Gelinlikle uğurlandı

Gaziantep'teyim. Gecenin bir yarısı ulaştığım şehirde, hemen olay yerine gidip kana-karaya bulanmış bir koca cadde boyu olarak dolaştığım yerdeyim önce. Gazi kentin güngörmüş, bilgeleşmiş, efsanelere dönüşmüş görkemine, sihrine, güzelliğine yazık etmek istediler besbelli. Bayramların daha bir tutkalladığı, iç içe istiflemeye muktedir olduğu yüreklere; dostluk, kardeşlik, sevgi abideleri yerine kötülüğün, kalleşliğin kezzaplı façası atılmış hoyratça ki, sebep olanların çirkin cellat yüzlerine tüh ola! Sonrasında, SABAH ekibi olarak en yakın hastanelere gidip kolaçan edişlerimiz, duygularına vurgun yemiş kalabalıklara paydaş çıkma gayretlerimiz ve bir yığın 'gayrı nafile' çabamız.
BEYAZ MELEK ŞİMDİ NEREDE
Neler mi takılıyor göze-gönüle? Beter, yakıcı delici şeyler. Söz timsali; "Ay benim kocaman, hastanelere layık kızım" diye severmiş babacığı Sena'yı. Çünkü 13 yaşındaki Sena kızın da en büyük arzusu ablası gibi büyük bir hastaneye hemşire olabilmekmiş. Kederi gözlerinde Gavur Dağları'ndan bile yüce heybetlenmiş o baba, o Sait Büyükkonuk yani; kahır içinde fısıldıyor: "Hastanelere gelsin istedik ama böyle yaralı, kanlı gelmesi değildi dileğimiz Savaş Abi. Bembeyaz üniformalarıyla, ablası gibi hemşire olarak gelsin diyeydi umudumuz." Şimdi Gaziantep'te, Devlet Hastanesi'nin acil kapısında, kızına böyle hayırlı dilekler dualayan genç babanın yanıbaşındayım. Ne yazık ki çoktan ölmüş kızının hâlâ canlı, yoğun bakımda yattığını sanıyor. Halbuki dün sabah son nefesini verdi Sena... Yakın akrabaları ve doktorları gibi Sena kızın canını yitirdiğini, meleklere karıştığını söylemeye benim de dilim varmıyor acılı babaya. Nöbetçi doktorların şefi de geliyor yanımıza. Koluma girip az öteye götürüyor beni, diyor ki; "Az sonra Alanya'da çalışan aile büyükleri, amcaları gelecekmiş. O söylerse uygun olur diye ricacı oldular biz de sustuk. Zaten hekim de olsak bu kadar kahpe bir tuzağa yakalanmış çocuğu, nasıl söyleriz öldü diye düşünüyorduk." Nitekim öyle oluyor, bir süre sonra aile büyükleri veriyor babaya yürek yakan haberi. 13 yaşındaki Sena Büyükkonuk, tabutuna sarılı Türk bayrağı ve beyaz gelinlikle uğurlandı son yolculuğuna. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Gaziantep Valisi Erdal Ata, Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ve şehrin üst düzey yöneticileri ile Sena'nın çok sayıda seveni katıldı cenazeye.
BAKANIN GÖZYAŞLARI...
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Bakan İdris Naim Şahin duygulu anlar yaşarken, Sena'nın Türk bayrağı ve beyaz gelinlik sarılı tabutu defnedilmek üzere Asri Mezarlığa götürüldü. Cenazenin araca konulması sırasında Sena'nın yakınları gözyaşları içinde sinir krizleri geçirdi. Vatandaşlar ise tekbir getirerek terörü lanetledi. Üzerinde gelinlik bulunan kızının tabutuna sarılarak ağlayan anne Tülay Büyükkonuk, boynundaki Türk bayrağını da tabutun üzerine bırakıp öptü. Bakan Fatma Şahin'in de teselli etmeye çalıştığı anne Tülay Büyükkonuk'la gözyaşı döktüğü görüldü.
SÜLEYMANLAR ARTIK YAN YANA YATIYOR
Aynı hastanenin acil müşahede odasındayım şimdi de... Önü başımdaki yatakta hem yaralı hem acılı bir genç kadın yatıyor. Adı: Dilber Alkan. Aklında dilinde duasında kendine değil, 3 yaşındaki yavrusuna sağlık selamet dilekleri var. Birlikte yaralandıkları kocası ve 2 yavrusunu düşünüyor kendinden çok. "Onlar iyi" sözlerini duyuyor yanındaki akrabalardan ama yalan söylüyorlar ne yazık ki.
ŞARAPNEL SAPLANMIŞ
Evet eşi ve büyük çocuğu kurtuldu ama 3 yaşındaki küçük oğlu Süleyman, sırtına saplanmış iri kıyım şarapnel parçasından dolayı geldiğinde ölüymüş zaten hastaneye. Baba İbrahim Alkan anlatıyor gözyaşları içinde: "Bütün gün dondurma istedi. Dayanamayıp çıktık. 10 dakika geçmeden başımıza bu felaket geldi." Süleyman için ağıtlar az ötede, hastanenin cümle kapısına yakın bir yerde yakılmaya başlamış bile. Ele avuca sığmayan, cin zekâlı, bir çocukmuş Süleyman. Kendinden önce doğan bir ağabeyi daha olacakmış ama o daha 3 haftalık bebeyken ölünce, ardından gelen bu yavruya da onun adını Süleyman'ı vermişler. Şimdi aile mezarlığında koyun koyuna yatacak abi kardeş...
HAİN SALDIRIDA 3 DE GARDİYAN CAN VERDİ
Patlamada ölen Gaziantep H Tipi Cezaevi'nde görevli 3 gardiyandan, 26 yaşındaki İsmail Daler'in Oğuzeli ilçesi Doğanpınar köyündeki babaevinde gözyaşı var. Ağabey Mehmet Daler, "Kardeşimi bayramdan sonra evlendirecektik" dedi. 4 çocuk babası başgardiyan Safi Canbaş'ın emekliliğine 2 yıl kaldığı öğrenilirken, Diyarbakırlı infaz koruma memuru Davut Adak'ın ölümü ise tansiyon hastası anne Hacer ile kalp hastası baba Halim Adak'a söylenemedi.
Sırrıberk ARSLAN - Erdoğan YAPIK