"İçime sindiremiyorum"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer bir Başbakan çıkıp kamuoyu önüne "Öcalan'la görüşülmeli' diye bir beyan deklare ediyorsa, kendisinin muhatabı artık Öcalan'dır. Ben bunu kabul etmiyorum. İçime de sindiremiyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu, Habertürk Televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik "hain" ifadesi nedeniyle kendisine açtığı tazminat davasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bu ifadeyi ilk kez kullanmadığını, daha önce de 22 Eylül 2003'te Dubai'de imzalanan bir anlaşma için "bu ülkeye ihanettir ve bunu yapan da haindir" dediğini belirtti. Söz konusu Wikileaks belgesinin gazetelerde yayınlandığını, köşe yazarlarının yazdığını, kitaplarda da yer aldığını ancak itiraz edilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben dile getirdim 100 bin liralık tazminat davası. Beni korkutmak istiyor. Ben Recep Tayyip Erdoğan'dan korkmam. Ben inandığım şeyi sonuna kadar söylerim" dedi.
Amerikan askerlerinin 2003 yılında, İskenderun'da gemilerden inip Mardin'e kadar gittiklerini ve bunu bütün televizyonların gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben şu soruyu Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum, yabancı bir ülkenin askeri elinde silahıyla, tankıyla, topuyla başka bir ülkeye yani Türkiye Cumhuriyeti'ne nasıl girebilir? Bir tek koşulla, Anayasa'ya göre parlamentonun izniyle. İkinci soru, parlamento böyle bir izin verdi mi? Vermedi. Parlamento izin vermediği halde siz nasıl yabancı olur bir ülkenin silahlı güçlerini Mardin'e kadar getirip Türkiye'de konuşlandırırsınız, bunun adı vatana ihanettir" dedi.
"AİHM'E GİDECEĞİM"

Yabancı bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin Türkiye'ye gelmesi konusunda AKP ile bir anlaşma sağlandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Yabancı güçler Türkiye'ye geldi mi, geldi. Mardin'e kadar gittiler. Onun için bu kararı alan birisinin yeri Yüce Divandır. Hiç bunun tartışması yok, istediğiniz hukukçuya sorun" dedi. Kılıçdaroğlu, "Bütün televizyonlardaki haberleri götürüp mahkemeye koyacağım. 2003 yılında yabancı bir ülkenin askerleri hangi gerekçesiyle nasıl geldikler bu ülkeye. Birinin bana açıklaması lazım. Onun için vatan haini kelimesini kullanan kişiyim. O zaman da söyledim, dava açtı mı açamaz. Şimdi dava açıyor, ben geri adım atacağım diye. Yargıyı kendine göre düzenledi, istediği kadar düzelesin. Ama ben Türkiye'de olmasa bile Avrupa'da hukukçular vardır ben onlara güveniyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan'a daha önce "kalpazan" dediği için tazminat ödediğini ifade ederken, bu davayı da AİHM'e götüreceğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik açılan tazminat davalarının kaybedilmesi halinde paranın parti kasasından mı ödeneceği sorusuna ise "Hayır tazminatların hiçbirisi parti kasasından ödenmez" yanıtını verdi.
"HALKI KANDIRIYORLAR"

Kılıçdaroğlu Oslo tartışmalarına ilişkin ise, Başbakan'ın Oslo görüşmelerini önce inkar ettiğini belirterek, Başbakan'ı halkı kandırmakla suçladı. Kılıçdaroğlu, "Biz Oslo sürecinde "görüşüyorsunuz' dediğimizde en ağır cümlelerle bize saldırdı, "şerefsizlikten' tutun da ucu nereye giderse, her türlü ifadeyi kullandı. Gerçek ortaya çıktı mı, çıktı, görüşmeler yapıldı mı, yapıldı. O görüşmelerin içeriği de ilginç; AKP'nin seçim sürecinde terör örgütünün eylemsizlik kararı almak için yapılan bir görüşme bu. Öyle terörü sonlandırmak için değil. Halkı kandırıyorlar bunlar" dedi.
"SİLAHSIZIN DOKUNULMAZLIĞINI KALDIRACAK, SİLAHLIYLA KONUŞACAĞIZ', BUNU KABUL ETMEYİZ"
Kılıçdaroğlu, "Bu süreçte Öcalan'la görüşülmeli mi?" sorusuna ise, "Eğer bir Başbakan çıkıp kamuoyu önüne "Öcalan'la görüşülmeli' diye bir beyan deklare ediyorsa, kendisinin muhatabı artık Öcalan'dır. Ben bunu kabul etmiyorum. İçime de sindiremiyorum. Kimse kusura bakmasın. Bir devlet yönetiminde böyle bir şey olabilir mi? Siz kalkıyorsunuz kendi muhatabınızı belirliyorsunuz; omzunda silah olan benim muhatabım olur ama mecliste milletvekili olan benim muhatabım olamaz, çelişkiye bakın. Böyle saçma şey olur mu? Kucaklaştıkları kişilerden biri silahlı öbürü silahsız. "Silahsızın dokunulmazlığı kaldırılacak, silahlıya gel otur karşıma, konuşacağız', biz bunu kabul etmeyiz kimse kusura bakmasın" dedi.
"BİZ BU NUMARAYI YEMEYİZ"

Oslo sürecinin karanlık, ne olduğu belli olmayan ve ilkesiz bir süreç olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu açıdan bu süreç sağlıklı çalışan bir süreç değildir, bu süreç sadece Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin tekrar iktidar olması için seçimlerde PKK'nın eylemsizlik kararı alması için öngörülen süreçtir" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Bu dönemde gündeme gelmesinin benzer bir nedeni mi var?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Benzer bir neden, cumhurbaşkanlığı seçimi var. Kendisi aday ya, deklere etti ya, eylemsizlik kararı alınsın beyefendi cumhurbaşkanlığı makamına otursun. İkinci süreçtir. Bu karanlık sürece destek vermeyiz" dedi.
İlk Oslo görüşmelerinde Türkiye'nin kan gölüne döndüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Korkum, ikinci Oslo görüşmelerinden sonra Türkiye'de iç savaş tetiklenebilir" dedi. Kılıçdaroğlu, Barış için diyaloğa "evet' dediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu ancak AKP'nin meclise gelmediğini belirterek, "Hayır, diyor, "ben meclisi, halkı, kanaat önderlerini devre dışı bırakacağım, ben cumhurbaşkanlığımı garanti altına almak için Oslo gidip masaya oturacağım, diyor. Kimse kusura bakmasın biz bu numarayı yemeyiz" diye konuştu.