'İçişlerinde gözümüz yok'

Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM grup toplantısında Türkiye'yi içişlerine karışmakla suçlayan Irak Başbakanı Nuri el Maliki'ye ikinci kez yanıt vererek "Kimsenin içişlerinde gözümüz yok, bizim işimiz bize yeter" açıklaması yaptı. "Uludere talimatı Erdoğan'dan" diyen BDP Genel Başkanı Demirtaş ve bu iddiayı sürdüren CHP Genel Başkanı Kılıçdarroğlu'na da sert bir üslupla çıkışan Erdoğan, Demirtaş için "Bu tarz siyaset seviyesiz, ahlaksız siyasettir" ifadelerini kullandı. "Lokomotif BDP, vagonu da CHP imiş" diyen Erdoğan, CHP'de yaşanan parti içi tartışmalara, "Kusura bakmayın Sayın Kılıçdaroğlu biz söyleyeceğimizi zamanında söyledik. Manşetle gelen, manşetle gider. Ayak oyunlarıyla gelen, ayak oyunlarıyla gider" yorumu yaptı. Erdoğan'ın mesajları şöyle:
"TARAFSIZIZ" MESAJI
(Maliki'ye yanıt) Biz bölge ülkelerindeki siyasi iktidar mücadelelerinin, siyasi çekişmelerin tarafı elbette değiliz, olamayız. Ancak bölge halklarının hak ve hukukun, bölgesel huzur ve istikrarın tarafıyız ve insaniyet namına sorumluluklarını da üzerimizden atamayız. Etnik kökenine, dinine, mezhebine, derisinin rengine bakmaksızın, biz bölgede akan kanın durmasını, ölümlerin, katliamların artık son bulmasını istiyoruz. Türkiye hiçbir mezhebin karşısında da değildir, arkasında da değildir. Mezhep çatışması üzerinden güç devşirmenin ucuz hesapların içinde hiç değildir. Kimsenin içişlerinde gözümüz yok bizim işimiz bize yeter. Herkes, bölgedeki her ülke, Türkiye'den emin olsun.
BDP Genel Başkanı Demirtaş, hiçbir mesnedi, dayanağı olmayan, hiçbir belgeye hatta bilgiye dayanmayan bir iddia ortaya attı. Güya Uludere'de operasyon bana sorulmuş, '50 kişilik grup var, içlerinde sivil var, ne yapalım?' diye sormuşlar. Ben de BDP Genel Başkanı'nın o çirkin iddiasıyla söylüyorum 'neye mal olursa olsun vurun' demişim. İşte bu tarz siyaset seviyesiz siyasettir, ahlaksız siyasettir. Bunlar, her zaman söylüyorum ya, 5 koyunu ellerine ver güdemezler, kaybedip dönerler veyahut da tenha bir yerde kesip kebap yapma yoluna giderler.
Bu iddianın içinde cahillik, tecrübesizlik, husumet, şark kurnazlığı, ama daha vahimi maalesef siyasi ahlaksızlık var. Böyle bir hezeyanı gündeme getirmek, sadece ve sadece acziyettir. Siyaset, muhalefet üretemeyenler işte böyle acziyet üretirler, ürettikleri acziyetten çare umarlar ve o acziyetin altında kalırlar.
Biz güvenlik güçlerimize genel çerçevede yetki veririz. O genel çerçeve içerisinde de güvenlik güçlerimiz ama TSK ama Emniyet yetkisini kullanır. Gerekirse bazı konularda yine bize danışabilirler, sorabilirler.
Biz sizi siyasette muhatap aldık. Ama siz dağa sormadan, İmralı'dan haber gelmeden hiçbir zaman adım atamadınız. Sizin iradeniz yok, karar verme yetkisiniz yok. 'Biz, özellikle terör örgütüyle mücadele, siyasi temsilcileriyle de müzakere ederiz' demiştim. Ben bu sözümün yine arkasındayım. Ama bu çerçeveyi iyi korumaları lazım.
CHP Genel Başkanı da, BDP'nin bu ahlak dışı iftirasına sahip çıkmıştır. Ben seçim öncesinde CHP'nin lokomotif, BDP'nin de onun vagonu olduğunu söylemiştim. Sözümü geri alıyorum; meğer lokomotifi BDP, vagonu da CHP imiş. Bu tren artık nereye gider, hangi istasyona gider, onu da milletimin takdirine ve muhayyilesine sevk ediyorum.
Anadolu'da çok güzel bir söz var; 'Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.' İşte CHP'de o ah, aheste aheste çıkıyor. CHP Genel Başkanı, partisinin içindeki sıkıntıları aşmak için, güya gündemi değiştirmek için akla ziyan açıklamalar yapıyor. BDP'nin ipine sarılıyor.
Manşetle gelen, manşetle gider. Ayak oyunlarıyla gelen, ayak oyunlarıyla gider. İşte bir CD olayı, 'ben aday değilim' diye genel başkanını ziyaret et, çıkınca o açıklamayı yap, ertesi gün de hemen aday oluver. Ama biz Sayın Kılıçdaroğlu'ndan son derece memnunuz.
BAŞBAKANLIK ESKİ DANIŞMANI YALANLADI
Başbakanlık eski Basın Müşaviri Ahmet Takan'ın Yeniçağ gazetesinde yer alan Nazlı Ilıcak'a ilişkin iddiasını başbakanlık yalanladı. Başbakanlık Basın Merkezi'nin sitesinde yer alan açıklamada "Yazıda Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sarf ettiği ileri sürülen sözlerin ve de sergilediği iddia edilen tavırların hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Tümüyle hayal ürünü; dolayısıyla hilaf-ı hakikat olan söz konusu ifade ve tavırların Sayın Başbakanımıza atfedilmesi esef vericidir" denildi. Takan'ın yazısında, Ilıcak'ın, eski eşi AK Parti eski milletvekili Emin Şirin'in bakan yapılması için 2002'de Erdoğan'a mektup verdiği, Erdoğan'ın ise danışmanlarına "bu kadını benden uzak tutun" talimatı verdiği iddia edilmişti.
BAŞOĞLU MESAJI
Başbakan Tayyip Erdoğan Türk sağlık sektöründe sendikacılık hareketini ilk başlatan isim olan eski milletvekili ve Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Onursal Genel Başkanı Mustafa Başoğlu'nun vefatı üzerine şu mesajı yayınladı: "Sendikacılığımızın duayen ismi Sayın Mustafa Başoğlu'nun vefatını teessürle öğrendim. Sayın Başoğlu, 50 yıl boyunca sürdürdüğü Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanlığı görevi sırasında her zaman emekten, emekçiden, demokrasiden taraf olmuş, demokrasimizin sınavdan geçtiği zor günlerde onurlu bir duruş sergilemiştir. Merhum Mustafa Başoğlu'na Allah'tan rahmet diliyor, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı ve sabır niyaz ediyorum." Başoğlu'nun naaşı bugün Hacı Bayram Camisi'nde kılınacak cenaze namazından sonra toprağa verilecek.
FRANSIZ SENATÖRLERE TEŞEKKÜR ETTİ
Başbakan Tayyip Erdoğan, Fransa Senatosu'nun kararının iptali için Fransa Anayasa Konseyi'ne yapılan başvuru hatırlatılınca şunları söyledi: "İmzaları koyan gerek Fransız senatörlere, gerek milletvekillerine özellikle Tayyip Erdoğan olarak milletim adına kalbi şükranlarımızı ifade ediyoruz. Çünkü Fransa'daki siyasetçilere yakışan buydu, olması gerekeni yaptıklarına inanıyorum. Verilecek bir kararla bu hakka uygun olmayan, hakikate uygun olmayan süreç, Fransa'nın değerleriyle ters düşen süreç tekrar Fransa'nın değerleriyle uygun hale gelir diye düşünüyorum."
ANKARA