Başbakan Erdoğan konuştu

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Yatırım Danışma Konseyi toplantılarının yedincisini İstanbul'da gerçekleştirdik. Uluslararası yatırımların daha fazla çekilmesi amacıyla yaptığımız toplantıda, ülke ekomisine ne tip katkılar olur bunları dinleme imkanımız oldu. 2007 yılında Türkiye'ye gelen yatoromlarda tarihi bir seviye yakaladık.
İstanbul'u uluslararası finans merkezine dönüştürürken aynı zamanda uluslararası yönetim merkezi haline dönüştürmeye çalışıyoruz. IMF Başkanı ile de görüştük. Türkiye ekonomisi kadar IMF'in yapısını da birlikte değerlendirme fırsatımız oldu. Türkiye ekonomisindeki başarıyı teyit ettiler. Önümüzde G-20 toplantısı var, bunu da değerlendirme fırsatımız oldu.
Üçlü koalisyondan devraldığımızda IMF'e borcumuz 23.5 milyar dolardı, şimdi onda bire yani 2.3 milyar dolara düştü. 2013 Nisan ayında bu borç bitecek.
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın bulundukları ülkede oy kullanabilmeleri için gayret içerisindeyiz. Artık engelleri de ortadan kaldırdık. Yurtdışındaki vatandaşımız bulundukları ülkede oylarını kullanabilecek. Yurtdışındaki vatandaşlarımız için mavi kart uygulamasını getiriyoruz.
Dış politika bağlamında bazı önemli hususları da sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz sıfır sorun diyoruz. Bizim politikamız devam ediyor. Yanlış anlayanlar ucuz politikalara tevessül ediyoruz. Atatürk'ün yurtta sulh, cihanda sulh sözünü de yanlış anladılar. Sıfır sorun boyun eğmek değil, tepkisiz kalmak değildir. Dünyadaki her ülke ile istisnasız önyargısız iletişim kurmak isteriz. Ama biz zulmü görmezden asla gelmeyiz. Biz haksızlığı, korsanlığı, kendi halkına silah doğrultmayı görmezden gelmeyiz.
Bunlar sıfır sorunu yanlış anlıyor, adam sendeciklik, fırsatçılık, her koyun kendi bacağından asılır olarak anladılar. Her koyun kendi bacağından asılır ama kısa sürede kokusundan duramazsın.
Dünyada da bizi yanlış değerlendirenler varsa bunu gözden geçirsinler. İnsanlık hukukunu çiğneyen yönetimlere de hak ettikleri şekilde muamele ederiz.
Suriye'de geçtiğimiz hafta ve bu hafta içinde onlarca insan hayatını kaybetti. Bu canlı bomba olayını tasvip etmemiz mümkün değildir. Yaşanan olaylarda masum insanlar hayatın ıkaybediyor, acı çekiyor. Lübnan'da da meshep temelli hadiseler yaşandı. Suriye'deki krizi mezhepsel bir çatışma olarak değerlendirmek yanlıştır, buradaki mesele insani bir meseledir. Herkes mezhep gözlüğüyle değil vicdan gözlüğüyle bakmalıdır. Bunu aynı zamanda Türkiye'den Suriye'ye bakanlar için de söylüyorum. Mezhep yandaşlığı veya karşıtlığı olarak bakanlar insanlık dersinden sınıfta kalırlar. Mazlumun etnik kökenini, mezhebini görmeyiz. Böyle bir bakış açısı yangına körükle gitmektir. Meseleye kardeşlik gözüyle bakılmalıdır.
Suriye konusunda CHP Genel Başkanı içinden geçeni söyleyemiyor. Suriye konusunda dilinizin altındaki baklayı çıkarın. Mertçe ne demek istediğinizi söyleyin. Suriye yönetimine neden sempati duyduğunuzu kıvırtmadan söyleyin. CHP Genel Başkanı'nın bilinçaltında farklı hassasiyetleri var. Partisi içindeki kavgaları örtmek amacıyla dış politikaya ilişkin ifadeler kullandı. Recep Tayyip Erdoğan'ı rahat gideceği bir ülke bırakmayacağım diyor. Muhatap almak insana ağır geliyor. Hasbelkader anamuhalafet partisinin genel başkanı olmuş, ister istemez muhataplık payesini kendisine vermek durumundayız. Senin kalibren ne kapasiten ne? Cürmün kadar yer yakarsın. Bizi CHP sanma, 9.5 yıldır dünyanın her ülkesine gittik, gideriz.
İçe kapattığınız bu ülkeyi büyütmeye devam edeceğiz. Sizin çarpık Türkiye algınız ile dünyanın Türkiye algısı arasında dağlar kadar fark var. Recep Tayyip Erdoğan'a gideceği yer bırakmayacağım dedikten sonra Avrupa'dan insan hakları ödülü alacaktı, alabildi mi? Alamaz çünkü CHP var. Almanya'dan ödül alacaktık, bir gün önce Afganistan'da 12 askerimiz şehit oldu. Ülkede böyle bir acı varken Almanya programını yapamazdık, iptal ettik. Bizim katılacağımız ödül töreni esnasında protesto gösterileri düzenlenecekti, PKK ve Ermeni terör örgütleriyle birlikte isminin başında Alevi olan örgütler yapacaktı. Aylardır bu baklayı dilinin altında saklıyordu. Onun aklı almıyor olabilir ama bizim programı iptal etmemizin nedeni şehitlerimizdir. PKK ve Ermeni örgütleri protesto edecek diye biz hiçbir ülkeye gitmemezlik etmeyiz. Sen Hakkari'ye PKK desteğiyle gittin, bir tane Türk bayrağı açamadın. Suriye'de alıkoyulan iki gazeteci kardeşimiz, yoğun girişimlerimiz ve İran'ın desteğiyle Anneler Günü'nde ailelerine teslin edildi.
Böyle bir genel başkan CHP seçmeni için talihsizlik, bizim için ise talihtir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı süte siyaset karıştırılmasa iyi olur dedi. Biz çocukların eline şeker versek ellerinden alırlar. Böyle sorumsuzluk olmaz, diş macunu, diş fırçası dağıtıyoruz, bunu daha duymamışlar. Bizim sütümüz aktır, terkibi ile de, ambalajıyla da, ihalesiyle de aktır. Hiç çekinmeyin, ananızın ak sütü gibi için. Çocuklarınızın hassasiyeti yoksa bu sütü içirin.
Bu hafta sonunda oynanan maçlarda bazı sıkıntılar yaşandı. Ne yazık ki, geride kalan sezon fair-playden ziyade şiddetle, çatışma ile hatırlanan bir sezondu. Asla tasvip edemeyeceğimiz olaylar yaşandı. Bu tür terörü andıran manzaralarla futbolun anılması ibret ve tedbir alınması gereken hadiselerdir. Sadece sorumluluğu taraftara atıp kimse sıyrılamaz. Dünyada olduğu gibi bizim içimize de holiganlar sirayet ediyor. Buraları terör alanına çevirdiler. Hanım ve çocuklara açık bir maçta bile bayanların nasıl küfrettiklerini görünce şahsen nevrim döndü. Ayrımcılığı ve tahammülsüzlüğü dikkate alıp ne gerekiyorsa yapmak durumundayız. Ben Fenerbahçe taraftarıyım, hatta kongre üyesiyiz. Kendi stadımızda Galatasaray şampiyon oldu, sen bunu alkışlayacaksın. Aradım tebrik ettim, Fenerbahçe Başkanvekili'ni aradım, durumdan duyduğum rahatsızlığı ifade ettim. Şampiyon olmuş, soyunma odasında kupayı alacak böyle şey olur mu? Bunu mertçe stat ortasında verirsin.
1967'de Pele'yi seyredebilmek için Afrika'da bir savaşta 48 saat ateşkes ilan edildi. Pele, dünyada futbol oynayan her çocuk Pele gibi olmak istiyor, onlara sadece nasıl iyi futbolcu değil aynı zamanda nasıl iyi insan olunur onu da göstermem gerekir. Mesele bu.
Fanatizme varan her hareket büyük sorunlar üretir.