Son Güncelleme: Pazartesi 30.01.2012 10:29
BDP'liler sonunda bunu da istedi
Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi'nin iki gün süren Ara Genel Kurul toplantısı sona erdi. Toplantının sonuç bildirgesinde Abdullah Öcalan'ın özgürce siyaset yapabilmesi istendi
Aysel Tuğluk'un okuduğu bildirgede AK Parti hükümetinin iktidara geldiğinden bugüne, demokratik, sivil, özgürlükçü bir politika izleyeceği taahhüdünde bulunduğunu, ancak 10 yıllık uygulamaları ile 80 yıllık Kemalist Cumhuriyetin uygulamaları arasında özü itibarıyla Kürt halkı açısından değişen hiçbir şey olmadığını iddia etti.
'Öcalan özgürce siyaset yapabilmeli'
Tuğluk, AK Parti'nin açılımı ve Kürt halkına yaklaşımının yalan rüzgarı üzerine kurulu olduğunun anlaşıldığını savunarak konuşmasına şöyle devam etti: "Bir kez daha hükümetin ve demokratik kamuoyunun bilmesini isteriz ki, Kürt halkı siyasetçileriyle, kurumlarıyla hiçbir değerine karşı ve halkın temel değerlerine karşı asla sırtını dönmeyecektir. Şeyh Said, Seyit Rıza, Melle Mustafa, Kadı Mıhammed neyse, sayın Öcalan da halkımız için odur. Müzekerelerin başarıyla sürdürülebilmesi ve sonuç alınabilmesi için Öcalan'ın müzakereye katkı sunabileceği olanaklara sahip olmalı ve özgürce siyaset yapabilmesinin koşulları yaratılmalıdır."
'Demokratik Türkiye, özerk Kürdistan'
Tuğluk, DTK olarak Kürt sorunu, Kürt halkının millet olarak haklarını kullanamaması sorunu olarak gördüklerini belirternek, şöyle dedi: "Bu doğrultuda aynı zamanda bir anayasa sorunudur. Çözümü de anayasal olmalıdır. 21'inci Yüzyılda 12 Eylül rejiminin dayattığı anayasayla yürünemeyeceği açıktır. Bununla birlikte anayasa yapım süreci ve nihayetinde yeni anayasa Kürt sonunun çözümüne katkı sunmalıdır. Sorunun çözümü bir başka anayasa yapım çalışmasına ertelenmemelidir. Bu itibarla da Kürt halkının yeni bir başlangıç ve birlikte yaşamak için ve akan kanın durması için yeni bir toplumsal sözleşme olacak anayasa yapım sürecinde yer almak istiyoruz. Her şeyden önce yeni anayasa Kürtlerin kendi coğrafyasında dilini, kimliğini, kültürünü özgürce yaşayıp geliştirebileceği, gelecek nesillere aktarabileceği anayasal güvenceye bağlanmalıdır. Bu itibarla siyasi statü olarak demokratik özerklik çözüm modeli kongremiz zaten ortaya koymuştu. Herkes çok iyi bilmeli ki, Kürtler dilsiz, kimliksiz ve statüsüz bir birlikte yaşamayı reddetmektedir. Ve bu dayatma köleliğin sürdürülmesi dayatması anlamına gelmektedir. Birlikte yaşam önerimiz ve arzumuz 'demokratik Türkiye, özerk Kürdistan' şeklinde formüle edilmiştir. Şüphesiz ki, bölgesel yönetim sadece biz Kürtler için değil, Türkiye'nin tamamı için önerdiğimiz idari ve siyasi bir yönetim modelidir"
EN SON HABERLER
- 1 SON DAKİKA | Dışişleri'nden İsrail'e Refah uyarısı: Tüm dünyayı etkiler
- 2 Yargıtay’da başkanlık çıkmazı... Seçimlerde 33 tur geride kaldı
- 3 AK Parti İstanbul Gençlik Kolları ve üniversite öğrencileri Filistin’e destek için yürüdü
- 4 İZSU’da 40 kişi işten çıkarıldı
- 5 DHKP-C hükümlü avukattan mahkeme başkanına skandal tehdit
- 6 KADEM’den o habere tepki: Apaçık bir iftira ve gerçeklik payı yok
- 7 AK Parti İzmir Gençlik Kolları Üniversiteler Teşkilatı'ndan İsrail protestosu
- 8 İzmir Büyükşehir’de gündem işten çıkarma! Sendika masaya yumruğunu vurdu
- 9 CHP’li Başkanın mumu çabuk söndü! İşte skandal akraba atamasının belgesi
- 10 Şanlıurfa’da terör operasyonu: 17 gözaltı