Pazar 22.04.2012 00:00
Son Güncelleme: Pazar 22.04.2012 15:09

Başbakan Erdoğan konuştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye, her ne kadar yönünü Batı'ya çevirmiş olsa da veya böyle tanıtılıyor olsa da sırtını asla ve asla Doğu'ya, Güney'e dönmeyecektir'' dedi.
Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Türk-Arap Turizm Buluşması'' toplantısında yaptığı konuşmada Türk Arap Turizm Zirvesi'nin, hayırlara vesile olmasını diledi.
''Tüm misafirlerimize, Türkiye'ye, tarihi şehir, Osmanlı'nın ilk Başkenti Bursa'ya hoş geldiniz diyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
'' Misafirlerimizin, yeşiliyle, tarihiyle, misafirperver insanlarıyla, kadim kültürüyle Bursa'nın eşsiz havasını teneffüs etmelerini, memleketlerine en güzel hatıralar ve en güzel izlenimlerle dönmelerini temenni ediyorum. Her yıl yüzbinlerce Arap turisti ağırlayan Bursa, inanıyorum ki, burada bulunan çok değerli ve mümtaz misafirlerimizin katkılarıyla, önümüzdeki yıllarda artan sayıda kardeşimizi konuk edecektir. Bursa'yı gezdiğinizde, bu şehrin, sizin hiç yabancısı olmadığı bir şehir olduğunu göreceksiniz.
Bursa, eski ile yeninin, tarih ile geleceğin buluştuğu, kaynaştığı bir şehir.
Bursa, aynı zamanda, tüm Afrika'dan, Asya'dan, özellikle de Balkanlar ve Ortadoğu'dan esintiler, renkler, kokular, diller ihtiva eden bir şehir. Bursa, zaman kavramının farklılaştığı, zaman mefhumunun yeni bir anlama büründüğü şehirdir. Meşhur Türk yazar Ahmet Hamdi Tanpınar, Bursa'da, zamanın, billur bir avizeye dönüştüğünü ifade eder. Türbeleriyle, camileriyle, bahçeleriyle, şadırvanlarıyla, Bursa, bir yandan sizlere büyük bir devletin kuruluş hikayesini anlatacak; Bir yandan da ekranda az önce izledik su sesinin, kanat seslerinin, onlara karışmış Kur'an-ı Kerim seslerinin ahengini iletecektir. Evet Bursa, bir cihan devletinin, Osmanlı İmparatorluğunun devlet oluşuna şahitlik etmiş, 3 kıtada adaletle hükmeden bir imparatorluğun sadece ilk başkenti değil, adeta tasarım atölyesi olmuştur.''
Osman Gazi'nin, oğlu Orhan Gazi'ye vasiyeti
Osmanlı'nın kurucusu, merhum Osman Gazi'nin, sağlığında Bursa'yı sadece uzaktan gördüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bursa'nın fethedilmesini ve kabrinin de Bursa'ya taşınmasını arzu eden eden Osman Gazi, oğlu Orhan Gazi'ye, son derece anlamlı bir vasiyet bırakmıştı. Diyor ki Osman Gazi: 'Zulümden, bid'atten sakın, benden ibret al ki, bu diyarlara zayıf bir bey olarak gelip, haketmediğim halde bunca inayet-i celile-i rabbaniye'ye mazhar oldum. Sen de benim yolumdan git ve bu Din-i Muhammedi'yi ve ashabını, bundan başka sana tabi olanları koru.Allah'ın hakkını ve kulların hukukunu gözet. Senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma. Adalet ve insafa riayetle zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüste Allah'ın yardımına güven. Ey oğul! Yaradandan korkmayan, yaradılandan hiç korkmaz' Evet değerli kardeşlerim, Bundan 600 yıl önce, Osman Gazi, Bursa önlerinde oğlu Orhan Gazi'ye bu nasihatte bulunmuştu. İşte bu nasihat, 600 yıl boyunca bu topraklarda yankılandı, 600 yıl boyunca kulaktan kulağa ulaştı, gönülden gönüle ulaştı ve bugün de bizim ufkumuzu aydınlatıyor. Şunu da çok büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki, tıpkı 600 yıl boyunca olduğu gibi, bugün de biz, Arap halklarını kardeşimiz, yol arkadaşımız, iyi ve kötü günde dostumuz, komşumuz olarak görüyoruz.
Türkiye, her ne kadar yönünü Batı'ya çevirmiş olsa da, veya böyle tanıtılıyor olsa da sırtını asla ve asla Doğu'ya, Güney'e dönmeyecektir. Son yüzyıl içinde, aramıza konulmuş olan mesafelerin, sınırların, aramızdaki engel ve bariyerlerin tamamının sanal olduğuna inanıyoruz. Bin yıllar boyunca bir arada yaşamış, birbirine dost, komşu, akraba, hatta kardeş olmuş milletlerin, bugün yapay engellerle birbirinden uzak kalmasına, uzak tutulmasına bizim gönlümüz razı gelmiyor. İşte bu anlayıştan hareketle, son 9,5 yıl içinde, Hükümet olarak, kadim dostlarımızla, kardeşlerimizle, çok farklı bir iletişim ve işbirliğini tesis ettik.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bölgemizdeki meselelerin tamamına sadece ve sadece insan gözlüğüyle bakıyor, barış, refah ve kardeşlikten başka hiçbir gaye gütmüyoruz. Filistin meselesine, Irak'taki istikrarsızlığa, son dönemde Suriye'nin yaşadığı acılara biz sadece kalp gözüyle bakıyoruz'' dedi.
Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Türk-Arap Turizm Buluşması Toplantısı'nda, Türkiye'nin, Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerini başlattığını ve kararlılıkla yürüttüğünü belirtti.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ama aynı zamanda Türkiye, bölgedeki dost ve kardeş ülkelerle, özellikle de Ortadoğu'daki kardeş ülkelerle örnek bir işbirliğini, örnek bir dayanışmayı inşa ediyor. Bölgemizdeki meselelerin tamamına sadece ve sadece insan gözlüğüyle bakıyor, barış, refah ve kardeşlikten başka hiçbir gaye gütmüyoruz. Filistin meselesine, Irak'taki istikrarsızlığa, son dönemde Suriye'nin yaşadığı acılara biz sadece kalp gözüyle bakıyoruz. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki meseleleri, kardeşlerimizin meselesi olarak görüyor, kardeşlik hukuku çerçevesinde bu sorunların çözümü için yoğun çaba sarf ediyoruz. Uluslararası ilişkilerdeki dayanışmamıza paralel olarak, ekonomik ve sosyal dayanışmayı da en güçlü şekilde destekliyoruz.
Bölgede, herhangi bir ülkenin geri kalmışlığının, yoksulluğunun, diğer tüm ülkeler üzerinde bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz ve bölgenin tamamının hep birlikte kalkınması, birlikte refah ve huzura ulaşabilmesi için mücadele veriyoruz.
Şunu burada altını çizerek, bütün kalbimle ve bütün samimiyetimle ifade etmek istiyorum: Türkler sizin kardeşinizdir. Türkiye sizin evinizdir. Türkiye'nin her neresine giderseniz gidiniz, orada engin bir misafirperverlikle, hoşgörüyle karşılaşacaksınız. Türkiye'nin hiçbir yerinde yabancı muamelesi görmeyecek, her yerde bir kardeş gibi ağırlanacaksınız. Bu anlamda, Türkiye'nin eşsiz güzelliklerini, zenginliklerini doyasıya yaşamanızı ve teneffüs etmenizi isteriz. Yayla görmek istiyorsanız bizde; kış, kar, kayak turizmi görmek istiyorsanız bizde; deniz görmek istiyorsanız bizde; orman görmek istiyorsanız bizde; kayak yapmak istiyorsanız bizde; güneş bizde. Allah her şeyi vermiş; 4 mevsim bizde. Öyleyse biz, sizi bu eve davet ediyoruz. Kültür, inanç turizmi bizde, davet ediyoruz. Türkiye'de tarihi eserlerden kültüre, dini eserlerden sağlığa, tabiat güzelliklerinden spora kadar her alanda çok geniş bir yelpazede imkanlarla karşılaşacaksınız.''
''Türkiye tarihi, sadece Roma, Bizans ve diğer kadim medeniyetlerin tarihi değil''

Erdoğan, Türkiye'de, yılın sadece belli zamanlarında değil, 4 mevsim, 365 gün boyunca değerlendirebilecek imkanlar bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Kış mevsiminin, Erzurum'da, Kars'ta, Kocaeli'nde, özellikle de burada, Bursa'da güzelliklerini yaşamak mümkündür. Baharda, Karadeniz, Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi eşsiz tabiat güzellikleriyle sizleri memnun edecektir. Yaz ve sonbahar aylarında, Akdeniz, Ege bölgelerimiz sizlere hizmet verecektir. Bunun dışında, yılın tamamında, Bursa, İstanbul, Edirne, İzmir, Ankara, Mardin, Nevşehir, Diyarbakır ve daha nice şehrimiz, tarih birikimiyle, kültür hazineleriyle, sağlık tesisleriyle sizleri ağırlayacaktır. Esasen, Türkiye'de Türkiye tarihi, sadece Roma, Bizans ve diğer kadim medeniyetlerin tarihlerini değil, kendi tarihinizi de görecek, kendi geçmişinizin de izini sürebileceksiniz. Bu topraklarda, ortak medeniyetimizin eşsiz eserleriyle, ne muhteşem bir ortak tarihe ve ne muhteşem bir ortak medeniyete sahip olduğumuzu eminim ki daha iyi anlayacaksınız.''
''Vizeleri bir engel olmaktan çıkarıyoruz''
Erdoğan, son dönemde, Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmelerin, ekonomideki istikrarlı büyüme ve refah artışının, vatandaşların daha fazla turistik gezi yapmalarına imkan tanıdığına işaret ederek, şunları kaydetti:
''Türkiye'den, Suudi Arabistan'a yapılan Hac ve Umre ziyaretleri dışında, turistik olarak önemli ölçüde ziyaret gerçekleştirilmeye başlandı.
Memnuniyetle görüyoruz ki Arap ülkelerinden de Türkiye'ye gelen turist sayısı ciddi ölçüde arttı. Türkiye, son yıllarda, turist olarak ziyaretçi sayısının ve turizm gelirinin en hızlı arttığı ülkelerden biri oldu. Az önce bakanım söyledi, 2002 yılında, Türkiye'nin toplam turizm geliri çok, ama çok gerilerdeydi. Şimdi geldiğimiz noktaya bakıyoruz hamd olsun 13.5 milyar dolardan, 12 milyar dolardan şimdi 23 milyar dolara çıkmış vaziyetteyiz. Turist sayısına bakıyoruz, 13-13,5 milyondan, şu anda 31,5 milyona turist sayısı ulaşmış vaziyette. Artık otel sayısında sıkıntımız var ve onun için de bol miktarda yeni oteller yapmanın gayreti içerisindeyiz. Biz, bu sayıları yeterli bulmuyoruz. Türkiye'nin potansiyelinin, turizm altyapısının, imkanlarının bunun çok daha üzerinde olduğunu düşünüyoruz. Nitekim Bursa'yı gezdiğinizde, Bursa'da sadece bir şehir içinde tarihi, kültürel eserleri tabii güzellikleri ve sağlık imkanlarını gördüğünüzde Türkiye'nin ziyadesiyle turisti hak ettiğini de göreceksiniz.
Biz, turizmi sadece bir ekonomik faaliyet olarak görmüyoruz. Biz turizmi, özellikle de sizlerden, Arap ülkelerinden gelen turistleri, kaynaşmamızın, kucaklaşmamızın, hasbıhal etmenin ve dertleşmenin bir aracı, bir vesilesi olarak görüyoruz. Kardeşliğimizin gereği bu olduğu için böyle bakıyoruz. Türkiye olarak, son 9,5 yıldır, ülkelerimiz arasındaki engelleri bunun için kaldırıyor, vizeleri bir engel olmaktan çıkarıyoruz. Dün akşam ben Katar'dan geldim. Ondan 4-5 gün önce Suudi Arabistan'daydım, aynı şekilde arkadaşlarım kimi Katar'da kimi Suud'da, Kuveyt'te, Bahreyn'de. Hepsi bölgede tüm bakan arkadaşlarım dolaşıyorlar. Niye? Kucaklaşmanın, kaynaşmanın bir gereği olarak bu adımları atıyoruz. Turizmle birlikte halklar birbirini daha iyi tanıyor, kardeşler, uzun süren bir ayrılığın ardından hasret gideriyorlar. Bu kucaklaşmayı daha fazla artırmamız, bu buluşmaları sıklaştırmamız gerekiyor. Bursa, tüm imkanlarıyla, tüm güzellikleriyle, tüm misafirperverliğiyle sizlerin hizmetinizde olacaktır. Başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin 81 vilayeti sizlerin hizmetinizde olacaktır. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bir kez daha Türk-Arap Turizm Zirvesi'nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türkiye'ye, Bursa'ya bir kez daha hoş geldiniz diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.''

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.