Kürtçe inadı sürecin önünü tıkar
Gül, BDP'li milletvekillerin TBMM'de Kürtçe konuşması konusunda "Bu tutumlar reformlar ve demokratik standartların yükseltilmesinin önünü tıkar" uyarısı yaptı
Dışarıdan göz kamaştırıcı, içeride problemlerle boğuşan ülke gibi görüntümüz var. Uğraşılan şeylerin hepsi büyüme sancısı. Pozitif şeyler bunlar. Büyüyen bir çocuk evin içinde fark edilmez. Ama 6 ay sonra uzaktan gelenler onun büyüdüğünü ağzı açık söyler. Türkiye'yi öyle görmeliyiz. Tartışmalardan dolayı karamsarlığa kapılmamak lazım. Büyüme sancısı gibi olumlu acılar olarak görmek lazım.
Türkiye'nin resmi dili Türkçe ve bu böyle kalacak. Hiçbir zaman değişmeyecektir. Büyük ülkelerde konuşulan bir çok diller olur. Ama başlangıcınız nasıl? Pozitif bakmakla negatif bakmak. Önemli olan bakış açısı. Bunların hepsi kültürün parçası. İnkar etmenin anlamı yok. Zaten inkar ederek bir yere gitmiyor. Tam tersine anayasa, 'Kültürü korumak bizim için görev' diyor. Kültür deyince müzedeki şey de, destan da, konuşulan yerel diller de kültür. Türkiye böyle bakıyor. Onun için televizyonlar, üniversitelerde kürsüler, kurslar var... Bu pozitif bakış özgüvenle ilgili. TBMM'ye gelince... Meclis'in işleyişinin kendi kuralları var. Bunlar usulü şeyler. Bu konularda dikkatli olunursa, bu tip şeyler, politik araç yapılmaktan uzak tutulursa o kadar rahat hayatımızın parçası olur. Bazen bakıyorum TRT 6'da genç genç insanlar. Bunlar dışarıdan gelmedi ki kardeşim. Demek ki bu konuşulan gerçek bir şey. Niye ben bunu yok sayayım? Tam tersine 'Benim bir parçam.' Bu anlayışı baltalayacak davranışlardan kaçınmak gerekir. Bunlar; reformların, demokratik standartların yükseltilmesi süreçlerinin önünü tıkar. Onun için herkesin sorumluluğu var.
ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞI
Bu konu (başörtüsü) çok konuşulduğu için sıkıyor. Başbakan'ın özgürlük anlayışı; modern, AB çerçevesinde olması gereken temel hak ve özgürlüklerle ilgili. Kendine güveni olan, bireyciliği öne çıkartan bir anlayış. Ötesinde bir şey aramamak gerekir. Başbakanın özgürlük anlayışından şüphe etmiyorum. Başbakanın söylediği şu: 'Bireyin öne çıktığı, özgürlükçü, herkesin kendi tercihini yapabileceği durum.' Herkesin ulaşmak istediği de bu. Sayın Başbakan'la özgürlük anlayışımızda, bir farkımız yok.
Bunlar açıkçası biraz bıkkınlık getiriyor. Onun için herkes bir şeyler söylüyor.
Önemli olan hakaret olmaması. Onun ötesinde karikatür tabii ki mizah. Çerçeve, hakaret olmaması. Yazıya göre, karikatüre daha toleranslı olmak gerekir. Yazıda her şeye hakim olursun. Öbürü farklı.
Güzel yapan da var, çok iyi yapan da. Ama karikatüre toleranslı bakmak lazım.
Bu noktada bir tek yeni anayasayı gördüm. Meclis'in açılışında da söyledim. Gündemine hakim olup süratli bir şekilde gündemini temizlemesi gerekir. Niye Ticaret Kanunu çıkmasın? Alt komisyondan geçmiş, niye çıkmayacak? Hangi ideolojik yanı var? Bunu herkese söylüyorum. 'Her şeyi seçim sonrasına bırakmak' gibi durum görmüyorum. Anayasa işte yapılamadı görüldü. Seçime giderken herkes daha açık söyleyecek. Ondan sonra kim yetki alırsa 'Yetki bende diyerek' daha cesur davranacak.
Türkiye NATO'nun parçası olan bir ülke. Amerikalılar, İngilizler kadar o işin içinde olan, fedakarlık yapan bir ülke. Bunlar teknik konular. Teknik detaylarına sahip olunmazsa farklı şeyler çıkar ortaya. Savunma sisteminde, sistemin bölünmezliğinden bahsediyoruz.
Devlet görevinde 8 yıl uzun bir dönemdir. Sayın başkanın da bir arzusu vardı. Akademik hayata geçmeyi arzu ediyordu.
Hayır. Diyanet İşleri Başkanı, saygı duyulacak bir din adamıdır. Sadece akademik formasyonu yetmez. Samimiyet, kişilik, karakter, saygınlık, bütün bir şahsiyet. Sayın Ali Bardakoğlu böyle bir insandı. Yeni Diyanet İşleri Başkanı da aynı özelliklere sahip.
Her şey tartışılabilir, o çerçeveden bakmak lazım. Esenboğa Havalimanı'nda bir gazetecinin, AB İlerleme Raporu'nda basın özgürlüğü, inanç özgürlüğü, dini özgürlükler ve yargılama süreleri konularında eleştiriler bulunduğunu hatırlatarak, "Bu konuda sizce ileride bir adım atılmalı mı'' sorusu üzerine bu konuda kendisinin de dikkat çektiği bir husus olduğunu belirterek Gül, şöyle devam etti: "Aslında gazetecilerle ilgili bir düzenlemenin yapılması gerektiği... Bildiğim kadarıyla hükümet de bunun üzerinde duruyor. Çünkü çok sayıda gazeteciyle ilgili davaların açıldığını görüyoruz. Türkiye'de isteyen istediğini yazar. Şiddeti teşvik etmemek şartıyla istediğini yazar, istedikleri tenkidi yapabilirler. Ama mahkeme safahatındaki bilgilerin erken yansıtılmasıyla ilgili bir problem var ortada. Dolayısıyla bunun üzerinde bir yasal çalışma yapılması gerektiği kanaatindeyim. Adalet Bakanlığı ve hükümet bu konuda çalışıyorlar.''
EN SON HABERLER
- 1 Bakan Güler duyurdu: TCG Anadolu'ya İHA ile harekat yeteneği kazandırılacak
- 2 Başkan Erdoğan'dan Eyüpspor ve Göztepe'ye tebrik
- 3 Başkan Erdoğan'dan Denizkurdu tatbikatı mesajı
- 4 Reyhanlı şehitleri anıldı
- 5 CHP'deki "eşe dosta koltuk" furyası Genel Merkez'i karıştırdı! Belediyelere torpil genelgesi
- 6 AK Parti Sözcüsü Çelik'ten İsrail'in BM temsilcisine tepki
- 7 DEAŞ üyesi sınır dışı edildi
- 8 İBB iştiraklerinde çalıştığı iddia edilen şahsın evine uyuşturucu operasyonu
- 9 Ankara’da uyuşturucu operasyonu
- 10 Bakan Tunç’dan Anneler Günü müjdesi