Pazartesi 20.02.2012 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 20.02.2012 09:37

2014'ü dizayn etmek isteyenler kim?

Günlerdir tartışılan MİT krizinin arka planını ANAR Genel Müdürü Dr. İbrahim Uslu değerlendirdi.

İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu üst düzey istihbaratçıları şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırması ülkede adeta bir depremi tetikledi. Önce soruşturmayı başlatan savcı Sadrettin Sarıkaya'ya soruşturmadan el çektirildi ve İstanbul emniyetinde adeta tasfiye operasyonları yapıldı, ardından da MİT kanununda değişikliğe gidilerek teşkilat mensuplarına soruşturma açılması için Başbakan Erdoğan'dan izin alınması şartı getirildi. Buzdağının görünmeyen kısmında Fethullah Gülen Hareketi kastedilerek yapılan 'cemaat-AK Parti çekişmesi' yorumları tüm haftanın en çok tartışılan meselesi oldu.
Bu baş döndüren süreci siyasal araştırmalarıyla tanınan Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi (ANAR) Genel Müdürü Dr. İbrahim Uslu Akşam gazetesinden Şenay Yıldız'a değerlendirdi. ANAR, AK Parti'ye her ay düzenli olarak kamuoyu araştırmaları sunan bir araştırma şirketi.
- Siz düzenli nabız yokluyorsunuz. Oslo süreci ortaya çıktığında tepki oldu mu?
Seçmenin büyük çoğunluğu yüzde 65'ler civarında 'Evet, devlet bu tarz görüşmeler yapmalıdır' dedi. AK Parti seçmeni değil sadece diğer partilerin seçmenleri de böyle dedi. Seçmen bu meselenin çözümünde başka yol olmadığının farkında. Karşı çıkanlar yüzde 30 civarindaydı ama zaten hiçbir olayda yüzde 100 destek hatırlamıyorum ben.
- MİT olayını ölçebildiniz mi?
Ay sonunda bakacağız. Sıcağı sıcağına bakmak yanıltıcı oluyor. Çünkü seçmen bir olayın etkisiyle ilk etapta şok ve sapma gösteriyor. Ama biliyoruz ki bu daha sonra normalleşecek. Bu sapmaya göre değerlendirme yaparsanız, yanlış reaksiyon verirsiniz. Bu nedenle, her zaman olayın üzerinden zaman geçmesini ve seçmen kanaatlerinin kristalleşmesini bekleriz.
BAŞBAKAN ADAM HARCAMAZ
- Başbakan Erdoğan'ın Hakan Fidan'ı bu kadar korumasının sebebi nedir?

Başbakan Erdoğan Hakan Fidan'ı korumuyor aslında. Kendisiyle çalışan ve kendisinin direktifleri doğrultusunda iş yapan herkesi koruyor. Başbakan sadece Hakan Fidan'ı değil; kendisinin talimatları doğrultusunda çalışan hiçbir çalışma arkadaşını 'Birileri istedi' diye kurban vermez. Bu Başbakan'ın en bilinen özelliklerinden biri. 'Adam harcamaz' diye bilinir.
- Hakan Fidan meselesi değil yani...
Bu aslında doğrudan Sayın Başbakan'a saldırı diye düşünüldü. Bence de sadece Hakan Fidan ve MİT'le sınırlı bir durum değil. Bu, Türkiye'nin güç dengeleri ve tüm politikalarını tehdit eden bir saldırıydı. Hükümet de sadece bir bürokratı korumak için bu kadar titiz davranmıyor; kendi politikalarını, devlet politikalarını korumak adına böyle davranıyor. Burada Kürt meselesinin de ötesinde topyekun başka bir saldırı var bence.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.