Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, MİT mensuplarının ifadeye çağrılması ve soruşturmayı yürüten savcının görevden el çektirilmesiyle ilgili "Burada yanlış yorumdan kaynaklanan sonuçlar ortaya çıkıyor. Terörün içine sızmış kişileri terörle işbirliği yapmış olarak görmek kadar bir büyük yorum hatası olamaz" açıklaması yaptı. Kanal 7'de yayımlanan Başkent Kulisi programına katılan Bozdağ, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı MİT mensuplarının KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılmasıyla ilgili sorular üzerine şu mesajları verdi:
YORUM MU YASA MI?
Yorumların kanunun yerine geçtiği bir olay gibi gözüküyor. MİT'in terör örgütlerinin faaliyetlerini takibe alması ve bilgi toplaması görev gereğidir. 'Ben sizin içinize girdim' demeden, örgüt üyeliği suçunu işlemeden örgütün içine girilmesi mümkün değil.
Milli İstihbarat'ın terör örgütü içine sızmalarına baktığınızda, karşıdakilerin güvenini kazanmak için de bazı şeyler yapması gerekir ama burada önemli olan şu, bu yaptığı şeylerin ülkenin aleyhine sonuçlar doğurmaması. Askerimize, polisimize kurşun sıkılmaması, canlı bomba eylemlerinin yapılmaması... Bunlar zaten yok.
Bunların içerisine girdiğinde bir takım kanunların suç olarak tanımladığı bazı fiilleri işlemeden bunların yapılma imkanı yok. Onun için MİT Kanunu var. Bunların görevi sırasında yaptıkları bir takım eylemler olursa, onu da Başbakanın iznine bağlıyor.
Siz soruşturmayı yürüten kişi olarak, MİT mensubuysa bununla ilgili bilgileri alman, sorman gereken yerler var. Ama burada, soruşturmanın seyrine baktığınızda böylesi bir ayrıma gidilmediğini çok açık, net görüyor insanlar. Soruşturmayı yürütenler yorum noktasında farklı bir değerlendirmeye tabi tuttuklarını düşünüyorum çünkü 250. maddeyi siz eğer çok geniş yorumlarsanız, MİT Kanunu'nu bu madde ile birlikte değerlendirmezseniz o zaman bu ince ayrımları yapma imkanı ortadan kalkar. Bence kanunla değil, yorumla bir suç iddiası var gibi geliyor. Terörün içine sızmış kişileri terörle işbirliği yapmış olarak görmek kadar bir büyük yorum hatası olamaz.
(KCK yapılanmasının MİT gözetiminde tamamlandığı iddiası) MİT istihbarat toplamak ve ilgili yerlere bildirmekle görevli, eylem olurken doğrudan müdahale etme görevi yok. Aksi halde ilgili kişi deşifre olup ve tasfiye edilir. Deşifre olduğu zaman hayatıyla ödemesi gereken bir bedel var ortada. Bu görevi yapanlar, büyük bir fedakarlık gösteriyorlar ülkeleri, vatanları, insanları için.
Bakıyorsunuz bir canlı bomba yakalanıyor, cephane evler basılıyor. Sokakta gezen polis 'şurada bir şey vardı, ben bir bakayım' deyince mi oluyor bunlar? Hayır, bu bir istihbaratın sonucu. Yani buradaki durum elmayla armudu birbirine karıştırmak.
Bu soruşturma kapsamında yapılan usul hataları, KCK kapsamında, belki de PKK'nın da içerisinde pek çok istihbarat görevlisinin deşifre olması sonucunu maalesef doğurdu. Oraya yıllarca emek verilerek girilmiş, nüfuz edilmiş yapılar, çünkü şüphelenilen kişiler belli, onlarla irtibatlı olan kişiler... Bir bakıyorsunuz bu fayda mı, zarar mı doğuruyor? Bu maalesef usul hataları, yanlış bir değerlendirme, yorum nedeniyle.
Yanlış bir hukuki yorum, yanlış bir takım değerlendirmeler var. Bu yanlışlar karşısında kimse seyirci kalmaz. Yasama organı bir madde çıkarmış, gaye belli ama uygulayıcılar sizin hiç murat etmediğiniz şekil ve yöntemde o yasayı yorumluyor ve uyguluyorlarsa o zaman yasama organı yanlış yorumu ortadan kaldıracak bir yasal düzenleme yapabilir.
(
Savcıya soruşturma açılır mı?) Savcıya dosyadan el çektirilmesi yargının içinde, idari bir tasarruf. O bizim işimiz değil. Yargının kendi içerisinde yapacağı bir tasarruf. Önemli olan bunların kasten yapılmamış olmasıdır.
Biz bu ülkenin güvenliğine her zaman sahip çıkacağız. Yanlış yapana en önce cezayı soruşturma izni vererek Başbakan keser.
(Başbuğ'a tutuklama kararı verilirken hükümet neden sahip çıkmadı?) İki şeyi birbirinden ayırmak lazım. Orada görev tanımı içinde olmayan isnatlar var. Buradaki olay iki kanunun yanlış değerlendirilmesinden kaynaklanan bir durum. CMK 250'den dava açılması, herkesin aynı fiili işlediği gerekçesiyle soruşturulduğu anlamına gelmez.