Salı 04.01.2011 00:00
Son Güncelleme: Salı 04.01.2011 16:29

Erdoğan: "Psikolojik eşik aşıldı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2010 yılındaki ''yurtiçi gayri safi milli hasılanın, psikolojik eşik olan 1 trilyon TL'yi aştığını'' söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''2010 yılında psikolojik bir eşik olan 1 trilyon TL gayri safi yurt içi hasıla rakamını da aştığımızı büyük bir gururla ifade etmek istiyorum'' dedi.

Erdoğan, partisinin 2011 yılının grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen yılın tarihin en büyük küresel ekonomik krizinin gölgesinde geçtiğini belirterek, Türkiye'nin yeni yıla umutla girdiğini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, ekonominin 2010 yılının dokuz ayında ortalama 8.9 büyüme kaydettiğini belirtti. Erdoğan, şöyle konuştu:
''2010 yılının son çeyrek büyüme oranları açıklandığında ki, tahmin ediyorum 31 Mart 2011'de açıklanacak, Türkiye orta vadeli programdaki resmi hedef olan yüzde 6.8'in üzerinde bir büyümeyi yakalayacak. Bizim resmi tahminimiz 2010 yılı için gayri safi yurt içi hasıla 730 milyar dolar... Ancak bu seviyeyi aşacağımızı, kriz öncesindeki seviyeye, yani 2009 seviyesi olan 742 milyar dolara yaklaşacağımızı veya aşacağımızı şimdiden tahmin edebiliyoruz.
Bu arada, Türk Lirası olarak, biz 2009'u 953 milyar TL gayri safi yurt içi hasıla ile kapatmıştık. 2010 yılında, psikolojik bir eşik olan 1 trilyon TL gayri safi yurt içi hasıla rakamını da aştığımızı burada büyük bir gururla ifade etmek istiyorum.''
"ENFLASYON HEDEFİN ALTINDA GERÇEKLEŞECEK"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün açıklanan yüzde 6.4 oranındaki enflasyonun, bu yıl için öngörülen yüzde 7.5'lik hedefin altında gerçekleştiğini söyledi ve ''Türkiye'ye bir kez daha tek haneli enflasyon sevincini yaşatmış bulunuyoruz'' dedi.
Erdoğan, 2011 yılının partisinin ilk grup toplantısında yaptığı konuşmada, toplantıya katılan Roman vatandaşları da en kalbi duygularla selamladığını belirterek, ''Büyük umutlarla, heyecanlarla karşıladığımız 2011 yılının tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum'' dedi.
Huzur dolu, bereket dolu bir yıl temennisinde bulunan Erdoğan, 2010 yılının tarihin en büyük ekonomik krizlerin birinin gölgesinde karşılandığını ifade etti. Erdoğan, ''Küresel ekonomik kriz dünyada çok ağır tahribat bırakırken, biz Türkiye olarak 2011 yılına umutla girdik. Büyük beklentilerle girdik. Nitekim 2009 yılının son çeyreğinden itibaren Türkiye ekonomisi tekrar yüksek büyüme sürecine girdi. Ekonomimiz 2010 ilk çeyreğinde 11.8, ikinci çeyreğinde 10.2 ve üçüncü çeyrekte de 5.5 büyüyerek ilk 9 ayda ortalama yüzde 9 bir büyüme kaydetti'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 2010 son çeyrek büyüme oranlarının tahminen 31 Mart 2011 açıklanacağını, Türkiye'nin orta vadeli programda resmi hedef olan yüzde 6.8'in üzerinde bir büyümeyi yakalayacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Bizim 2010 yılı için GSYİH 730 milyar dolar ancak bu seviyeyi aşacağımızı, kriz öncesindeki seviyeye yani 2008 seviyesi olan 742 milyar dolara yaklaşacağımızı şimdiden veya aşacağımızı tahmin edebiliyoruz. Bu arada Türk Lirası olarak biz 2009'u 953 milyar TL olarak GSYİH ile kapatmıştık. 2010 yılında psikolojik bir eşik olan 1 trilyon TL GSYİH rakamını da aştığımızı burada büyük bir gururla ifade etmek istiyorum. Dün 2010 yılına ilişkin bir iki önemli gösterge açıklandı. -Gerçi bu ayın ortalarında geniş kapsamlı bir ekonomiyi değerlendiremeye yönelik, ekonomiyle ilgili Bakan arkadaşlarımla bir basın açıklaması yapacağız- Aralık ayı Tüketici Fiyat endeksi -0,30 oranında gerçekleşti. Böylece 2010 yılı enflasyon oranı yüzde 6.4 oldu. Geçen yıl enflasyon yüzde 6.5 olarak gerçekleşmişti. Bizim 2010 beklentimiz ise orta vadeli programda yüzde 7.5'tu. Enflasyonda böylece hedefleri aşmış, Türkiye'ye bir kez daha tek haneli enflasyon sevincini yaşatmış bulunuyoruz.''

-42 YILDAN BU YANA EN DÜŞÜK ENFLASYON-

2009 yıllık TÜFE'nin son 41 yılın en düşük, 2010'un rakamlarının ise 1969 yılından beri görülen yani son 42 yıldan bu yana görülen en düşük enflasyon oranı olduğunu açıklayan Başbakan Erdoğan, ''Burada da kalmayacağız, inşallah enflasyonu en düşük seviyelere, Avrupa Birliği ortalamasının altına çekeceğiz'' dedi.
İhracatın da sevindirici olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Bizim ihracatta 2010 yılı hedefimiz 111.7 milyar dolardı. Ancak son açıklanan rakamlara göre bu hedefimizi de aştık. 2010 yılında 113 milyar 686 milyon dolar ihracat rakamına ulaştık. Böylece geçen yıla göre ihracatta yüzde 11.3 oranında bir artış kaydettik. Aralık ayı ihracatımız Kasım ayına göre yüzde 21.3 oranında bir artış kaydetti. Böylece son 27 ayın en yüksek rakamına da yılın bu son ayında ulaşmış olduk. Yine Aralık ayında bazı ülkelere olan ihracatımızda Cumhuriyet tarihimizin nin en yüksek rakamlarına ulaştık. Irak'a ihracatımız 732.6 milyon dolar. İran'a ihracatımız 375 milyon dolar. Burada rekor kırdık. Tanzanya, Arjantin, Gine, Madagaskar, Paraguay ve Gine gibi uzak coğrafyalara aylık ihracatımızda da yine rekor seviyelere ulaştık. 2010 yılının tamamında 224 ülke ve gümrük bölgesinden 65'inde Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamlarına ulaşarak bu ülkeleri ihracatta yakaladık.''
Erdoğan, 2002 yılında İhracatta birinci sırada örme, giyim eşyası ve aksesuarların, 2010'da ise motorlu kara taşıtlarının yer aldığını ifade ederek, ''2002'de toplam ihracat içinde Avrupa birliğinin payı yüzde 56.5 iken 2010'da bu pay yüzde 46.3 oldu. Yani ihracatta Avrupa bağımlılığımız önemli ölçüde azalarak çeşitlendi.. Afrika'nın ihracat içindeki payı 2002'de yüzde 4.7 idi, 2010'da bu pay yüzde 8.2 oldu. Yine Yakın ve Orta Doğu ülkelerinin ihracatımızdaki payı 2002'de yüzde 9.6 iken bugün yüzde 20.3 oranına yükseldi'' diye konuştu.
2002'de bir milyar doların üzerinde ihracat yapan sadece İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir ve Ankara'nın bulunduğunu kaydeden Erdoğan, şu anda 14 ilin 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiğini söyledi. Gaziantep, Manisa, Denizli, Sakarya, Hatay, Adana, Kayseri, Mersin ve Trabzon'un da 1 milyar doların üzerinden ihracat yapan iller arasında yer aldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''İnşallah bu yılın sonunda hedefimiz ihracatta 127 milyar dolar rakamına ulaşmak. Burada da kalmayacağız tabi... 2023 yılı için belirlediğimiz 500 milyar dolar rakamına da ulaşacağız. Hedefimiz artık, 4 yılın programı değil, biz 12 yıl sonrasının programını yapıyoruz. Yani Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde nerede olacağız? Orada 500 milyar dolarlık rakama ulaşmak. Tüm ihracatçı kuruluşlarımızı, işadamlarımızı, ilgili sivil toplum örgütlerimizi, ilgili Bakanlarımızı, bürokratlarımızı kutluyorum. Özellikle işadamlarımızı ve işçilerimizi emeklerinden ve ülkemize yaşattıkları bu gururdan dolayı kutluyor, ülkem ve milletim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum.''
-SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ BAŞARILAR-

2001 yılına ekonomi cephesinden gelen sevindirici haberlerle girildiğini anlatan Erdoğan, ''Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ekonomilerin ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, biz Türkiye olarak küresel krizi artık gündemimizden çıkarıyor, yeni hedeflere doğru, yüksek hedeflere doğru emin adımlarla ilerlemeye başlıyoruz. Allah'ın izniyle 2011 yılında ve sonrasında hedeflerimizden taviz vermeden, tedbiri de elden bırakmadan yolumuza devam edecek ve 2013 hedeflerimize adım adım yaklaşıyor olacağız. Biz bu aziz millete hayal kırıklığı yaşatmadık, yaşatmak istemiyoruz. Biz sabun köpüğü gibi geçip giden başarılarla yetinmek, avunmak istemiyoruz. Yere sağlam basıyoruz, adımımızı sağlam basıyoruz. ve kalıcı seviyelere ulaşıp, seviyeleri sürekli yükseğe çekmenin mücadelesini veriyoruz.''
-''KARŞILIĞI OLMAYAN MİLYONER İLE ALDATTILAR''-

Kısa vadeli hesapların bu ülkeye her zaman kaybettirdiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Sadece kendi iktidar dönemini hesaplayan, bütün hedefleri bir sonraki seçime kadar olan hükümetlerin geçici iyileştirmeler sağladı. Ardından bu millete ağır faturalar ödettiler. Türkiye'nin taşıyacağı çok daha ağır vaadlerle halkın huzuruna gelip, hesap kitap yapmadan bol keseden dağıtanlar oldu. Arkalarında telafisi, tamiri zor enkazlar bırakarak siyaset sahnesinden çekilip gittiler. Karşılıksız paralar bastılar ve bu paralar basılırken hiçbir şey düşünmediler. İşte onun için 1 rakamının yanındaki 6 sıfır macarası unutulur bir macera değil. Bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarımı, tüm teşkilatım aslında her zaman anlatması, her zaman işlemesi lazım, Yahu bu 1'in arkasına 6 sıfırı nasıl koydun arkadaş, bunu sormaları lazım. Ama kimse bunu sormuyor. Karşılığı olmayan bir milyoner, bununla aldattılar bizi. Yıllarca bununla aldandık. Onun için 3 haneli enflasyonlar gördü bu ülke. Bunlar bizim cebimizde ne var ne yok alıp götürüyor. Onun için çarşıda bir şey alacağın zaman satın alma gücün kalmamıştı. Böyle bir noktadaydık. İşte AK Parti farkı bu. Lütfen buna dikkat edin. Biz Haziran ayındaki seçimlere yönelik hedeflere yönelmiş ve bu hedeflerini çok açık net ortaya koyarken, asla bir seçim ekonomisi yapmayan partiyiz. Biz, 2016 seçimlerine yönelik 4 yıllık hedefler de koyan parti değiliz. Biz şimdi 2023'ün hedeflerini belirleyen bir partiyiz. Biz uzun vadeli, geniş bir ufukla, geniş bir vizyonla düşünüyoruz. Şimdiden Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümüne ait hedefleri belirliyoruz. Bunu da peyder pey açıklayacağız. Seçim beyannamemizde bunları göreceksiniz. Neler yapılacak yol haritasını göreceksiniz.''
-GÜVENLİK İLE ZİYARETÇİLER ARASINDA TARTIŞMA-

Öte yandan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan grup toplantısına gelmeden önce Temel Y. adlı ziyaretçiyle güvenlik görevlileri arasında tartışma yaşandı.
İsmi grup toplantısını izleyecek ziyaretçiler arasında bulunmayan Temel Y, polislerin uyarısına rağmen milletvekillerine ayrılan yerde oturmaya devam etti. Polislere hakaret ederek, tokat atmaya çalışan Temel Y, zor kullanılarak grup salonundan dışarı çıkarıldı.
''BDP, SORUNUN VAR ETTİĞİ, SORUNUN ORTAYA ÇIKARDIĞI BİR SİYASİ YAPIDIR ASLINDA''

Başbakan Erdoğan, ''BDP'nin sorunun var ettiği, sorunun ortaya çıkardığı bir siyasi yapı'' olduğunu ifade ederek, ''BDP'nin attığı adımlar ne hak arayışıdır ne de sorunların çözümüne ilişkin bir katkıdır. Tam tersine süreci bulandıracak adımlar atarak çözümü engellemek niyetinde olduğunu göstermiştir'' dedi.
Erdoğan, yola çıkarken ''tek bayrak, tek millet ve tek vatan'' dediklerini belirterek, ''Bugün gene aynı şeyi söylüyoruz. Bunun kimseyi rahatsız etmemesi lazım. Birileri rahatsız olursa aynaya baksınlar ama ben inanıyorum ki milletimin kahir ekseriyeti bu kavramdan rahatsız olmuyor. Çünkü bu kavramın kucaklayıcı manasını birileri ya anlamıyor ya da işine gelmediği için anlamak istemiyor'' şeklinde konuştu. Erdoğan, ''Milleti; ortak hedefler, ortak idealler etrafında toplanmış, ortak bir kaderi paylaşan üst kimlik olarak algıladıklarını'' her zaman ifade ettiklerini söyledi.
''Bu ülkenin bazı anneleri kendi dilinde, ana dilinde konuşamıyordu'' diyen Erdoğan, farklı dil ve lehçelerin serbestçe konuşulması, korunması için çok büyük adımlar attıklarını, anlamsız yasakları kaldırdıklarını, kursları serbest bıraktıklarını, devlet televizyonundan 24 saat Kürtçe ve Arapça yayına başlandığını, üniversitelerde enstitülerin kurulmasının önünü açtıklarını, 24 saat yayınla TRT Avaz'ı kurduklarını kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Doğu Güneydoğu illerinde 'arama yapılacak' haberi geldiğinde genç kızlar ve erkekler ellerindeki müzik kasetlerini korkuyla tandırlara atıyor, imha ediyorlardı. Biz bu trajikomik sahnelerin hepsine son verdik. Biz ne şiş yansın ne kebap diyenlerden değiliz. Asla olmadık ve olmayacağız. Doğu'ya ayrı, Batı'ya ayrı, Kuzeye ayrı, Güneye ayrı bir dille konuşanlardan değiliz, asla olmayacağız. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi iki yıldır tüm boyutlarıyla konuşuluyor ve tartışılıyor. Ama bizim iki yıldır üstüne basa basa söylediğimiz şudur: Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni ideolojilerden, gündelik politik çıkarlardan, oy hesabından, reyting kaygısından bağımsız düşünmediğiniz müddetçe anlayamaz ve anlamlandıramazsınız.''
Birilerinin ''Milli Birlik Kardeşlik Projesi'nin tutmadığı'' görüşünü savunmayı sürdürdüğünü anlatan Erdoğan, ''Sen zaten başından beri böyle düşünenlerdensin. Biz bunun neticesini alacağız ve bunu da göreceğiz inşallah. Eğer bu sürece vicdanınızı koymazsanız, eğer bu süreci anlamak için vicdanınızın sesine kulak vermezseniz hiçbir sonuç alamaz, hiçbir şey de anlayamazsınız'' dedi.
-''ONLAR İSTİSMARDAN MEDET UMUYOR''-

Erdoğan, birilerinin gözlerini seçim sandıklarına diktiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Onlar istismardan medet umuyor. Biz yapmanın, onarmanın, tamir etmenin, telafi etmenin mücadelesini verirken birileri bozmanın, kırmanın, tahrip etmenin, kışkırtmanın mücadelesini veriyor.
İşte şu son haftalarda BDP'nin asıl niyeti şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortaya çıkmıştır. BDP, sorunun var ettiği, sorunun ortaya çıkardığı bir siyasi yapıdır aslında. Dolayısıyla sorunun çözümünden de hazzetmeyecek, bunu kabullenmeyecek... Böyle bir siyasi yapıdır. Çünkü sorun çözüldüğü anda, biliyor ki oy noktasında bitmiştir. Olay budur ve bunu da açık, net olarak ortaya koymuştur. Sorun çözüldükçe istismar vasıtalarının kaybolduğunu gören BDP sorunun çözülmemesi için elinden gelen kışkırtmayı ortaya koymaktadır. BDP'nin attığı adımlar ne hak arayışıdır ne de sorunların çözümüne ilişkin bir katkıdır. Tam tersine süreci bulandıracak adımlar atarak çözümü engellemek niyetinde olduğunu göstermiştir. Açık söylüyorum, bu tavır annelerin gözyaşından, babaların yürek sızısından, gençlerin kanından rant elde etme tavrıdır. Bu kadar açık söylüyorum. Bu tavır kardeşliği, birlikteliği, dayanışmayı güçlendirme tavrı değil nifak tohumlarını filizlendirme tavrıdır. Bu tavır ülkeye, millete maliyeti ne olursa olsun AK Parti'yi seçimler öncesinde güya yıpratma tavrıdır. Buna biz asla izin vermeyeceğiz. İnanıyorum ki milletim de izin vermeyecektir.
Şunu da aziz milletimin özellikle bilmesini istiyorum. Ne BDP ne de onun sırtını dayadığı mahfiller hiçbir zaman benim Kürt kökenli kardeşlerimin asla temsilcisi değildir. BDP'nin kendi kışkırtıcı ve istismarcı taleplerinin sanki tüm Kürt kardeşlerimin talebiymiş gibi lanse etmesi son derece yanlıştır. Aynı şekilde bu taleplerin ülkenin farklı kesimlerinde böyle algılanması da yanıltıcıdır.
Bakın, Doğu ve Güneydoğuyu BDP üzerinden izleyenler yanılırlar. Doğu ve Güneydoğu'yu resin bütününü göremeyen medya üzerinden izlemekle yetinenler yanılırlar. Gidin ve oradaki atmosferin ne kadar farklı olduğunu, oradaki tablonun ne kadar farklı olduğunu, nasıl olduğunu, orada nasıl bir kardeşlik ve huzur iklimi olduğunu yerinde görürsünüz. Bölge çok hızlı değişiyor, çok hızlı biçimde dönüşüyor.''

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.