Cuma 06.05.2011

İsrail'in Beyrut'taki kuleleri vurması Ladin'e ilham verdi

11 Eylül'de İkiz Kuleler'i vuran El Kaide lideri, 29 yıl önce Lübnan'a saldıran İsrail'den esinlendi. Bin Ladin sadece 4 katın yıkılacağını hesaplamıştı

"Yıllardan 1982'ydi. Militanlar Sovyet ordusuna saldırırken, cihat yanlılarının düşmanı İsrail başka ülkede Müslüman kanı döküyordu. İsrail ordusu, haziranda Lübnan'ı işgal ettiğinde Filistin ve Suriyeliler dâhil en az 20 bin kişinin ölümüne neden oldu. Savaşın en şiddetli yerinde Beyrut'taki kuleleri vurarak, tam 29 yıl sonra düzenlenecek dünyanın en büyük terör saldırısına "ilham" verdi. Bin Ladin, 1992'de sürgüne gönderildiği Sudan'da en "yasal" günlerini geçirdi. Adına bir banka hesabı, bir de ofis açtı. Hatta tohum ihracatı yaparak gelir sağladı ve parasını katladı. Afganistan, Cezayir, Mısır ve Suudi Arabistan'dan akın akın militan geliyordu. 1993'te ABD'ye yönelik Mogadişu ve 1995'te memleketindeki bir eylem dâhil birçok saldırıdan sorumlu tutulunca Suudi Arabistan, Bin Ladin'i vatandaşlıktan çıkardı.

TALİBAN İLE İŞBİRLİĞİ

Sudan'dan baskı gören Bin Ladin 1996'da Afganistan'a giderek hayatını değiştirecek ikinci adamla tanıştı: Molla Ömer. Taliban lideri Molla Ömer'in Bin Ladin'in hem militanlarına hem de parasına ihtiyacı vardı. El sıkıştılar ve Bin Ladin bu kez Taliban saflarına katılmak üzere Celalabad'a uçtu. Birlikte kurdukları El Kaide örgütü, önce ABD'yi ve İsrail'i düşman ilan etti. Nerede olursa olsun bu iki ülkenin binalarına saldırmak "caizdi." İlk en büyük saldırı ABD'nin Kenya ve Tanzanya'daki elçiliklerine yönelikti. 1998'deki saldırıda 224 kişi can verdi. Bosna, Cezayir, Çeçenistan dâhil birçok ülkede büyük örgütlenmeler sağladılar. Türkiye'de de sempatizân toplayıp cihada katılmalarına ön ayak oldular. El Kaide'nin eylemleri artıyor, dünya Bin Ladin'den kurtulma planları yapıyordu. Bir akşam Kandahar'daki üsse iki lüks jet indi. Birinde El Kaide liderinin üniversiteden arkadaşı Suudi İstihbarat Şefi Prens Turki el Faysal vardı; diğeri ise boştu. ABD'nin desteğini alan Prens, Taliban liderinden Bin Ladin'i istiyordu. Ömer, kendisine para dâhil birçok rüşvet veren Suudi şefe çok sinirlendi. Yanı başında duran suyu aldı ve başından aşağı boşalttı. Faysal ülkesine boş uçakla döndü. Bin Ladin bir akşamüstü altı sularında yine militan kurmaylarıyla bağdaş kurmuş oturuyordu. Bu kez yıllardan 2001; yer Afganistan'dı. Radyosunun sesini biraz daha açtı. Aynı İsrail'in Lübnan'daki büyük kuleleri vurması gibi kendisi de "büyük şeytanın" kalbine uçak saplıyordu. Binlerce kilometre uzaktaki New York kenti acı haberle şok yaşarken, militanlar çığlıklar atarak seviniyordu. Bin Ladin susturdu: "Sabırlı olun. Arkası gelecek..." Pentagon ile Beyaz Saray'a da iki uçak gönderilecekti. Mühendislik bilgisi sayesinde kulelerin nasıl zarar göreceklerini detaylarıyla belirlemişti. Hesaplara göre "en fazla 3 ya da 4 katı yıkılırdı." Ancak binalar yerle bir olunca Bin Ladin'in hayli şaşırdığı da söylentiler arasındaydı.

YİNE LÜKS EVDE

Bu saldırı sonun başlangıcı oldu. ABD birkaç hafta sonra, Ekim 2001'de Afganistan'a saldırdı. Taliban devrildi, Bin Ladin ise dağlara kaçtı. Onlarca kez öldürüldüğü söylendi. Komplo teorisyenleri, El Kaide liderinin ABD'de, Avrupa'da hatta Türkiye'de olduğunu öne sürdü. Oysa Bin Ladin o güne kadar en çok güvendiği, kendisine en çok destek veren, savaşmayı ilk öğrendiği ve en çok militan topladığı bir başka savaş yorgunu ülkede ortaya çıktı. Dağlarda değil, aynı 27 yıl önce ilk militanlarını yetiştirdiği yer gibi Pakistan'da bir villada bulundu ve 1 Mayıs'ta infaz edildi. Ölüp ölmediği daha yıllarca tartışılacak olan Bin Ladin ardında çok sayıda "uyuyan hücre" ve yerine geçmek isteyen on binlerce militan bıraktı. ABD Başkanı Obama'nın dediği gibi dünyanın daha güvenilir bir yer olup olmayacağını ise zaman gösterecek.
Abdurrahman Dilipak da aynı hastalıktan mustarip
ABD istihbaratının verdiği bilgilere göre Bin Ladin ileri derecede böbrek hastasıydı. Bir diğer önemli rahatsızlığı ise Marfan sendromuydu. Bu hastalık genellikle uzun boylu, uzun parmaklı kişilerde görülüyor. Yaklaşık 1.93 ila 1.98 metre boyundaki El Kaide liderinin kilosu 72 idi. Çok zayıftı ve vücudu kastan çok kemikliydi. Çok yaşlı olmamasına karşın bastonla yürüyordu. Parmakları çok uzundu ve de Marfan hastaları gibi başı orantısız şekilde uzundu. Türkiye'de bu hastalığın tanısı koyulan tek isimse İslamcı gazeteci Abdurrahman Dilipak.
Fetvada en çok 'Allah' dedi
Usame Bin Ladin, bugüne kadar Müslümanları cihada çağıran iki fetva yayımladı. 1996 ve 1998 yıllarında... Kullandığı kelimeler incelendiğinde; 1996'daki fetvada en çok "Allah, Müslüman, halk ve Amerikalılar" kelimelerini, iki yıl sonra yayınladığı fetvada ise "halk, savaş, düşman, savaş ve Müslümanlar" ifadelerini kullandığı anlaşıldı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.