlarda deniz adamları yetiştirdiğini kaydetti.
37 OLAN TERSANE SAYISI 67'YE ÇIKTI
Başbakan Erdoğan, hem askeri ve sivil gemi inşasında hem de denizcilik eğitiminde Türkiye'nin çok büyük mesafe katettiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Nitekim, deniz ticaret filosunda, kapasite olarak geçtiğimiz 3 yılda 3 sıra yükselip 19'unculuktan 16'ncılığa çıktık. Deniz ticaret filomuzun genişlemesine paralel tersaneciliğimiz de gelişiyor. 2003 yılında göreve başladığımızda 37 olan tersane sayımızın bugün 67'ye ulaşmış olması aslında bu gelişmenin en açık ispatıdır. Tersanelerimizin ihracat rakamları nereden nereye geldiğimizi ispat ediyor. Bunları görmemiz lazım. Bunları görmeden, 'Biz battık, bittik, şöyle olduk, böyle olduk' demek olmaz. Ticaret, inişi çıkışı olan bir yokuştur. Her zaman tırmanamazsınız. Ticaretin bir özelliği vardır. Kar ile zarar ticarette ortaktır. Ben ekonomistim, ben bu hayatın içinden geldim. Devamlı tırmanmak yok diye bir şey yok bu hayatın içinde... Yaşamla ölüm de bir aradadır. Olayı bir de böyle değerlendirin. Motivasyonumuzu kaybederek bu iş yapılmaz. Tam aksine 'Ben bu işi başaracağım' kararlılığını ortaya koymak lazım. Yoksa biterek, tükenerek bu iş olmuyor. Dünya şu küresel krizde neler yaşadı gördük. Eğer bizler kalkıp, dünyanın yaşadığı krizi onlar gibi değerlendirseydik, Türkiye şu anda bu konumda olmazdı. İşte Amerika'nın, AB üyesi ülkelerin hali ortada. 'AB'de ne yapılıyorsa biz de onu yapalım' ideal bir yaklaşım tarzı değil. Her ülkenin kendine has çıkış yolları vardır. Şu anda bize Avrupalılar 'Siz bu süreci nasıl yönettiniz, idare ettiniz de büyüme oranınızı 2010'un 6 aylık döneminde yüzde 11'e getirdiniz' diye soruyorlar. 'Ne yaptınız da işsizliği yüzde 10,5'a indirdiniz', bunu soruyorlar. Tuzla Tersanesinde 2002 yılında kaç kişi çalışıyordu, çıkış da iniş de olmuştur. Bunların hiç birisi bizim tarafımızdan arzu edilen bir şey değildir. Ama burada olumsuzluğu tahrik edeceğimize, 'Biz bu süreci nasıl yakalayacağız' bunun üzerinde durmamız lazım. 2002 yılındaki 488 milyon dolarlık seviyeden, 2008 yılında 2 milyar 650 milyon dolar düzeyine kadar yükseldiysek bunu siz başardınız. Bunu sizler başardığınız gibi bunu yeniden yakalayıp, üzerine çıkmanız mümkün.''
(GEMİ SANAYİNDE) SIKINTI OLDUĞUNU HİÇBİR ZAMAN İNKAR ETMEDİK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gemi inşa sanayinde sıkıntı olduğunu hiçbir zaman inkar etmediklerini belirterek, ''Ama bir şeyi yaparken 2000'li yıllardaki krizin failleri gibi, onu millete ödetenler gibi de yapmak istemiyoruz. Onlar o dönemi çok rahat kullandılar, harcadılar. Açık konuşuyorum; biz o kadar rahat kullanamayız, harcayamayız. Biz, sizin bize emanetiniz olan bu parayı kılı kırk yararak yatırımlarda harcıyoruz'' dedi.
''Kaptan Arif Bayraktar'' adlı geminin Tuzla'daki TORGEM Tersanesinde gerçekleştirilen teslim töreninde yaptığı konuşmada, Savunma Sanayi İcra Komitesinin Başkanı olduğunu anımsatan Erdoğan, savunma sanayinin ihtiyaçlarının yerli sermayeden karşılanmasına, denizciliğe yönelik ne gerekiyorsa bunun Türkiye'de halledilmesine yönelik ilke kararı aldıklarını belirtti.
Erdoğan, 2 milyar dolarlık ihaleyi ağırlıkla denizcilik sektöründe yaptıklarını ifade ederek, gemi inşa sanayine toplu konutu örnek gösterdi. ''Küresel kriz başladı'' diye inşaat sektöründe toplu konut kapatılsa ve durdurulsaydı inşaat sektörünün çökeceğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''İnşaat sektörünün çökmesi demek, istihdamın bitmesi demek ancak biz kararlı durduk, direndik. Direndiğimiz için toplu konut aldı başını gitti ve 430 bin konuta yükseldi. Onunla kalmadı, özel sektörde reklam ütüne reklam verenler var. Bunu nasıl yapıyorlar? Bu piyasada onlar nasıl tavırlarını koyuyorlar? Sattıkları ürünler de ucuz değil. Kararlı şekilde mücadelesini sürdürüyor. TORGEM Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Torlak bir şey söyledi. Bak sen daha bugün söylüyorsun bunu ama ben onu Yüksek Düzeyli Stratejik Ortaklık Anlaşmasını imzaladığımız zaman Medyedev ile Putin ile bunları konuştum. Dedim ki 'siz kanal gemilerini eğer bizimle oturur, anlaşır, bunun belli bir kısmını bize yaptırırsanız, uygun fiyatlarla yaptırabilirsiniz'. Biz bunları adım adım takip ediyoruz ama kararı verecek olan onlardır. Hep birlikte oradaki bu yaptıracakları kanal gemileriyle ilgili ne kadarını Türkiye'de üretebiliriz, takipçisi hep beraber olacağız. Sektörü desteklemek için uygulamaya koyduğumuz ÖTV'siz yakıt meselesi bütün kabotaj hattı için çalışan gemiler için sürekli devam etti. Bundan sonraki süreçte de benzer şeyleri yapacağız. Kalkavan'ın ifade ettiği konu var. Buna yemekte muttali oldum. Takipçisi olarak kendileriyle Ankara'ya döndüğümde gereğini yaparız.''
VEDA NAMELERİYLE BİR YERE GİDİLMEZ
Başbakan Erdoğan, bu topraklarda Çaka Bey ile başlayan denizcilik serüveninin, Karamürsel Beylerin, Piri Reislerin, Barbarosların, Seydi Ali Reislerin kahramanlık hikayeleriyle adeta tarihe silinmeyecek şekilde nakşolunduğunu vurguladı..
İnebahtı Deniz Savaşı öncesinde, dönemin Veziri Azamı Sokollu Mehmet Paşa, Kaptan-ı Derya Uluç Ali Paşa'dan hızla bir donanma hazırlamasını istediklerini, kısa sürede böyle bir donanmanın hazırlanamayacağını söyleyen Uluç Ali Paşa'ya, Sokollu'nun verdiği 'bütün donanmanın demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden, yelkenlerini atlastan yapabiliriz. Ne gerekiyorsa, neye ihtiyaç varsa derhal temin ediniz ve yola koyulunuz' cevabının anlamlı olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu millet öyle bir millet. Onun için kara tablolarla ve veda nameleriyle bir yere gidilmez. Sektör değiştiriyor, güçlü ortaklar buluyor olabilirsiniz. Bunlar ayrı mesele. Bu da ticaretin farklı bir versiyonudur. Ama kararlı, azimli olacağız ve bu sürecin içerisinden çıkacağız. Gemi inşa sektöründe işini başarıyla sürdürenler de var. Bu bir süreç ama tabi ki burada el ele, dayanışma içinde sıkıntılı dönemi aşacağız.
Sıkıntı olduğunu hiçbir zaman inkar etmedik, etmiyoruz. Ama bir şeyi yaparken 2000'li yıllardaki krizin failleri gibi, onu millete ödetenler gibi de yapmak istemiyoruz. Bak o zaman finans sektörünü, devlete finanse ettirdiler, ödettirdiler. Millet 21 bankanın bedelini kendisi ödedi ve sonra da kalktılar hiç kimse bu para nereye gitti, ne oldu farkında bile değil. Şu anda burada adı geçen bazı zevat o dönemin failleridir. Onlar o dönemi çok rahat kullandılar, harcadılar. Açık konuşuyorum biz o kadar rahat kullanamayız, harcayamayız. Biz, sizin bize emanetiniz olan bu parayı kılı kırk yararak yatırımlarda harcıyoruz. Eğer böyle yapmasaydık Türkiye dünyadaki 26. büyük ekonomiden 17. sıraya yükselemezdi.''
BU SIKINTI VE KRİZ TÜRKİYE'NİN KRİZİ DEĞİL
Türkiye'nin dünya ekonomileri arasında 26'dan 17'ye geldiğini, bunu da yeterli bulmadıklarını, Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde 2023 yılında Türkiye'yi dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alması için çalıştıklarını anlatan Erdoğan, ''Bunu başardığımız zaman hep beraber başaracağız. Türkiye, bunu gerçekleştirecek güçtedir. Gemilerini, gerektiğinde karadan yürütecek kadar güçlü, azimli, kararlı bir neslin mirasçılarıyız. Özgüven her şeyin başıdır. Bizim özgüvenimiz tam olacak. Kendimize ve ülkemize inanacağız, potansiyelimize inanacak ve bize yakışan, tarihimize yakışan hedefler belirleyeceğiz'' diye konuştu.
Erdoğan, yıllarca bu ülkede denizciliğin neden gelişmediği ve büyümediğinin konuşulduğunu belirterek, ''Şu anda denizciliğimizin geldiği yer ortada. Bu sıkıntı ve kriz Türkiye'nin krizi değil. Küresel bir kriz. Sadece bu ülkede değil, talep olmayınca tabi ki sizin de arzınız olamayacaktır. Eğer talep olsa tabi ki arzınız da olacaktır. Sıkıntının altında bunun da yattığını lütfen düşünelim'' dedi.
Türkiye'nin mühendisleri, işçileri, tersanelerinin 10 yıl önce hayal dahi edilemeyen projeleri, bugün büyük bir başarıyla hayata geçirdiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''Dünya denizlerinde, okyanuslarında artık bizim bayrağımızı taşıyan gemiler güvenle ve gururla seyrediyor. Bakınız, şurası çok önemli. 2002 yılında Türkiye, AB kayıtlarında maalesef kara listenin en altında yer alıyordu. 2006 yılında yüzde 7,7 tutulma oranıyla önce gri listeye, 2008 yılında yüzde 5,2 tutulma oranıyla da beyaz listeye yükseldik. 2009 yılında tutulma oranı yüzde 4,6 oldu ve beyaz listedeki yerimiz sağlamlaştı. Sizlerle oldu bu iş, demek ki oluyor. Türkiye'nin denizcilikle ilgili eğitim kurumları yine AB tarafından denetlendi ve mezunlarımızın AB üyesi ülkelerin gemilerinde çalışabileceği açıklandı. Bu olumlu gelişmeler inşallah bu şekilde devam edecek.
Sorunları tek tek aşacağız, engelleri aşacağız ve hep birlikte Türkiye'ye yaraşan, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkeye yaraşan bir denizcilik sektörünü daha yukarılara taşıyacağız. Ben bir kez daha, sektörümüzü bu seviyelere taşıyan, uluslararası ölçekte yüzümüzü ağartan, göğsümüzü kabartan herkese şükranlarımı sunuyorum. Kaptan Arif Bayraktar gemisinin yolu açık olsun, bahtı açık olsun, İnşallah rüzgarınız bol olsun diyorum.''

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.