Çarşamba 08.02.2012 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 08.02.2012 18:06

MİT'in ifadeye davetini yorumladılar

Sabah gazetesi yazarları, kafaları karıştıran savcının sürpriz davetini yorumladı.

Hakan HASTAOĞLU - Sabah.com.tr
Terör örgütü KCK soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkaya'nın MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'i şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırması herkesi şaşırttı. Davetin başsavcı ve vekilinin daha haberi olmadan basına sızması ve bugün de savcıyla birlikte KCK soruşturmasında faaliyet gösteren emniyet müdürlerinin de görevden alınması kafaları iyice karıştırdı.
Taşları yerinden oynatan gelişmeleri Sabah gazetesi yazarları Sabah.com.tr için değerlendirdi.
"ASKERİ VE YARGISAL VESAYETİN KALKTIĞI YANILGISI…"
Mehmet BARLAS
AK Parti'nin devleti yeniden yapılandırma ve derin devleti şeffaflaştırma konusundaki girişimleri anlaşılıyor ki henüz yolun ortasında. Devleti temsil eden birden fazla güçler var. Bu bakımdan AK Parti'nin yaptıklarını yeterli görüp radikal bir anayasa değişikliğine gitmemesi siyasi hata olacaktır. Askeri ve yargısal vesayetin kalktığı yanılgısı AK Parti'yi reform yolundan saptırmamalı. Türkiye Cumhuriyeti'nin gerçekten demokratik, şeffaf ve hukukun üstün olduğu bir modele bir an önce kavuşması için partiler arası uzlaşma ve yeni anayasa için birleşme şarttır.
NAHOŞ OLDU
Emre AKÖZ

Ya burada bir acemilik var ya da bilek güreşi var. Fevkalade önemli, çok boyutlu görevi olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a üstleri başsavcı ve başsavcı vekiline haber vermeden, telefon ederek 'Gel sen Perşembe günü de, ben seni sorgulayayım' demek biraz tuhaf. Bu tuhaflığı nasıl açıklamak lazım? Bir yandan "kendini işine kaptırıp biraz da acemilik ederek görevini iyi yapma çabasını abarttı mı acaba" diye düşünüyor insan. Bir yandan da, "Biz savcıyız, herkesi sorgularız" gibi bir yaklaşım mı var? Ben dokunulmazlığı olan kişiler hariç herkesin yargıya açık olması gerektiğini düşünüyorum. Herkes yargılanır. Fakat burada bin tane yol var, KCK konusunda Hakan Fidan'ın bilgisine başvurulmak isteniyorsa çeşitli yöntemler var. Fazla duyurmadan da bu işler yapılır. Ama bu haliyle biraz nahoş oldu. Şu anda kamuoyunda da "Bu bir İsrail operasyonu mu" diye kuşku doğdu. Yabancı devletlerin en ufak müdahalesi olmasa bile insanlarda böyle bir düşünce uyanıyor. Buna izin vermemek lazım, bazı soruşturmalar sessiz sedasız yürütülebilir. Emniyet müdürlerinin görevden alınması da bağlı bir olay. Onlar birlikte çalışıyordu, yargıdan böyle bir tavır gelince, bu sefer de yürütme kendi tavrını gösterdi.
Siz Hakan Fidan'ı KCK ve Oslo görüşmeleri diye isimlendirilen PKK görüşmeleriyle ilgili ifadeye çağırırsanız, o adam da bir daha görüşmeye gitmez. Devlet görevlendirdiği adama kazık atmış gibi oluyor. Devletin bir kesimi, bir kesimine kazık atmış gibi hissediyor insanlar.
Uludere faciasıyla birlikte bir süreç başladı. Benim gördüğüm kadarıyla Türk Silahlı Kuvvetler yönetimiyle hükümet büyük bir saldırı altında. Burada yabancı parmağı olduğunu düşünüyorum. Çok zor durumda kalan PKK, Uludere olayıyla birlikte rahat bir nefes aldı. Operasyonlar yok denecek kadar azaldı. Sen "KCK operasyonu yapıyorum" diyorsun ama bu süreci yönlendirecek isimlerden biri olan MİT müsteşarını pasifize etmeye kalkıyorsun.
BİR TELEFON DAVETİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Okan MÜDERRİSOĞLU/Ankara Temsilcisi

MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'in, özel yetkili savcılık tarafından ifade vermeye davet edilmesi gerçekten kritik bir gelişme… Bence olayın şu yönleri dikkate değer:
1- Bir süredir Ankara'da "Özel Yetkili Mahkemelerin" çalışma tarzı ve yetki kullanım biçimleri üzerine çalışma sürdürülüyor. Bu nedenle yargının kurumsal refleksi göz ardı edilmemeli.
2- KCK açısından bakıldığında… Terörü sonlandırma, siyasi kanalları açık tutma adına 3 yıl önce yapılan tercihlerin, bugün gelinen noktada fay hatlarını tetiklediği görülüyor. KCK'nın iç bünyesine giren, demokratik açıdan ehlileştirmeye çalışan farklı kademelerdeki devlet görevlilerinin akıbeti tartışılıyor aslında.
3- Türkiye'nin "İran politikasında kırılma!" yaşanıyor. Türk istihbarat yönetiminin Ortadoğu'ya ilişkin genel yaklaşımı ile bundan rahatsızlık duyan üçüncü ülkelerin istihbarat örgütleri üzerinden yürütülen operasyonlara bakma ihtiyacı doğuyor. Bu süreç, İran'ın vurulması senaryolarını da ilgilendiriyor.
4- Ve son husus… Bir istihbarat kuruluşu veya "gizli görev" verilen devlet yetkilileri en geniş çerçevede hareket etmek zorundadır. "Devlet için çalışan" insanları, "devletin varlığına karşı faaliyet içinde" gibi algılamak "beka sorununa" dönüşebilir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.