Terör örgütüne sesinizi yükseltin

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca Mardin Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen "Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar" programına katıldı. Etkinliğin Mardin'de kutlanmasının güne ayrı bir anlam kattığını belirten Erdoğan, "Mardin tarih şehridir, bilim şehridir, kardeşlik şehridir, çilekeş, onurlu, dirayetli, yürekli Anadolu kadınlarının şehridir" dedi. Başbakan Erdoğan, "Bu yıl, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Van'ın depremzede kadınları, Uludere'de evlatlarını, çocuklarını, eşlerini kaybetmiş kadınlar, büyük acılarla zaferi elde eden Kuzey Afrika'nın, Fas'ın, Tunus'un, Cezayir'in, Libya'nın ve Mısır'ın kadınları bu 8 Mart'ta hatırlanmayı, anılmayı fazlasıyla hak ediyorlar" dedi. Suriye, ırak, Somali ve Filistin'li kadınlara Mardin'den dayanışma mesajı gönderen Erdoğan, Fransa'yı da şu sözlerle eleştirdi: "Hiç kuşkusuz cinsiyet ayrımcılığı en az ırkçılık kadar kötü, en az ırkçılık kadar insanlık dışıdır. Fransa, 'göçmenleri ülkemizde atacağız' diyor. Hani Avrupa Birliği'nde böyle bir şey yoktu? Bunların sözüne güven olmaz, bunlara inanılmaz. Bunlarda insanın değeri, sıfatı göçmendir, ne olursa olsun. Ama bizde insandır, biz böyle biliriz."

13 YAŞINDA KOPARILIYOR
Kadınların kendi meselelerine sahip çıktığında, insaf, vicdan, inanç sahibi erkekleri daima yanlarında bulacaklarından hiç şüphelerinin olmamasını isteyen Erdoğan, Türkiye'de yaşanan terörün sona erdirilmesinde de kadınlara çok büyük görevler düştüğünü vurguladı. Aralıkta güvenlik güçlerinin Cudi Dağı'ndaki bir operasyonunu anımsatan Erdoğan, mağaralardan çıkan gençlerin 13 yaşında annelerinden babalarından koparılıp, çalınıp dağa çıkarıldıklarının anlaşıldığını vurguladı. Yaşananların bir anne için, bir baba için katlanılması zor hadiseler olduğunu vurgulayan Erdoğan, "13 yaşındaki çocuğunu dağa kaptıran, o acımasız mağaralara kaptıran, 5 yıl boyunca hiçbir haber alamayan annenin yaşadığı acı, dağlar kadar büyük bir acıdır. Onun için anneler bu meseleye el koymak, işte bu vahşice katliamlar nedeniyle anneler çocuklarına sahip çıkmak, çocuklarını terörün kıskacından çekip almak zorundadır" dedi. Başbakan Erdoğan, 29 Ekim 2011'de Bingöl şehir merkezinde canlı bombanın üzerine atlayarak, çocuklarının hayatını kurtarmak isterken kendi hayatını kaybeden Hatice Belgin'in ismini özellikle anarak, "Allah cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın diyorum. O cesaret, kahramanlık, sıcak, şefkat dolayı annelik hissiyatıyla dolu yüreğinden dolayı hürmetle yad ediyorum. Merhum Hatice Belgin çocuklarını korumak için nasıl canlı bombanın üzerine atladıysa, çocuğu dağda olan annelerin de artık aynı hissiyatla terör örgütüne seslerini yükseltmelerini istiyorum. Bugün artık Kürt kökenli annelerin de kadınların da erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini istiyor ve arzuluyorum. 'Çekin elinizi artık çocuklarımızın üzerinden' demelerini bekliyoruz" diye konuştu. 13 yaşındaki çocukların eline silah verilerek ölmeye ve öldürmeye gönderildiğni belirten Erdoğan şunları söyledi: "Kendi içinde alçakça, vahşice infazlar gerçekleştiren çocukların gözünün önünde anne öldüren, karnında bebeğiyle umut dolu anne katleden bir örgüt artık bu topraklardan silinip gitmek zorundadır. Bu toprakların kendine yakışanı yapacağına, fitneye, öldürmeye, teröre karşı artık tek yürek halinde dur diyeceğine gönülden inanıyorum" dedi.
İMAM HATİP SAYISI ARTACAK
Erdoğan, TOKİ tarafından tamamlanan 38 tesisin toplu açılış töreninde ise muhalefete yüklendi. 4+4+4 sistemiyle ilgili olarak CHP'yi eleştiren Erdoğan, "CHP' komisyonda 4+4+4 sistemine tepki olarak 12 saat konuşuyor. Eğitimden haberi yok, "Engelleyebilir miyim" diye övünüyor. Asla engelleyemeyeceksiniz. Komisyon gerekirse her gün çalışacak. Niye? Çünkü biz yüzde 50'nin yetkisini aldık. Bu halkı size mahkum edecek değiliz. Zira 4 +4+4 bugünün değil, yılların işi. Bu çalışma alınan hakların iade edilmesidir. Meslek liselerine ağırlık vereceğiz. Buraların da imam hatip liselerinin de sayısı artacak" dedi. BDP'yi de eleştiren Erdoğan "Uludere meselesinin siyasi vampirlere malzeme olmasına müsaade etmeyiz" diyerek şunları söyledi: Terör örgütünün gölgesinde siyaset yapan bir parti var. Yeri geldiğinde kadına şiddete karşı sesini yükselten o parti, Hatice Belgin için neden sesini çıkaramadı? Batman'da karnında bebeğiyle şehit olan Mizgin Doru için bir şey diyemediler. Diyarbakır'da işkence edilerek öldürülen 4 kadın terörist için ağızlarını bile açamadılar. Bunlar kadıların yoksulluğunu, gözyaşını istismar vesilesi görüyor."