'Zulmedenler hesap verir'

28 Şubat ile ilgili soruşturmanın, asla ve asla bir intikam duygusuyla yürütülmediğini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Milli iradeyi ayaklar altına alan, milletin kararına saygısızlık yapanlar bunun hesabını verir, verecektir. Aradan 15 yıl geçse de, 30 yıl da geçse milli iradeyi çiğneyenler er ya da geç mahkeme önüne çıkarılır ve hukuk önünde hesabını verir" dedi. CHP'ye "12 Eylül'le hesaplaşacaksın ama 27 Mayıs'ta, 28 Şubat'ta kazançlı çıktığın için onlarla hukuk önünde hesaplaşmaya intikam diyeceksin. Bu ikiyüzlü siyasettir, münasebetsizliktir, talihsizliktir" sözleriyle yüklenen Erdoğan, AK Parti Tekirdağ 4'üncü olağan İl Kongresi'nde şu mesajları verdi:
TANKLARI YÜRÜTTÜLER
Bu ülkede siyaset on yıllar boyunca maalesef vesayet altında oldu. Siyasetin üzerinde her zaman kara bulutlar dolaştı. Siyaset dışı güçler odaklar millet iradesinin değil kendi iradelerinin egemen olması için siyasetin üzeride her zaman gölge yaptı. Bazıları bu ülkede millet iradesini tanımadı. TBMM iradesini tanımadı. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen Gazi Mustafa Kemali tanımadı. Parlamentoda başkanın arkasında egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor. Gazi'nin imzası var. Tanımadılar. Tankları yürüttüler.
Millet iradesini, milletin tercihini her zaman küçümsediler. Milletin seçimlerle iş başına getirdiğini silah zoru, komplo, baskı, provokasyonla görevden uzaklaştırdılar. İşte bu ana muhalefet zihniyetin, CHP'nin son seçimlerden önce çağrısı neydi. Ordu göreve idi. Ve ordu görev diyenlerin içersinde bu gün demokrasi kahramanı kesilenlerin bir çoğu vardı. Sizin demokrasi ile ne alakanız var. Şu anda bizi bir çok şeyle eleştirenler önce o Anıtkabir'e yürüyüp "Ordu Göreve" diyenler kendinizi bir hesaba çekin bakalım.
Biz hiçbir zaman bir intikamın, bir hesaplaşmanın peşinde olmadık. Dedik ki hak tecelli edecektir. Yargı şu anda görevini yapıyor. 27 Mayıs'da 1960'da milletin iradesi ile işbaşına gelmiş hükümet devrildi. Başbakan ve iki arkadaşı idam edildi. Ne oldu. Ama onlar milletin nezdinde asla ölmediler. Menderes'i kimse unutmadı. Fatin Rüştü Zorlu'yu kimse unutmadı. Hasan Polatkan'ı kimse unutmadı. Ama onların idamına hükmedenleri bu millet hiç hatırlamıyor. Niye? Çünkü onlar siliktiler. Çünkü onlara sorulduğu zaman verdikleri cevap çok manidardı. Bizi buraya getiren irade böyle emretti onun için bu kararı böyle verdik dediler.
12 Mart 1971'de milletin yetki verdiği hükümete müdahale ettiler. 1980'de bu kez yine demokrasi askıya alındı. Yine millet iradesi tankların altında çiğnendi ve en son 28 Şubat 1997 de tehditle, baskıyla, provokasyonla yine milli irade ile teşekkül etmiş hükümet görevden uzaklaştırıldı. Bu darbeler kesinlikle Türkiye'ye çok ağır faturalar ödetti. Türkiye ekonomisi onlarca yıl geriye gitti. Demokrasi ve demokratik standartları onlarca yıl geriye gitti.
Herkes bilsin ki milli iradeyi ayaklar altına alan, milletin kararına saygısızlık yapanlar bunun hesabını verir, verecektir. Aradan 15 yıl da geçse, 30 yıl da geçse milli iradeyi çiğneyenler er ya da geç mahkeme önüne çıkarılır ve hukuk önünde hesabını verir. Kimse hukuk önünde imtiyazlı, dokunulmaz değildir. Bu ülkenin evlatlarına zulmedenler gün gelir bunun hesabını hukuk önünde verirler. Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını herkes görmeli, anlamalıdır. Türkiye artık sabah erken kalkanın darbe yapabileceği bir ülke asla ve asla değildir.
Millet iradesini güçlendirmek için cesaretle kararlılıkla reformlar yaptık. Çünkü biz ödediğimiz bedelleri gençlerin çocukların ödemesini istemedik. Şimdi 28 Şubat'la ilgili soruşturma asla ve asla intikam duygusu ile yürütülmüyor. Bu soruşturma demokratik ülkede, hukukun üstünlüğü esasında başladı ve devam ediyor. 12 Eylül davasına müdahil olanların, hesabını sormak için sıraya girenlerin 28 Şubat konusunda intikam kelimesini telaffuz etmesi münasebetsizliktir, talihsizliktir, ikiyüzlülüktür. 12 Eylül'le hesaplaşacaksın ama 28 Şubat'ta kazançlı çıktığın için onlarla hukuk önünde hesaplaşmaya intikam diyeceksin. Bu ikiyüzlü siyasettir. Biz isterdik ki CHP de 28 Şubat davasına müdahil olacağını açıklasın. Soruşturmanın hayırlı olması temennisinde bulunsun. Yargıya yardımcı olacağını söylesin. Ama bu CHP, partimizle ilgili kapanma davası açıldığında "Ankara'da yargıçlar varmış" dedi. Ardından müdahalelerden çıkar sağlamaya çalıştılar. Bunlar milletin tercihi ile değil ancak müdahale ile iktidara gelirler. Onun için Anıtkrabir'de ordu göreve çağrısını yapmışlardır. Böyle siyaset olmaz. Genel başkanlık başkadır çarkçıbaşılık başkadır.
Günde 5 vakit çelişkiye düşen bir genel başkan sadece Türkiye için değil CHP için de talihsizliktir. Dikkat edin sağına dönüyor. 27 Mayıs olmamalıydı diyor. Menderes ve arkadaşlarına yazık ettiler diyor, CHP darbelere karşı diyor. Soluna dönüyor Ergenekon'a sahip çıkıyor. 28 Şubat soruşturmasına intikam diyor. İnanın bir gün içinde rüzgar gülü bile bu kadar dönmez.
Ne 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne diğerleri intikam duygusu değil milli irade adına millet adına sorgulanıyor. AK Parti değil Türkiye için, millet için CHP'nin de iyiliği için yapılıyor. Darbeleri araştırma komisyonu kurulması için başkanlığa teklifimizi verdik. Türkiye'nin istikbali bir daha karartılmasın diye bu yargılamaları yapıyoruz. Gençler bu süreçleri takip edip nereden nereye gelindiğini görsün.

'Atadığım müdür fişlendi'
İnsanlarımız fişlendi. Takip edildi. Benim başbakanlığım döneminde bir yere genel müdürü atıyorum. Atadığım genel müdürün evine gidiliyor. Bu nasıl birisi. Yaşamı nasıl. Buna bakılıyor. Evine gelen gidene bakılıyor. Bunlar yapıldı. Daha şu 9.5 yıllık süreç içinde. Ama hamdolsun şu 2-3 yıl içinde artık bunlardan da kurtulduk. n Asla ve kata biz dinsel milliyetçilik de yapmayacağız dedik. Bizde sadece Müslüman'a hizmet yok. Bizim ülkemizde azınlıklar da var mı var. Onlara da hizmet edeceğiz. Yol, konut, baraj inşa etti ama AK Parti en çok da demokrasiyi yeniden inşa etti. Milli iradeye itibarını iade ettik. Kimse bu ülkeye yeniden ağır faturalar yükleyemez ağır bedeller ödetemez.