Giriş Tarihi: 19.2.2011

"Danıştay'ın 2'nci Dairesi'ne git, gör"

Ergenekon ile ilgili adresi verirken 2006'da Danıştay'a yapılan silahlı saldırıyı kasteden Erdoğan, "diktatörlük" eleştirilerine de "Korku yaygarası yapanlar darbecilerin işbirlikçileridir" yanıtı verdi

Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Başkanları toplantısında gündeme ilişkin sert açıklamalar yaptı. Ergenekon için "Nerede bu örgüt, üye olacağım" diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na adres gösteren Erdoğan, 2006 yılında Danıştay'a yönelik saldırıyı kastederek, "Git Danıştay'ın 2. Dairesi'ne orada gör. Dersim'e git. Benim oradaki kardeşlerime sor, akrabalarına sor onlar sana anlatırlar" dedi. Erdoğan şu mesajları verdi:

SİVİL DİKTATÖR

(Kemal Kılıçdaroğlu) Türkiye'nin kanını emen bir örgüte üye olmak istediğini pervasızca söylüyor. Ardından utanmadan bizi sivil diktatörlükle, baskı ile korku siyaseti ile itham ediyor. 'Nerede, gösterin bana gideyim üye olayım' diyor. Git Danıştay'ın 2. Dairesi'ne orada gör. Diyarbakır'ın karanlık sokaklarına git, bir gece vakti ensesine kurşun sıkılanların izinde aradığını bulursun. Çorum'a git, Sivas'a git, Kahramanmaraş'a git, Gazi Mahallesi'ne git, kanlı 1 Mayıs'ın yaşandığı Taksim'e git oralarda aradığının izlerini bulursun. Orada zaten onların üye kayıt büroları var. Hemen orada seni kaydederler. Hiç birini yapamıyorsan Dersim'e git.
CHP, MHP, BDP ortak bir söylem oluşturarak, arkalarına bazı yandaşlarını da alarak, Türkiye sanki bir korku tünelindeymiş, bir korku imparatorluğu kuruluyormuş gibi koro halinde kampanya yürütüyorlar. Bu yaygarayı yapanlar darbecilerin aslında işbirlikçileridir, sivil uzantılarıdır ve amaçları da hak ve özgürlükleri geliştirmek değil, özgürlükleri yok sayan vesayetçi anlayışı hakim kılmaktır. Onların özlemi ileri demokrasi değil, vesayet rejimidir.
74 milyona samimiyetle sesleniyorum. Her bir vatandaşımın endişesi, emin olunuz bizim endişemizdir. Bize oy versin vermesin, bizi sevsin ya da sevmesin, her bir vatandaşımın yaşam tarzı bizim namusumuzdur, bizim teminatımız altındadır. Herkesin endişesini, korkuları anlama gayreti içindeyiz.
Son günlerde Odatv ile ilgili bu kadar sahip çıkma gayreti içerisinde olan yazılı ve görsel medyanın temsilcileri, niçin Mehmet Metiner, Orhan Miroğlu için kalkıp da kaleminizi, dilinizi konuşturmuyorsunuz? Odatv'nin şu anda yargılananları yazılarından, düşüncelerinden dolayı değil başka bir eylemden dolayı takip altındadır ve bunu yapan yargı.
Sadece türkü söyleyen, acılarına ağıtlar yakan, sadece ve sadece insanlık için feryat eden bir sanatçıya, Şivan Perver'e yönelik tehditler, bizatihi hıyanet, bizatihi ihanet, bizatihi faşizm değil de nedir? Bir yandan özgürlüklerin baskı altına alındığını söylüyorlar, diğer yandan sistematik şekilde hakareti, milleti, hükümeti korkutmayı bir siyaset tarzı olarak benimsiyorlar.
Eğer diktatör görmek istiyorsanız da aynaya bakın, 'Mübarek' bir yüz görmek istiyorsanız da yine gidin, aynaya bakın. Bizi bazı diktatörlere benzetenlere ben soruyorum. Defalarca seçime girdiniz, defalarca kaybettiniz, defalarca partinizin oylarını düşürdünüz, ikinci, üçüncü parti oldunuz, baraj altında kaldınız, yine de o koltuğu terk etmediniz. Mısır'ı biz mi örnek alacağız yoksa asıl siz mi örnek alacaksınız? Yapıştınız kaldınız, gidemiyorsunuz. Tunus'ta, Mısır'da 30 yıldır sıcak koltuklarından bir türlü kalkamayanlar, halkın haykırışlarıyla nihayet kalktılar. Peki siz halkın mesajını ne zaman okuyacaksınız? Siz ne zaman sandıklara kulak vereceksiniz?
'ACEMİ ELÇİLİK'
(ABD elçisi Ricciardone) Acaba anayasada medya patronlarının, medya mensuplarının dokunulmaz olduğuna dair bir hüküm var da bizim bundan haberimiz mi yok? Medya kuruluşları her şeyden muaf mıdır? Maalesef bu yaygaraya hiç üzerine vazife olmadığı halde hariçten birileri de inanıyor ve görüş bildiriyor. Türkiye'yi tanımaz, bilmez. Ne nedir? Hangi yasa var? Hiç haberi olmaz. Orada hemen bir tuzağa, tezgaha gelir, kalkar açıklama yapar. Dur ya önce bir araştır, sor nedir, yargı burada ne yapacak, hangi neticeye varacak bunu bir öğren, işte buna acemi elçilik denir.
Seçimlere 4 ay kala PKK terör örgütü ve onun uzantıları yine taşeronluk üstlenmiş durumda. Son günlerde sokakları savaş alanına çevirme gayretleri içindeler. Bunlar seçim sürecini etkilemeye, siyaseti dizayn etmeye yönelik eylemlerdir. Çünkü terör örgütünün bu eylemlerle varabileceği başka bir hedefi yok. Amaç gerilimi artırarak hükümeti zor durumda bırakmaktır. Bugün artık Kandil'deki terör örgütü ile kendisini iktidar ortağı gibi gören güç odaklarının işbirliği iddianamelerle açık ve net olarak ortaya konulmuş durumdadır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.