12 Eylül günlükleri çalındı

Ulu, işyerine giren hırsızların 150 yıllık antika saatlere dokunmadan içinde önemli belgelerin bulunduğu bilgisayar ve bir kamerayı çalmasının düşündücü olduğunu söyledi. Geçtiğimiz günlerde davaya bakan savcılara seslenen ve elindeki binlerce sayfadan oluşan belgeleri mahkemeye delil olarak verebileceğini belirten Ulu, "Bu işin ucu nereye varır bilemiyorum. Bekleyip göreceğiz. Şayet bu bu hırsızlık hadisesi delillerin karartılması için yapılmışsa çok üzücü bir durum. Çünkü 4 Nisan'da başlayacak 12 Eylül davasına mahkemeye verdiğimiz ve vereceğimiz belgeler bu bilgisayarda kayıtlıydı." dedi.
Hırsızlık olayı, gece saatlerinde Balıkesir merkezde bulunan 2. Oruçgazi Mahallesi Dereboyu Caddesi numara 47'de bulunan Ahmet Ulu'ya ait işyerinde meydana geldi. İddiaya göre sabah saatlerinde işyerine gelen Ulu, işyerinin kapısının açık olduğunu farketti. Telaşla işyerinin ütst katına çıkan Ulu, odasında bulunun bilgisayarının yerinde olmadığı gördü. İşyerinde 6 farklı noktada güvenlik kamerası olduğunu belirten Ahmet Ulu, "Odama çıktım öncelikle antika değeri taşıyan duvar saatleri ile eski köstek saatler vardı. Onların yerinde olduğunu görünce biraz şaşırdım. Sonra 30 yıl boyunca gözüm gibi sakladığım günlüklerim ile bilgisayar ve kameramın olmadığı gördüm. Bilgisayarımın kasasını da götürmüşler. İşerime giren şahıslar güvenlik kameralarını da ters çevirmişler. Ayrıca işyerinde bulunan teneke kutulardaki gazlı içeceklerden içmişler. Benim için önemliydi bu bilgiler. Çünkü 30 yıl boyunca bu günlükleri sakladım ve kitap hazırlığındaydım. Bu günlüklerimin bir kısmını "Mamak'ta 30 Gün" isimli bir kitap haline getirdim. Bu kitabı birinci cilt olarak yayınladım ve Başbakan Erdoğan'a da Balıkesir ziyareti sırasında hediye etmiştim." dedi.
"ACABA BİRİLERİ BU KİTABIN İKİNCİ CİLDİNİN BASILMASINI İSTEMİYOR MU?"
"Mamak'ta 30 Gün" isimli kitabının 12 Eylül 1980 darbecilerinin yargılanmasına için Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 82 sayfalık iddianamede delil olarak gösterildiğine dikkat çeken Ulu, kitabın ikinci cildi için yaptığı hazırlıkların da son aşamaya geldiğini vurguladı. "Bu çalışmaların bittiği noktada böyle bir hırsızlık hadisesinin meydana gelmesi bizi düşündürüyor." diyen Ahmet Ulu, "Acaba birileri bu kitabın ikinci cildinin basılmasını istemiyor mu? İnsanı düşündürüyor. Gayri ihtiyari bu aklıma geliyor. Çünkü hırsızlık amaçlı gelinse işyerimde 150 yıllık antika gümüş saatler ve antika duvar saatleri bulunuyordu. Bunlara el sürülmemiş. Bilgisayarları terk çevirip güvenlik kameralarının görüntü almalarını engellemişler. Sonrasında kamera kayıtlarının bulunduğu bilgisayarı da çalmışlar." diye konuştu.
Olay yerine gelen polislerin parmak izi aldığı belirten Ulu, zanlıların yakalanması için cadde üzerinde bulunan diğer eşyerlerine ait güvenlik kamera görüntülerini emniyete verdiğini söyledi. İki ayrı kamera görüntüsünde işyerine giren iki şahısın görüntüsünün bulunduğunu aktaran Ahmet Ulu, şöyle devam etti: "Görüntülerde yüzlerine kapşol çekmiş iki şahıs görünüyor. İnşallah adi bir hırsızdır. Çünkü bu işin ucu nereye varır bilemiyorum. Bekleyip göreceğiz. Şayet bu bu hırsızlık hadisesi delillerin karartılması için yapılmışsa çok üzücü bir durum. Çünkü 4 Nisan'da başlayacak 12 Eylül davasına mahkemeye verdiğimiz ve vereceğimiz belgeler bu bilgisayarda kayıtlıydı. İnşallah normal bir hırsızdır ve belgelerime kavuşurum. Geçtiğimiz günlerde davaya bakan savcılara seslenip elimde binlerce sayfalık delil olabilecek evrak bulunduğunu ve istemeleri halinde bunları mahkemeye verebileceğimi söylemiştim. Bu açıklamanın ardından böyle bir hırsızlık olayının yaşanması açıkçası bizi düşündürdü. Çünkü ülkemizde artık gizli saklı işlerin kapandığını düşünüyorum. Suçluların yargının önüne çıktığı bir dönemde böyle delilerin karartıldığı hadiselerin olmaması gerektiğini düşünüyorum."