Salı 12.04.2011 00:00
Son Güncelleme: Salı 12.04.2011 23:30

Başbakan gurbetçilerle buluştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Strasbourg'daki Türk vatandaşlarına hitap ederken ''Sizler bizim Avrupa'daki temsilcilerimiz, Avrupa'ya açılan penceremiz oldunuz. Sizler bizim Batı'ya bakan yüzümüz, modern yönümüz oldunuz. Sizler, birileri istemese de, Avrupa Birliği'nde bizim üyelerimiz oldunuz'' dedi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu'na katılmak üzere Fransa'nın Strasbourg kentine gelen Erdoğan, Rhenus Sport'da ''Vatandaş Buluşması''na katıldı.
Başbakan Erdoğan, buradaki konuşmasında, ''kalbi gurbette çarpanın, gönlünün sılada yandığını'' ifade ederek, Türk vatandaşlarının on yıllar önce evini, barkını, toprağını, anne babasını, eş ve çocuklarını geride bırakarak gurbet ellere geldiklerini belirtti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çok zor günler geçirdiniz, zor şartlarda tutunma mücadelesi verdiniz. Sılaya hasret bir yana yabancı olmanın, Türk olmanın, Müslüman olmanın, emekçi olmanın ağırlığını yüreğinizde hissettiniz. Ekmek parası için alın teri dökerken kulağınız ana vatanda, gözünüz, gönlünüz ana vatanda, özleme, hasrete göğüs gerdiniz. Şundan lütfen emin olunuz ana vatandaki kardeşleriniz sizlerle her zaman gurur duydular. Türkiye'de kardeşleriniz sizlerin hüznünü, sevincini sizlerle birlikte paylaştılar. Sizin mutluluğunuz, bizim mutluluğumuz oldu. Gurbette sizin acınız, sılada bizim acımız oldu. Sizler bizim Avrupa'daki temsilcilerimiz, Avrupa'ya açılan penceremiz oldunuz. Sizler bizim Batı'ya bakan yüzümüz, modern yönümüz oldunuz. Sizler, birileri istemese de Avrupa Birliği'nde bizim üyelerimiz oldunuz.''
Bu nedenle gurbetçilere şükran ve minnet borçlu olduklarını dile getiren Erdoğan, ''Şunu açık açık söylüyorum; Sizler asla ve asla yalnız değilsiniz. Sizler gurbette tek başına değilsiniz, kendi kaderine terk edilmiş asla değilsiniz. Sizin arkanızda Türkiye Cumhuriyeti var kardeşlerim. Sizin arkanızda güçlü ekonomisiyle, dış politikasıyla itibarlı bir ülke var. Sizin arkanızda şanlı bir tarih, köklü bir medeniyet, zengin bir kültür var'' diye konuştu.

''BUGÜN BAMBAŞKA BİR TÜRKİYE VAR''

Gurbetteki hiçbir Türk vatandaşının boynunun bükük olmayacağını kaydeden Erdoğan, hiçbir Türk vatandaşının kendisini, ezik, ötelenmiş, itilmiş hissetmeyeceğini dile getirdi.
Erdoğan, ''Sizlerden kimliğinizi, pasaportunuzu gururla göstermenizi istiyorum. Gururla, göğsünüzü gere gere 'Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' demenizi istiyorum. Büyük bir ülkenin, bir medeniyetin mensupları olarak başı dik, alnı ak olarak bulunduğunuz her yerde öz güvenle kendinizi ifade etmenizi istiyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'den Avrupa'ya göçün 50 yıl önce başladığını anımsatarak, Türk vatandaşlarının yoksulluk, işsizlik, umutsuzluk nedeniyle gurbete sürüklendiğini söyledi.
Türkiye'nin geçmişte her zaman ekonomik krizlerle anılan bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, ''Türkiye demokrasisi yaralı bir ülke oldu, böyle anıldı. Türkiye, terörle, yoksullukla, geri kalmışlıkla, ne yazık ki bütün bu sıfatlarla anılan bir ülke oldu'' diye konuştu.
Krizlerle anılan bir ülkenin vatandaşları olarak gurbette bulunan Türk vatandaşlarının da aynı acıyı hissettiğini ifade eden Erdoğan, ''Şunu büyük bir memnuniyetle söylüyorum, o günler artık geçmişte kalmıştır. Ekonomik krizler, müdahaleler, ağır aksak işleyen demokrasi, yasaklar, yolsuzluklar artık geride kalmıştır. Bugün bambaşka bir Türkiye var'' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin bugün tüm dünyada güçlü, ekonomisiyle, aktif dış politikasıyla standartları yükselen ve demokrasisiyle farklı bir konumda olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bugün geleceğe umutla bakan, güvenle, özgüvenle bakan bir Türkiye var. Küresel finans krizi nedeniyle tüm dünyada ekonomiler daralırken bugün istikrarla büyüyen bir Türkiye var. 2010 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 8,9 oranında büyüdü. Yani Türkiye, Avrupa'da ve OECD ülkeleri içinde bir numara. Türkiye dünyada üçüncü sırada. Bildiğiniz gibi bu küresel finans krizi başladığı zaman biz şunu söylemiştik, 'Bu Türkiye'yi teğet geçecek' demiştik. Bunu söylediğimizde bazıları gülmüştü, 'Başbakan ne diyor' demişlerdi. Ve iş bitti bu defa şunu söylediler; 'Başbakan haklı çıktı' dediler. Çünkü biz yere sağlam basıyorduk, biz uçmuyorduk birileri gibi... Biz hayal üretmiyorduk, işimizi bilerek yapıyorduk. Ve bunun da neticelerini hamd olsun aldık, gördük görüyoruz.''
''ÖNCEKİLER YÖNETİCİ DEĞİL MİYDİ?''
Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'nin ekonomik verileriyle bugünkü değerlerini karşılaştırarak değerlendirmelerde bulundu.
İktidara geldiklerinde Türkiye'nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası ile borcunun oran itibariyle yüzde 73 civarındayken, bugün yüzde 45'e düştüğünü kaydeden Erdoğan, devletin borçlanma faizinin o dönemde yaklaşık yüzde 63 iken, bugün yüzde 7 civarına indiğini belirtti.
O dönemde yüzde 30 oranındaki enflasyon oranının 3,99 - 4'e düştüğünü anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bizden önceki iktidar gitti IMF'den 30 milyar dolar borç aldı. Bize 23,5 milyar dolar borçla devrettiler. Ödedik, ödedik, ödedik... Şimdi borcumuz 5,2 milyar dolar. Bitmedi... Merkez Bankamızın döviz rezervi 2002 sonu itibariyle 27 milyar dolardı. Şu anda 92 milyar dolar.
Nereden nereye geldik. Bizden öncekiler yönetici değil miydi? Yolsuzlukların olduğu bir ülkede rakamlar buraya ulaşır mı? İşte bakın nerelere geldik görüyorsunuz. Şu anda Türkiye dünyada takdirle izleniyor, parmakla gösteriliyoruz, emin adımlarla ilerliyoruz, çıtayı çok daha yükseklere çekiyoruz. Şimdi artık 4 yıl sonrasının hesabını yapmıyoruz. Artık 2023 yılının hesabınını yapıyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100 yıl dönümüne hazırlanıyoruz. Şu andaki seviyeler bize yetmez. Türkiye bunun çok daha ötesini, çok daha fazlasını hak ediyor. Şimdi hedef 2023'te 2 trilyon dolar milli gelir, bunu hedefliyoruz.''
Erdoğan, ''Biz Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da, Kafkasya ve Balkanlar'da rol kapma yarışında değiliz, çıkar peşinde hiç değiliz. Bizim tavrımız birileri gibi 'ganimet önünde harami tavrı' değildir. Tam tersine bizim tavrımız, taşıdığı büyük misyonun farkında büyük ve sorumlu devlet tavrıdır'' dedi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu'na katılmak üzere Fransa'nın Strasbourg kentine gelen Erdoğan, Rhenus Sport'da ''Vatandaş Buluşması''na katıldı.
Erdoğan, kendileri için önce insanın geldiğini belirterek, devleti önceleyen bir anlayış değil, insanı önceleyen bir anlayışa sahip olduklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Önce insan, sonra devlet... İnsan güçlü olursa devlet güçlüdür. İnsan güçlü değilse devlet güçlü değildir. Onun için de önce fert fert güçlü olacağız ve İnşallah devletimiz de daha güçlü olacak ve bu anlayışla yolumuza devam ediyoruz'' dedi.
Kendilerinin okurken kitap bulamadığını, teksir notları ile okuduklarını anlatan Erdoğan, ''Artık bizim yavrularımız okullar açılırken sıralarının üzerinde kitaplarını ücretsiz olarak bulacak. Ücretsiz olarak şu anda kitapları dağıtıyor muyuz? Dağıtıyoruz'' diye konuştu.
Kitapları zengin-fakir ayrımı yapmaksızın dağıttıklarını dile getiren Erdoğan, ''Fakat ne dediler biliyor musunuz? 'Fakire niye verdiğinizi anladık da zengine niye veriyorsunuz?' dediler. Onlara bir şey söyledim. 'Öğrencinin zengini fakiri olmaz' dedik'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 74 milyonun tamamına, artık her yönüyle, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, tarımda, enerjide ulaşır hale geldiklerini belirterek, barajlarla, köprülerle, tünellerle, sulama kanallarıyla Türkiye'yi baştan başa yeniden inşa ettiklerini ve yeniden inşa etmeye devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Artık kendi savaş gemisini inşa eden, kendi insansız uçaklarını imal eden, şu anda test uçuşlarını yapıyoruz, kendi helikopterlerini üreten, kendi silahlarını tasarlayan, tamamen Türk mühendislerinin emeğiyle uzaya göndermek üzere Göktürk uydusunu yapan bir Türkiye var. 2020'de inşallah kendi jetimizi de üretiyoruz. Onun da çalışmaları şu anda devam ediyor.''
''KARDEŞLERİMİZİN ELİNDEN TUTTUK VE TUTMAYA DEVAM EDİYORUZ''
Türk tarihine de kendilerinin sahip çıktığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye içinde dört bin vakıf eserini restore ettiklerini, bugüne kazandırdıklarını ve yarınlara taşıdıklarını söyledi.
Moğolistan'da Türklere ait ilk yazılı eserlere de kendilerinin sahip çıktığını dile getiren Erdoğan, Avrupa'daki pek çok kentte camilere, köprülere, medreselere, Osmanlı mezarlığına, türbelere de kendilerinin sahip çıktığını kaydetti.
Erdoğan, ''Kırım'da soydaşlarımıza biz sahip çıktık. Melbourne'den Toronto'ya, Bişkek'ten Viyana'ya Kırcaali'den Gümülcine'ye, Strasbourg'dan Londra'ya kadar vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın, kardeşlerimizin elinden tuttuk ve tutmaya devam ediyoruz'' dedi.
''HAKKI BİZ MÜDAFAA ETTİK, HUKUKU, ADALETİ CESARETLE BİZ SAVUNDUK''
Kızılay ile Haiti'ye, Gazze'ye, Bingazi'ye, Tokyo'ya, Şili'ye, Pakistan'a yardım eli uzattıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Libya'da kriz çıktığında hem kendi vatandaşlarımızı hem yabancı ülke vatandaşlarını biz tahliye ettik. Daha dün gece, Misrata'dan bini aşkın Mısırlıyı gemimizle aldık şu anda yolda, İskenderiye'ye taşıyoruz. Türkiye bu.
The Guardian gazetesinin muhabiri tutuklandı, biz devreye girdik. Libya'dan biz kurtardık. New York Times gazetesinin 4 muhabiri Libya'da tutuklandı, devreye girdik, tahliyelerini sağladık. Bingazi'den 321 yaralı Libyalı kardeşimizi Türkiye'ye refakatçileriyle beraber 400 küsür kişiyi biz getirdik. Şu anda İzmir Çeşme'de onlara tahsis ettiğimiz bir hastanede tedavilerini yapıyoruz.
Kabil'de, Bağdat'ta, Darfur'da, Kahire'de, Tunus'ta, Bingazi'de, Gazze ve Kudüs'te eğilmeden, bükülmeden hakkı biz müdafaa ettik, hukuku, adaleti cesaretle biz savunduk.
Bugün Anadolu'da, Trakya'da 74 milyon insanımızın, Almanya'daki, Fransa'daki vatandaşlarımızın, dünyanın dört bir yanına dağılmış soydaşlarımızın, kardeşlerimizin, 'Ben, Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyım' diyerek iftihar edeceği, pasaportunu gururla göstereceği bir Türkiye var.
Bugün artık gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen, müdahil olan, inisiyatif alan, barış için, özgürlük, demokrasi, hukuk ve adalet için mertçe mücadele veren bir Türkiye var.''
Tarihin yüklediği sorumluluktan asla kaçılamayacağını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin ''tarihe yayılan ulu bir çınar gibi'' olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları söyledi:
''O çınarın gölgesi dünyanın dört bir yanına yayılmış vatandaşlarımızı, soydaşlarımızı, kardeşlerimizi serinletmeye, onları kollamaya, korumaya yeter. Türkiye çınarının gölgesi bütün mazlumlara, bütün mağdurlara bir korunak, bir sığınak olmak için yeter. Biz diyoruz ki 'Adaletin bulunmadığı bir dünyada herkes suçludur.' İşte onun için Türkiye olarak özgürlük, barış, refah, adalet ve demokrasi için var gücümüzle çalışıyor, çabalıyoruz.
Biz Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da, Kafkasya ve Balkanlar'da rol kapma yarışında değiliz, çıkar peşinde hiç değiliz. Bizim tavrımız birileri gibi 'ganimet önünde harami tavrı' değildir. Tam tersine bizim tavrımız taşıdığı büyük misyonun farkında büyük ve sorumlu devlet tavrıdır.
Biz Libya'ya baktığında yer altı zenginliklerini, petrol kuyularını, madenleri görenlerden değiliz. Biz Libya'ya baktığımızda ortak bir tarih, ortak bir medeniyet görüyoruz. Orada kardeşlerimizi görüyoruz. İnsan olmanın gerektirdiği neyse biz onu görüyor ve ona göre tavır belirliyoruz. Biz Libya'nın yeni bir Irak, yeni bir Afganistan olmasını istemiyoruz. Biz Libya'nın toprak bütünlüğü adına, Libya'nın selameti adına orada barış ve huzur ve dayanışma arzuluyoruz. Libya'da, Kuzey Afrika'da rol kapmaya çalışanlar, şahsi hırsları için, yaklaşan seçimler için, bölgenin kaderi ile oynayanlar tarih karşısında sorumlu olurlar. Libya hiçbir ülkenin çıkar arenası olamaz. Libya Libyalılarındır. Yemen Yemenlilerindir. Bahreyn Bahreylilerindir. Cezayir Cezayirlilerindir. Fas Faslılarındır. Irak Iraklılarındır. Kimse buralar üzerinde tasarrufta bulunmasın.''

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.