Çarşamba 11.05.2011 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 11.05.2011 17:09

Başbakan Erdoğan: Bize temiz siyaset lazım

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Özeli olanın bizler de karşısında oluruz ama gayrı meşru olana da biz sahip çıkmayız. Onlar da milletimiz tarafından cezasını bulsun deriz, bu sandıklarda. Çünkü bize temiz siyaset lazım, adı ne olursa olsun gönder gitsin. Onlar bu millete yakışmaz, bu parlamentonun çatısı altına yakışmaz'' dedi.

Erdoğan, partisince Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Atatürk Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.
Geldikleri makamların kendilerine milletin emaneti olduğunu belirten Erdoğan, ''Siz, bizi bu makamlara, size hizmet etmek için getirdiniz. Bunun hakkını veriyorsak bizi burada tutacaksınız ama bunun hakkını vermiyorsak bizi göndereceksiniz. Bu milletin hakkı'' diye konuştu.
Demokrasinin güzelliğinin de burada olduğunu, bu ülkenin ileri demokrasiye yürüdüğünü söyleyen Erdoğan, ''İşte 12 Haziran'dan sonra ilk iş, tam manasıyla ileri demokrasinin egemen olduğu ve halkımın 'benim Anayasam' dediği bir anayasa. Bu hazırlanıyor. Daha anlaşılabilir, daha küçük bir anayasa. Öyle detay falan değil ve bu milletin anayasası olacak, darbecilerin Anayasası değil'' dedi.
Bazı siyasetçilerin yaptığı gibi koltuklara yapışıp kalmayacaklarını, bunu parti tüzüğüne de koyduklarını ifade eden Erdoğan, üç dönem üst üste milletvekili olanın, üç dönemin ardından aday olamayacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Çünkü illa hizmet için bu koltukta durmaya gerek yok. Bu millete aşkı, sevdası olan çekilir, danışmanlık da yapar, partisinde görevine de devam eder. Görevde olanlara, 'ben milletimin efendisi değil, hizmetkarıyım' der, yola devam eder. Şimdi biz bu kararın arkasındayız. Yola böyle devam edeceğiz. Çünkü birilerinin bu işe alışması lazım. Bu sözlerinin arkasında duramayanlar var. Bugüne kadar bırakın tek başına iktidar olmayı, barajın altında kaldıkları halde, o koltukları bırakamayanlar, ben gidiyorum dediği halde gidip tekrar dönenler var ama bizim kitabımızda bu yazmıyor, biz farklıyız. Farklılığımızı ortaya koymamız lazım.''
''KASET SİYASETİ...''
''Bu aralar bir şeyler çıkardılar; kaset siyaseti...'' diyen Erdoğan, CHP'nin AK Parti'yi ''kaset siyasetiyle suçlama gayreti içinde'' olduğunu söyledi. Erdoğan, AK Parti'nin kimliğine, kişiliğine hiçbir zaman bu kaset siyasetinin sığmayacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Siz kendi içinize bakın, içinizdeki hesaplaşmalara bakın. CHP'si de, MHP'si de kendi içindeki hesaplaşmaların şu anda bedelini ödüyor. Eğer böyle bir şeyin gayreti içinde olsak biz istihbaratımızı da, bununla ilgili birimleri de devreye sokmazdık. Devreye girdiler, bu yayınlar durduruldu. Yargı da bu işi takip ettiği halde buradan AK Parti'den veya bizim şahsımızla ilgili alıp veremediğiniz nedir?
Partilerin veya yönetimlerin bu tür yanlış işlemleri yapanlara karşı takınacağı tek tavır var; ihraç edersin, gönderirsin. Bu yanlışları yapanlar varsa gönder gitsin. 'Bunlar bize yakışmaz' de, gönder ama sayın Kılıçdaroğlu gönderebildin mi? Sayın Baykal ile ilgili kaset çıktığı zaman ziyaret etti, kapıdan çıkınca beraber fotoğraf verdin. 'Ben aday değilim' dedin. Ertesi gün ne oldu? Adaylığını ilan etti. Eski genel başkanınla o kasette adı geçen bayan niye aday olamadı? Ama zat, aday oldu. O erkek olduğu için ödüllendirildi. Peki bayan, o ne oldu? Kadınları savunan derneklere sesleniyorum, niye sesiniz çıkmıyor?
Sonra bunları 'özelidir' diye nitelendirmek çok çirkin. Buna özeli denilebilir mi? Gayri meşru bir olaya, 'özelidir' denilebilir mi? Özeli olanın bizler de karşısında oluruz ama gayrı meşru olana da biz sahip çıkmayız. Onlar da milletimiz tarafından cezasını bulsun deriz, bu sandıklarda. Çünkü bize temiz siyaset lazım, adı ne olursa olsun gönder gitsin. Onlar bu millete yakışmaz, bu parlamentonun çatısı altına yakışmaz. Burada durmaması lazım bunun. Çünkü bize güzel ahlak lazım. Güzel ahlak noktasında bu işi başaramayanların milletin değerlerine sahip olması mümkün mü? Ben inanıyorum ki, benim Tekirdağlı, Çorlulu kardeşim, milletim, 12 Haziran'da bunlara gereken hesabı soracaktır. Ne olacak? Birisi kaset mağduru oldu gitti, öbürü de kaset mamulü genel başkan olarak geldi. Olay bu.
Öbür tarafa bakıyorsun, MHP. O da çıkmış diyor ki, 'gök kubbeyi başına yıkacağım' diyor. Sayın Bahçeli, gök kubbeyi başa yıkmayı bırak, sen 12 Haziran sandığına bak, o sandığa bak. O sandıkta halkın neyi, kimin başına yıkacak göreceksin, kimi nasıl gömecek göreceksin.''
''BEN SİZE HAYAL VAAT ETMİYORUM, ATACAĞIMIZ ADIMI KONUŞUYORUM''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidarları döneminde bütün hastaneleri birleştirdiklerini belirterek, ''Şu anda bu ülkede sermayedar hangi hastaneye gidiyorsa, benim işçi kardeşim de o hastaneye gidebiliyor mu, memur kardeşim de gidebiliyor mu, BAĞ-KUR'lusu da gidebiliyor mu, tarım işçisi de gidebiliyor mu? Bütün ilaçlarını istediği eczaneden alabiliyor mu? Bundan daha güzel ne olabilir?'' dedi.
Erdoğan, partisince Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Atatürk Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Erdoğan, milletle aynı istikamete baktıklarını ve el ele, kol kola yürüdüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Biz, milletin içine, Çorlu'ya, Tekirdağ'a, seçimden seçime gelenlerden olmadık. Birbiriyle seçimden seçime görüşenlerden, seçimden seçime kucaklaşanlardan olmadık. Biz, her an milletimizle beraberiz, her an milletimizin içindeyiz, milletimizle bir olduk, beraber olduk, iri olduk, diri olduk. 14 Ağustos 2001'de, yeni bir sayfa açarak başladığımız yolculukta, milletimizden hiç kopmadık, milletimizden hiç ayrılmadık, size sırtımızı hiçbir zaman dönmedik. Biz gelemediysek hizmetlerimiz geldi, eserlerimiz geldi; biz gelemediysek yatırımlarımız geldi, okullarımız, hastanelerimiz, yollarımız, havaalanlarımız, umutlarımız geldi.''
81 şehirde eser üretmek, hizmet üretmek için gecelerini gündüzlerine kattıklarını belirten Erdoğan, 81 şehirle kalmadıklarını, bölgede ve dünyada Türkiye'nin sesini duyurmak, Türkiye'nin gücünü, etkisini, ağırlığını hissettirme mücadelesi verdiklerini belirten Erdoğan, ''Sizden aldığımız güçle, yetkiyle, sizlerin hayır duasıyla, bir saniyemizi bile heba etmeden, bir kuruşunuzu dahi boşa harcamadan hizmet ürettik. Rabbimize hamdolsun, çabalarımızın meyvesini alıyoruz, mücadelemizin sonuçlarını görüyoruz, milletle muhabbetimizin neticesini alıyoruz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 8,5 yılda Türkiye'ye ilkler, rekorlar, sevinçler, büyük başarılar yaşattıklarını vurgulayarak, ''Türkiye'nin daha önce hiç görmediği, hiç yaşamadığı, hiç tecrübe etmediği hisleri hep beraber yaşadık. İstikrarla, güvenle, huzurla, umutla Türkiye'yi büyüttük. Ben, bir İstanbullu olarak bu bölgeyi çok iyi bilirim, şu yolların hali böyle miydi? Uluslararası uçuş yapacak olsanız havaalanınız var mıydı? Artık havaalanınız, duble yollarınız var. Sağlık noktasında çekilen sıkıntıları sizler yaşadınız, bilirsiniz. İstanbul, yollarında değil miydiniz? Sağlık ayağınıza geldi mi?'' dedi. Bu hizmetleri de yeterli bulmadıklarını ifade eden Erdoğan, ''Engelleri aşarak, zincirleri kırarak, prangalardan kurtularak, tezgahlardan sıyrılarak bugünlere geldik'' dedi.
Tekirdağ'ın, Çorlu'nun çok büyük devlet adamları yetiştirdiğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Osmanlı döneminde büyük devlet adamlarını İstanbul'a gönderdi. Fatih'in komutanlarından Turhan oğlu Ömer Bey, Çorlulu Ahmed-i Serban, Çorlulu Ali Paşa, Namık Kemal arkalarında iz bıraktılar, eser bıraktılar ve milletin gönlünde silinmez yer edindiler. Bugün, İstanbul'da olsun, Trakya'da olsun, camileriyle, medreseleriyle, hanları, çeşmeleri, köprüleriyle her daim anılıyor, her daim dua alıyorlar. İşte bizim tek meselemiz bu. 'Bir AK Parti geldi, bu ülkede eser bıraktı, iz bıraktı, Allah onlardan razı olsun' denilsin, bu bize ziyadesiyle yeter.''

''PLANLARLA, PROJELERLE, VİZYONLA GELİYORUZ''
Çıraklık ve kalfalık eserlerini sunduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''12 Haziran'dan itibaren sizin vereceğiniz talimatla ustalık eserlerini sunmaya başlayacağız'' dedi. Projelerini açıkladıklarını, açıklamaya da devam edeceklerini belirten Erdoğan, Kanalİstanbul Projesini açıkladıklarını, İstanbul ile ilgili iki önemli projenin de tanıtımını bu sabah yaptıklarını hatırlattı. ''Avrupa yakasında bir yeni şehir, Anadolu yakasında bir şehir. Bunlarla dünyaya Türkiye çok daha farklı açılıyor'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''Karadeniz'den Marmara'ya bir kanal inşa ediyoruz, adeta bu bölgeye ikinci bir Boğaz kazandırıyoruz, size komşu olacak. Süveyş Kanalı gibi, Panama Kanalı gibi artık Kanalİstanbul da dünyanın en büyük projelerinden biri olarak tarihe geçecek ve buna mührü biz vuracağız. Kanalİstanbul Projesi, sadece İstanbul Projesi değil, aynı zamanda Trakya'nın projesi, Tekirdağ projesi, Çorlu projesi, Edirne, Kırklareli projesi... Bütün Türkiye, bölgemizdeki ülkeler, bu kanalın getireceği değişikliği yaşayacak ve bundan yararlanacak ama en çok da İstanbul ve civarındaki illerimiz, ilçelerimiz bu değişimi hissedecek.''
Trakya'yı da ciddi manada önemsediklerini ifade eden Erdoğan, ''Bu okullar onun için, bu sağlık tesisleri onun için, bu ulaşım yatırımları onun için. Havaalanından tutunuz Kapıkule'ye varıncaya kadar bunlar onun için'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ''8,5 yılda yaptıklarımıza yenilerini ekleyecek, 2023'te Türkiye'yi her alanda dünyanın ilk on ülkesi arasına sokacağız. Biz, somut hedeflerle geliyoruz; biz, planlarla, projelerle, vizyonla geliyoruz; biz, Türkiye için çok büyük hedeflerle geliyoruz. Ustalık döneminin icraatlarını da inşallah hep birlikte yaşayacağız. 12 Haziran'da 'bir kez daha istikrar' diyoruz'' dedi.
Alandakilere ''İstikrar sürsün mü?'' diye soran Erdoğan, ''evet'' yanıtı üzerine alandakilerle birlikte ''İstikrar sürsün Türkiye büyüsün. İstikrar sürsün Tekirdağ büyüsün. İstikrar sürsün Çorlu büyüsün. Türkiye hazır, hedef 2023. Tekirdağ hazır hedef 2023. Çorlu hazır hedef 2023'' dedi.
Yaptıkları bazı hizmetleri de anlatan Erdoğan, ''Eğitimde ne yaptık? 163 bin derslik yaptık 8 yılda. Kitaplar her yıl sıraların üzerine konuyor mu? Ücretsiz olarak kitaplarımızı alıyor muyuz? Biz medeniyeti eğitimle, özellikle tek yol olarak görüyoruz. İlköğretim, okul öncesi eğitim, ortaöğretim, üniversite... Bu adımları, kararlı bir şekilde biz attık'' diye konuştu.
Alanda toplananlara ''Tekirdağımızda üniversite var mıydı?'' diye soran Erdoğan, ''hayır'' yanıtı üzerine şöyle konuştu:
''Geldik, söz verdik, 2007'de Namık Kemal Üniversitesini biz Tekirdağımıza kazandırdık. 'Ben fakirim, benim imkanım yok onun için çocuklarımı okula gönderemiyorum' diyenlere sesleniyorum; engel yok. İlköğretimde erkek öğrenciye 30 lira veriyoruz, kız öğrenciye 35 lira veriyoruz, ortaöğretimde erkek öğrenciye 45 lira veriyoruz, kız öğrenciye 55 lira veriyoruz. Kaç çocuk olursa olsun ayrım yok. Para kime anneye, babaya değil. Niye? Olur ya, duman olup gider. Onun için parayı size veriyoruz 'yerini bulsun' diye. Milli Eğitim bütçesini birinci sıraya aldık, savunma bütçesini 6. sıraya kaydırdık. Niçin? Eğitime verdiğimiz önem sebebiyle ama daha da iyi olacak bunu yeterli bulmuyoruz. Üniversitede biz geldiğimizde, üniversite öğrencisine verilen burs neydi biliyor musunuz, 45 liracık. Şimdi ne veriyoruz, 240 lira veriyoruz. Ayrıca Kredi Yurtlar Kurumunda kalanlara 150 lira veriyoruz. Ne etti, toplam 390 lira.''
Sosyal güvencesi olmayan fakir ailelere erzak yardımları hariç 150 lira yardım yaptıklarını, özürlüye bakanlara asgari ücret verdiklerini anlatan Erdoğan, ''Biz, bu yola çıktık Sayın Kılıçdaroğlu, bunlardan senin haberin yok. Bunlar yapıldı mı, yapılmadı mı? Diğerleri yaptıkları şeyi konuşmuyorlar'' diye konuştu.
CHP'nin burs konusunu Anayasa Mahkemesine götürdüğünü ve belediyelerin üniversitelilere verdiği bursu kaldırttığını anımsatan Erdoğan, sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 40 bin öğrenciye verdiği bursu şimdi veremediğini söyledi. Erdoğan, ''Bunlar mı öğrencilerin yanında olan, bunlar mı gençliğin yanında olan'' dedi.
''İKİ ANAHTAR DİYORDU, GELDİ Mİ?''
Erdoğan, muhalefetin şimdi de AK Parti ne veriyorsa daha fazlasını vereceği vaadinde bulunduğunu belirterek, ''Orada da milli şef değişti, şimdi milli şef başka. Kim olduğunu anladınız değil mi? O zaman söylememize gerek yok. O da diyordu ki 'Özal ne veriyorsa ben 5 fazlasını vereceğim' diyordu, 'iki anahtar' diyordu. Birisi konuttu, birisi otomobildi. Konut geldi mi? Otomobil geldi mi? Ama AK Parti ile konut geldi'' diye konuştu.
Erdoğan, TOKİ'nin binlerce konut yaptığını, 10, 15, 20 yıl vadeyle vatandaşa faizsiz ve enflasyon farkıyla konut verdiklerini vurguladı.
AK Parti iktidarının diğer alanlarda getirdiği yeniliklerden de bahseden Erdoğan, artık okullardan kara tahtayı kaldırdıklarını, bunun yerine akıllı tahtanın geldiğini söyledi. ''Ben size hayal vaat etmiyorum, atacağımız adımı konuşuyorum'' diyen Erdoğan, bunların yürüyen proje olduğunu kaydetti.
4 yıl içinde Türkiye'nin bütün okullarına akıllı tahta geleceğinin altını çizen Erdoğan, akıllı tahtaların bilgisayar donanımlı olacağını açıkladı. Öğrencilere ücretsiz elektronik kitap vereceklerini de belirten Erdoğan, ''Amerikada Georg bu eğitim teknolojisini yakalıyor, Almanya'da Hans, Helga bunu yakalıyor da benim Çorlumda, Çerkezköyümde, Tekirdağımda Ahmedim, Mehmetim, Hasanım, Hüseyinim, Ayşem, Fatmam, Hülyam niçin yakalayamasın? Derdimiz bu. Biz, gelene kadar okullara bilişim teknolojisi sınıflarını niçin kurmadılar, biz geldik kurduk, okullara bilgisayarı kurduk'' diye konuştu.
Erdoğan, akıllı tahta ihalesinin 12 Haziran sonrası yapılacağını, bir taraftan üretimin bir taraftan montajın yapılacağını ve öğrencilere de elektronik kitapların dağıtılacağını kaydetti. Bu konuda çok heyecanlı olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Gençliği çok seviyoruz, çocuklarımız bizim yarınlarımız. Evde torunum onlarla oynadığı zaman ayrı bir neşe duyuyorum, şimdi hele ellerine bunları verdiğimiz zaman bir başka olacak'' dedi.
Sağlık alanında tam anlamıyla bir devrim yaptıklarının altını çizen Erdoğan, iktidarları öncesinde her kesimin ayrı hastanelere gittiğini anlattı. Erdoğan, 1990'lı yıllarda SSK'nın başında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bulunduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:
''Şimdi soruyorum; 8 yıl o görevde kaldı, diyebilir mi 'ben sorumlu değilim' ama ne diyor, 'bir televizyona çıkalım da konuşalım'. Sayın Kılıçdaroğlu bak, amatör küme takımıyla süper lig takımını aynı yerde oynatmazlar. Sen reklamını istiyorsan buralardan söylediklerim yeter sana reklam olarak. Sen şimdi 'hayır benim dönemimde böyle bir şey yok' diyebiliyor musun, onu söyle. Çünkü ben bunu parlamentoda önüne koydum, Meclis bütçelerinde konuşurken ben bunları anlattım. Bunları anlattığım zaman, bunlara 'hayır' diyemedin. Çünkü bunların hepsi şu anda SSK'nın kara kaplı kitabında var. Sana kadar SSK batık değildi, geldin; zarar, zarar, zarar... 8 yıl mahvettin.
SSK hastanesinde kuyruklarda az mı bekledik, ilaçlarımızı alabiliyor muyduk? Yarısı var, yarısı yok. Biz, SSK'yı, bütün hastaneleri birleştirme kararı aldık. CHP, bunu da 'Anayasa Mahkemesine götüreceğim' dedi. Tutturdu 'SSK, işçinindir' dedi. Biz hastaneleri birleştirdiğimiz zaman benim işçi kardeşim bir tane hastaneden hizmet almayacak, 10 tane hastaneden alacak, istediği hastaneye gidecek. Yani şu anda bu ülkede sermayedar hangi hastaneye gidiyorsa, benim işçi kardeşim de o hastaneye gidebiliyor mu, memur kardeşim de gidebiliyor mu, BAĞ-KUR'lusu da gidebiliyor mu, tarım işçisi de gidebiliyor mu? Daha güzel ne olur? Bütün ilaçlarını istediği eczaneden alabiliyor mu? Bundan daha güzel ne olabilir? İşte biz bunu getirdik yani insan öncelikli bakış budur. Devlet, insanının hizmetkarı oldu.''

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.