Pazar 01.05.2011

Yayladağı kadar büyük mülteci hüzünleri

Spor salonundaki sığınmacıların "Ya geri gönderilirsek endişesi" yüzlerinden okunuyor. "İzin çıksa binlerce Suriyeli gelir" diyorlar

Amanos Dağları, Toroslar'ın güneydoğusunda yaman bir uç beyi gibi heybet heybet dikilir. Ol rivayet ederler ki; Amanos eteklerinde kim 'el aman' çekse, sesi uçup sarp kayalara çarpar, yankılanır, yedi iklim dört köşeden işitilir feryadı. Yine öyle oldu bak! Hatay'ın iki arpa boyu ötesinde, Yayladağı nam kasabaya komşu oturan 252 Suriyeli, ülkelerinde nicedir kol gezen ölüm, kıyım ve gazaba "aman" deyip, Amanos köylerinin anaç kollarına iltica etti. Haberi Adana'da, gece vakti aldım. "Suriye'de Esad rejiminin baskı ve zulmünden kaçan komşu ülke aileleri, Yayladağı ilçesinin kıyısından geçen tel örgüleri aştı bize sığındı" diyordu haberi ileten meslektaş. Karanlığı delen mızraklar gibi sürdü otomobili sürücü dostumuz. Gece yarısını üç beş dakika geçe Yayladağı'na ulaşmış, geçici mülteci barınağı haline getirilen spor salonu önüne varmıştık bile. Garip ve abartılı bir engelleme vardı basın mensuplarına. "Yassah hemşerim" raconlarının anlamsızlığı, geleneksel inadıma yenik düştü, içeri sızıp üstüme farz olanı yaptım, çektim bu fotoğrafları. Dahası bazı ailelerle biraz Türkçe biraz Arapça sohbetler kurup, mülteci hüzünleri derledim.
AL GÖZÜM SEYREYLE
İşte orada, taze ilticacıların ilk durağı olan Fehmi Dinçer Kapalı Spor Salonu'ndayım. Loş ışıkların ölü gözü aydınlığı fotoğraf makinelerine meşakkat çıkartsa da 'insan gözü' apaçık görüyor acının cüssesini. Pota altlarından, tribün kuytularına, soyunma odası içlerinden çıkış tünellerine kadar her bir yana oturmuş, uzanmış, uyuya kalmış zoraki konuklarımız dolu. Bunların 145'i erkek, 44'ü kadın, kalanı ise 29'u kız 61 çocukmuş öğrendim ki. En çok çocuklara gitti aklım. Çoğu el kadar bebe, sabi sübyan, dünyadan bîhaber çağdalar. Neden, nasıl ve ne kadar süreliğine burada olduklarını sorgulayacak bilince bile ulaşmamışlar henüz. Uykuya teslim olmayanları ya ana baba kucağında ya ayakuçlarında dokunsan ağlayacak hallerde şaşkın duruyorlar. Gençler muhtemel bir ölümden kıl payı kurtulmanın rehavetiyle bitişik nizam uzanmışlar duvar diplerine, gülüşüyorlar. Babalar, koca koca adamlar çaresizliğin soldurduğu bakışlarına bin anlam yükleyip sorar gibi: "Ya geri gönderilirsek, ya tutmazlarsa bizi burada?"
Binlercesi gelir...
Minik yavrularını araya alıp bir köşeye sinen Meysun ve Mahmud Zekavi adlı genç çiftle konuşuyorum:
Bütün köy geldi mi? Hayır ama Türkiye izin verirse binlerce köylümüz gelmek istiyor.
Neden kaçtınız, olaylar sadece şehirlerde. Hayır köyler ve kasabalarda da zulüm çok. Tarlalara, kahvehanelere kadar gelip "Vatan hainlerini yakacağız, boğacağız, kamyonlarla ezeceğiz" diyenler çıktı ortaya. 4 çocuk ve bazı gençlerimiz kayboldu, günlerdir haber alınamıyor onlardan. Zöhre Sinevî adlı bir başka kadının cep telefonuna yüklü görüntüleri ise dehşet verici. Diyor ki; "Seyredin, otobüs şoförünü nasıl da yakalayıp, dövüp, öldürüp, ölüsünü sokaklarda sürüklüyorlar bir bakın."
Ne suçu günahı varmış bu adamın? Soranı da öldürürler. Sanki isyan edelim diye gözümüzün önünde yapıyorlar bunları. İlçenin genç kaymakamı Tolga Polat bir yandan beni dışarıya çıkartmak için uğraşırken bir yandan da sıkıntıları anlatıyor: "Savaş Abi, kesin emri var Vali Bey'in lütfen dışarı alayım sizi."
Gece yarısı bu iş için geldim Kaymakam Bey. Çekmeden çıkmam buradan. Türkiye'nin büyüklüğünü, görsün bütün dünya bırakın da. Savaş Abi, Kızılay TIR'ları yolda. Çadırları getiriyorlar. Samandağ Şube Başkanı Habip Yapar zaten battaniye, helva, peynir, çocuklar için de mama, çocuk bezi dağıttı. Sıcak çorba da verildi. Sabahtan itibaren de sıcak yemek dağıtımı yapılacak.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.