Son Güncelleme: Pazartesi 09.04.2012 10:43
170 ton altın bir gecede kayboldu!
Demokrasiyi yaralayan, milyonlarca insanı mağdur eden darbeler, ekonomiye de büyük zarar veriyor.
Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na konuşan Hasan İlter, "darbecilerin amaçlarından birinin de firavunlaşan nefislerini ve aç gözlerini doyurmak için Türkiye Cumhuriyeti hazinelerinde bulunan ve milletin onlarca yıldır dişinden tırnağından artırarak biriktirmiş olduğu altınlara el koymak olduğunu" söyledi.
Sanık Kenan Evren, Tahsin Şahinkaya ve suç ortakları tarafından gerçekleştirilen 12 Eylül askeri darbesi öncesinde Hazine'de 170 ton altın olduğunun bilindiğini dile getiren İlter, darbe yapıldıktan sonra bu altınların ortadan kaybolduğunu ve akıbetlerinin de ne olduğunun bilinmediğini ifade etti.
Darbe döneminde hapis de yatan İlter, şöyle devam etti: "Bizler cezaevlerinde olmamıza rağmen ta bize kadar gelen bilgilerden bu altınlara, darbeyi gerçekleştiren ve kendilerine de Milli Güvenlik Konseyi adını veren şahıslar tarafından el konulduğunu, alt kademelerde bulunan ve darbecilerle işbirliği halinde olan diğer üst rütbeli subayların da rütbe ve el konulan devlet kurumlarında bulundukları mevkilerine göre, el koydukları devlet kurumlarında bulunan paraları ve para değeri taşıyan menkulleri zimmetlerine geçirdiklerini biliyoruz. Bütün bunları bizlerin bildiği gibi yüce milletimizin kahir ekseriyeti de biliyor. Ancak bunca zamandır darbecilerden ve darbecilerin uzantılarından korktukları ve çekindikleri için fısıldaşmaktan öteye herhangi bir tepki verme cesareti gösterememişlerdir."
Milletimizin kahir ekseriyetinin bildiği ancak malum sebeplerle dile getiremediği bu gerçeklerin araştırılarak açıklığa kavuşturulması ve darbeci sanıkların ayrıca hırsızlık suçundan da yargılamalarının sağlanması gerekmektedir." diyen İlter, "Ayrıca darbe sanığı Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya devletin her türlü imkanları kullanılarak mutlaka ve mutlaka hakim karşısına çıkarılarak bütün bu iddialara karşı ne diyecekleri sorulmalıdır. Sanıkların hakim karşısına çıkıp suçlamalara cevap vermediği müddetçe 'sükut ikrardan gelir' kuralı gereğince kendilerine atfedilen bütün suçlamaları kabul etmiş sayılacaklardır. Gücünü yüce Türk milletinden alan ve Türk milleti adına karar veren mahkemelerden kimsenin korkmaması ve adalete, hukuka güvenmesi gerekmektedir." şeklinde konuştu.
EN SON HABERLER
- 1 TBMM Genel Kurulunda 4 uluslararası anlaşma kabul edildi
- 2 Bayraktar AKINCI TİHA'dan bir başarı daha: Hareketli ve sabit deniz hedefi atışları tam isabet
- 3 CHP'li Akdoğan'ın Müslümanları hedef alan sözlerine AK Partili Usta'dan tepki: Bu Siyonizm ağzıdır
- 4 Türkiye ile Kuveyt arasında 6 kritik anlaşma birden! Es-Sabah'a Devlet Nişanı tevcih edildi
- 5 SON DAKİKA | Dışişleri'nden İsrail'e Refah uyarısı: Tüm dünyayı etkiler
- 6 Yargıtay’da başkanlık çıkmazı... Seçimlerde 33 tur geride kaldı
- 7 AK Parti İstanbul Gençlik Kolları ve üniversite öğrencileri Filistin’e destek için yürüdü
- 8 İZSU’da 40 kişi işten çıkarıldı
- 9 DHKP-C hükümlü avukattan mahkeme başkanına skandal tehdit
- 10 KADEM’den o habere tepki: Apaçık bir iftira ve gerçeklik payı yok