Gerçeker, Yargıtay'da düzenlenen Ceza Hukuku Sempozyumunun açılışında yaptığı konuşmada, yargının sorunlarına işaret etti. Yıllardın bu konuda mücadele etmelerine rağmen bir sonuç alamadıklarını belirten Gerçeker, özellikle ceza hukuk alanında yapılan köklü değişikliklerin uygulanmasının çok önem arz ettiğini ifade etti.
Konuşmasında tartışmalara neden olan tutukluluk sürelerine değinen Gerçeker, bu konuda gerek yerel mahkemelerin gerekse Yargıtay'ın verdiği farklı kararlara işaret etti. Bunun yapılan düzenlemelerin net olmamasından kaynaklandığını ve üzüntü verici olduğunu belirten Gerçeker, " Sanıklardan bir kısmına şu şekilde uygularsanız bir kısmına başka şekilde uygularsanız bunu topluma, kamuoyu vicdanına anlatma imkanı bulamazsınız. Bunun bir an önce çözümlenmesi gerekir" dedi.
Ceza hukukunda farklı uygulamaların kaosa neden olacağını vurgulayan Gerçeker, " Bir mahalle baskısı , kamuoyu toplum ve vicdan baskısı bizleri hiçbir
zaman yasaları, hukuku doğru uygulamadan alıkoymamalıdır: Biz topluma
yol göstereceğiz. Bu görev ve yetki bize verilmiş. Bu bizim görevimizdir" diye konuştu.
Mutlaka köklü bir yargı reformuna
ihtiyaç olduğun belirten Gerçeker, "Bıçak kemiğe dayandı. Sorunlarımız günden güne bir kartopu haline, bir yumak haline geldi. Çözüm bulunmazsa bunlar kamuoyu vicdanında kanayan bir yara olmaya devam edecek. İnsanlar bugün devamlı şikayet ediyorlar. Bana şikayet dilekçeleri geliyor. Vatandaşlarımıza hiçbir
zaman bu sorunlarına mazeret olara sunma lüksüne
sahip değiliz" dedi.
Devletin üç erki yasa-yürütme ve yargı
olarak bu soruna çözüm bulmak zorunda olduklarını kaydeden Gerçeker, "Kimin haklı kimin haksız olduğunun tartışmanın da bir anlamı yok. Bunları tartışmakla bir yere varılmıyor, sorunları çözmüyor. Sorunlar ortada olduğu gibi duruyor" dedi.
Yargıtay'daki iş yükünü yineleyen Gerçeker, 'Bazı dosyalara öncelik verilemez miydi' yönündeki eleştirilere de yanıt verdi. Yıllardır kendilerinin zamanaşımı ve tutuklu dosyalara öncelik verdiklerini belirten Gerçeker, haksız ithamlarla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Yargıtay'ın bugün içinde bulunduğu iş yükünün AB üyesi ülkelerin yüksek mahkemelerinin iş yükünden daha fazla olduğunu belirten Gerçeker, "Bu kadar çalışmaya, bu kadar fedakarlığa rağmen halen bu konularda eleştiriliyor olmak elbette ki bana üzüntü veriyor" dedi
'ANAYASA MAHKEMESİ'NE BİREYSEY BAŞVURU HAKKININ VERİLMESİ'
Gerçeker, konuşmasında Anayasa Mahkemesine verilen
bireysel başvuru hakkına da değindi. Anayasa Mahkemesinin bugünkü yapısıyla bireysel başvuru hakkını gereği gibi yerine getirmesinin olanaklı olmadığını belirten Gerçeker, yapılmak istenen yasal düzenleme için de ilgili kurumların görüşlerinin alınmadığını kaydetti. Gerçeker, "'Bireysel başvuru hakkı ile Anayasa Mahkemesine nasıl bir yetki verildi, bunu çok iyi görmek lazım. Anayasa Mahkemesinin, Yargıtay ve Danıştayın verdiği kararı iptal yetkisi yoktur. Bu yetki Anayasa'nın 148. maddesine yüzde
100 aykırı olan bir yetkidir. Bir yargı mercinin, son merci
olarak verdiği kararı inceleyeceksiniz ve karar vereceksiniz, verilen kararı iptal edeceksiniz, bunun adı temyiz olmayacak. Böyle bir şey olabilir mi? Bu durum, Anayasa Mahkemesine verilen yetki, aynı zamanda kesin hüküm ilkesine de aykırıdır. Bu durum yargıda korkunç bir kaos yaratır, yargıya olan güveni ortadan kaldırır, bundan vazgeçilmesi gerekir" diye konuştu.
Yargıtay ve yargı üyelerinin maddi sorunlarını dile getirmekten de her
zaman kaçındıklarını, bu kadar sorun içerisinde kendi maddi yararını düşünüyorlar imajı yaratmak istemediklerini belirten Gerçeker, Anayasa Mahkemesi üyelerine
bireysel başvuru hakkıyla birlikte verilen
ek maddi olanakları eleştirdi. Yargıtay Başkanı Gerçeker, ''Asli görevle ilgili
olarak bir ek tazminat verilmesi hakla, adaletle, hakkaniyetle ne kadar bağdaşır. Yasama, yürütme, yargı eşit deniliyor da bunların maddi olanakları da eşit olması gerekmiyor mu? Bu durum yargının kendi içinde dengesizliğe neden olacaktır'' diye konuştu.
Konuşmasının ardından Türk Ceza Hukuku Derneği Başkanı Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Yargıtay Başkanı Gerçeker'e dernek adına teşekkür plaketi verdi. Açılış konuşmalarının ardından 2
gün sürecek olan sempozyumun ilk oturumu başladı.